tuzlu kahve

91 4 4
                                    

"Abartma istersen hayatım alt tarafı bol tuzlu bir kahve."

"Bu akşam bir bitsin ben sana sorarım tuzlu kahveyi."

"Sevgilim şuan kıyafet bakıyorum. Akşam görüşücez zaten kapatıyorum ve seni seviyorum."

"Sera çok kısa şeyler alma bak!"

"Ya zaten evin içinde olucam."

"Olsun yine de. Bende seni seviyorum."

Aradan koskoca yedi yıl geçmişti. O kadar çok şey yaşamıştık ki. Emine'nin abisi ve babası yakalanmıştı ve en ağır cezayı almışlardı. Bense iyileştikten sonra zor bela okula dönmüştüm. Devamsızlık hakkım dolduğu için araya abim girmek zorunda kalmıştı. Emine de kaydını tekrar bizim okula almıştı. Can'ın devamsızlık hakkı dolduğu için sınıf tekrarı yapmak zorunda kalmıştı ama sonunda dördümüz de üniversiteyi kazanmıştık. Poyraz ve Can mimarlık okumuş, sonrasında ise Poyraz'ın amcasının mimarlık ofisinin başına geçmişlerdi. Ben anasınıfı öğretmenliğini bitirmiş, ilk senemde bir okulda işe başlamıştım. Emine de kadın doğum uzmanlığında adım adım ilerliyordu.Efe abim dikişlerimin patladığı gece pansuman yapan hemşireyle evlenmişti. O geceden sonra kızın peşini bırakmamıştı.Yunus abim ise buradaki herşeyi bırakmış yurdışına yerleşmişti.Poyraz ve Can askerliğini doğuda yapmıştı. Çok zor zamanlar geçirmiştik.
Yedi yıl içerisinde tabi ki ayrılıklar olmuştu. Hepsinin üstesinden beraber gelmiştik. Emine kariyer yapmak istediği için şuan evlilik düşünmüyorlardı ama Can bu akşam beni abimden istemeye geliyordu. Bizde Emineyle beraber kıyafet bakacaktık.

"Bu nasıl?"

Emine'nin gösterdiği elbiseye baktığımda çok güzel olduğunu görmüştüm ama sırt dekoltesi çok fazlaydı. Eğer bunu giyersem Can beni keserdi o yüzden daha kapalı elbiselere bakmaya karar verdim.
Neredeyse sabahtan beri kıyafet arıyordum ama Can bey saolsun seçenek bırakmamıştı. Beğendiğim kıyafetlerin fotoğrafını göndermemi istemişti ama hiçbirini beğenmiyordu.
'O olmaz çok dar'
'Bunu alma çok açık'
'Çok kısa'
Bütün hevesim kırılmıştı. Bir an önce alıp gitmek istiyordum. Gözüm kenarda duran bir elbiseye takılınca hemen denemek için kabine girmiştim. Pudra pembesi, dizlerimde biten, vicudumu tam saran, kalın askılı bir elbiseydi. Aynadaki görüntü muazzamdı bunu kesinlikle  alacaktım. Elbiseye uygun ayakkabı da aldıktan sonra taksiye binip eve geldik. Saçlarımı kendim yapacaktım. akşama az zaman kaldığını görmemle kendimi banyoya atmıştım.

....

Abimler, ablam, herkes gelmiş salonda Canların gelmesini bekliyorduk. Kapı çalınca heyecanla yerimden kalkmış kapıyı açmıştım. Dünya teyze ve Salih amcanın elini öptükten sonra Can'ın elindeki çiçek ve çikolatayı almıştım. Tam kapıyı kapatacakken Poyraz gelmişti. Abimler çok fazla ısınamamıştı Poyraz'a ama şu an buraya erkek tarafı olarak geldiği için sıkıntı yoktu. Can stresten ayağını sallarken Poyraz da Emine'yi evliliğe ikna etme çabalarındaydı. Bu hallerine gülümseyip ablamın işaretleri sayesinde kahve yapmayı akıl edebilmiştim. Emine'yi peşimden mutfağa sürükleyip kahve yapmaya başladım. Can'ın kahvesine bol tuz atarken içim acımıştı. Teker teker herkese kahveleri verdikten sonra sıra Can'a gelince sinsi bir gülüş yollamıştım. Tekrar abimin yanına oturduğumda Can içsem mi içmesem mi diye düşünüyordu. Sonunda ilk yudumu aldığında surat ifadesi görülmeye değerdi. Neredeyse ağzından püskürtecekti ama abilerimin delici bakışları altında bütün fincanı bir dikişte içmişti.

"Gelelim sebebi ziyaretimize."

Salih babanın konuya girmesiyle iyice heyecan yapmıştım.

"Allah'ın emri, peygamberin kavliyle kızınızı oğluma istiyoruz."

SIZI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin