28 BÖLÜM: MERHAMET

670 108 75
                                    

Nihayet akşam olmuş ve parti zamanı gelmişti. Profesör Slughorn tatlı tebessümüyle misafirlerini karşılıyordu. Ortam mükemmeldi, içkiler ve istedikleri kadar içmekte özgürler, pastalar, kurabiyeler, yaşlı arkadaşlar, kızlar, müzik, dans ve profesör Slughorn'un hiç tadına doyulmayan muhabbetleri. Zil çaldı ve ev sahibi gidip kapıyı açtı. Gelenler Polly ve arkadaşlarıydı. İçeri girerken ağızları beş karış açık etrafı incelediler. Hatta gidip kaynaşmaya ve dans etmeye falan başladılar. Ama biri hariç, Myrtle o hariç. Masada oturup kaymak birasını kafasına dikti. Çok üzgündü çok, sebebi de belliydi zaten. Aklı, hayali, beyni ve kalbi bedeninin tüm hücresi Tom'u düşünmekteydi. Neden unutamıyor beyninden atamıyordu o şeytanı? Profesör Slughorn kapıyı bir kez daha sevecenli haliyle açtı. Bu sefer ki misafirler Slytherin'li öğrencilerden Daniel, William ve birkaç çocuktu. Etrafa pür dikkat bakındıktan sonra boş bir masaya yöneldiler. William partide Robin'i göremeyince meraklandı ve Daniel'e bakarak:

"Bizim casus nerede? Yoksa korkudan yatağının altında mı saklanıyor."

Gülüştüler. Daniel gülerken dertlenmiş Myrtle'ı görünce arkadaşını dürttü:

"Şuraya bak bizim mızmız arkadaşımız kederli görünüyor. Yanına gidip konuşayım mı?"

William soğuk durgun bakışlarıyla Polly'i işaret ederek:

"Senin görevin orada seni bekliyor. Tom Riddle'ın dediğini unutmadın herhalde? Unutursan olacakları biliyorsun senin için hiç te iyi olmaz."

Daniel onu onaylayarak söylediği sözleri doğruladı. Myrtle'ı farkedip üzülen Olive onun yanına geldi:

"Canım arkadaşım iyi misin?"

Derin düşüncelere dalmıştı Myrtle, onu duymadı bile. Elini iki defa arkadaşının gözünün önünde gezdirdiği zaman kendine gelebilmişti. Düşüncelerden sıyrılmış ve burada neden olduğunu bile hatırlayamayan yarı baygın şekilde olan Myrtle anlaşılmayan ses tonuyla:

"Çok iyiyim Olive çok iyiyim. Bak görmüyor musun halimden de belli olmuyor mu?" dedi.

Olive dudağını büzdü:

"O zaman neden bize katılmıyorsun? Gel şurada dans edelim bak insanlar ne güzel eğleniyor sende gelsene yanımıza."

Elini daire yaparak bahsettiği yeri gösterdi. Myrtle sımsıcak akmaya hazır gözyaşlarını geri gönderip kendini tuttu:

"İzin verin lütfen üzülmeme izin verin. Yoksa çok daha kötü olabilirim. İçmek serbest değil mi? Bende canımın istediği kadar içeceğim. Sarhoş olup kendimi mutlu hissedecek kadar içeceğim. Saçmalayacak kadar ve hiçbir şeyin farkına varamayacak kadar içeceğim bana karışmayın."

Olive üzgün dolu bakışlarını yere indirdi. Evet haklıydı Myrtle. Bırakın onu özgürce mutsuzluğunu yaşasın. Yoksa dediği gibi hali daha kötü olacak. Aşık olmuş ve bitap bir biçimde içi harabeye dönmüş. Yıkık terk edilmiş bir evden farkı yok onun. Ziyaret edilmeyi unutulmuş bir mezar gibiydi. Sessiz, korkunç, soğuk, çaresiz ve kimsesiz. İçi o kadar doluydu ki boğuluyor gibiydi. Olive dans edenlerin arasından zorlukla geçerek Jullian'ın yanına geldi. Arkadaşının geldiğini görünce Myrtle'ın nasıl olduğunu sordu. Olive iç çekerek:

"Kötü hemde çok kötü" dedi.

Daniel müziğe ritim tutup dans pistine doğru yürüdü. John onu farkedip yüzünü buruşturdu, nefretle:

DARK LOVEOù les histoires vivent. Découvrez maintenant