10.Bölüm

244 32 8
                                    

Geceler, en sıkıldığım zamanlardı. Vampir arkadaşlarım çoğunlukla avda ya da dışarda olurdu. Tanıdığım iki insan da uyuyordu. Evimde tek başına oturmak zorundaydım. John bir haftadır ortada yoktu. Fernando evde insan öldürdükten sonra gitmişti ve gelmeye niyeti olduğunu düşünmüyordum. Lisa ise ayrı bir dünyadaydı. Eski sevgilisinin ölümünü her gün tekrar tekrar yaşıyormuş gibi üzgündü. Kapı açılınca kimin geldiğini görmek için başımı uzattım. Lisa titreyen elleriyle kapıyı kapattı. Yanına gittim.
"Ne oldu?" Dedim merakla. Yüzü yaşadığı korkuyu anlatıyordu. Yutkunup kapıya dayandı.
"Onu gördüm," dedi korku dolu bir sesle. Titreyen elini tuttum. Yüzüne düşen saçlarını geriye ittim.
"Kimi gördün?" Dedim korkuyla. Ağlamaya başladı.
"Kızıl saçlı kız. Volturilerden. Eski sevgilimi yok eden kız buradaydı. Şehir merkezinde dolaşıyordu."
Sinirle yumruklarımı sıktım. O daha gitmemiş miydi? Ne laftan anlamaz biriydi bu. Lisa'ya baktım. Ne söyleyebilirdim? Boğazımı temizledim.
"Geçiyordur Lisa. Korkma bu kadar. Denk gelmişsin."
Başını iki yana salladı.
"Volturiler boşuna gelmez. Bir görevi olmalı. Ya birini yok edecek ya da bir görevi yerine getirecek. O kız çok tehlikeli. Hem vampirler için hem de insanlar için."
Dudaklarımı ısırdım. Ona söylemeliydim artık. Derin bir nefes aldım.
"Benim için geldi çünkü ben Volturilerin koruyucularından biriyim."
Bana donmuş gibi baktı. Kaşlarını çattı. Gözlerime baktı, baktı... Ayağa kalkıp benden uzaklaştı. Daha çok ağlıyordu.
"Sen onlardan biriydin! Sana sevgilimi öldürdüklerini anlattım ve üzüldüm dedin. Nasıl yalan söyledin bana? Ellie, inanamıyorum! Bunca yıldır bir düşmanla yaşamışım."
Yanına gidip elini tutmak istedim ama benden kaçtı. Kapıyı açtığında artık bizimle kalmayacağını anladım. Son bir kez ona gerçeği anlatmalıydım.
"Ben insanken Volturiler beni koruyucu olarak seçmişler. Vampire dönüştüğümde de hemen koruyucu yapmışlar. Kendi isteğimle olmadım ve bundan kurtulmak istiyorum. Lisa, lütfen gitme. Tek arkadaşım sensin. Biliyorsun," dedim çaresizce. Yüzüme bile bakmadan çekip gitti. Gözden kaybolunca ağlamaya başladım. Lisa'yı da kaybetmiştim.

Öğlene doğru evden çıktım. Vivian'a gitmesi için mantıklı şeyler söyleyecektim. İkna olursa belki giderdi. Liam'la ilgili de yalanlar uydurmak zorundaydım. Şehir merkezine varınca gözlerimi kısıp Vivian'ı aradım. Ortada görünmüyordu.
"Ellie abla!"
Bana doğru koşarak gelen Angel'a sarıldım.
"Tek başına mı geldin buraya kadar?" Dedim merakla. Başını salladı. Ayrıldığımızda ona baktım.
"Liam abin nerede? Erkenden işe mi gitti, yoksa okula mı gitti?"
Omuzlarını silkti.
"Onu kırmızı saçlı bir kızla konuşurken gördüm. Konuşuyorlardı. Sonra kız gitti. Liam abi de gitti. Ben de kalkıp yemek yedim ve evden çıktım. Parka gidecektim."
Yine mi Vivian? Nereden gelmişti bu kız da. Tesadüfen karşıdan John geliyordu. Yanımıza çağırdım.
"Angel'ı parka götürür müsün? Birazdan geleceğim. Bankta otursan yeter. Biri zarar vermesin," dediğimde gülümsedi. Angel'ın elini tuttu.
"Merak etme El. Birlikte eğleniriz."
Arkalarından baktım. John'a bu konuda gözüm kapalı güvenirdim. Fernando gibi dengesizin teki değildi. İnsanlara bilerek zarar vermezdi. Liam'ın çalıştığı kafeye gelince durup içeri baktım. Liam servis yapıyordu. Vivian yoktu. İçeri girip kasaya doğru yürüdüm. Patron başıyla selam verdi. Ben de verdim. Liam gelince beni öpmeye yeltendi ama geri çekildim. Tepsiyi tezgaha koydu.
"Sorun ne Ellie'm?" Dediğinde nefesimi dışarı verdim.
"Sorun sabah Vivian'la konuşman. Israrla onunla konuşmaya devam ediyorsun. O, seni istiyor. Anla artık."
Derin bir nefes aldı.
"Seni sevdiğimi anlamıştır El. Bırak artık şu kıskançlığı. Evimin önünde yerde yatarken buldum. Gözü kararmış ve düşmüş. Ayağa kaldırıp iyi misin diye sordum. Yolun başına kadar eşlik ettim. Suç mu bu?"
Gözü kararmışmış. Vampirlerin gözü mü kararır? Ah Liam gerçeği bilseydin keşke.
"Tamam, bir şey demiyorum. Angel parka gitmek için beni bekliyor."
Doğruca yürüyüp gittim. İstese de peşimden gelemezdi çünkü çalışıyordu. Parka varınca yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim. Vivian'ı bulmam gerekiyordu. John Angel'ı salıncakta sallıyordu. Baba kız gibi görünüyorlardı. Bir an Liam'la evli olduğumuzu ve Angel'ın kızımız olduğunu hayal ettim. Neden hayaller hep canımı acıtmak zorundaydı? Rüya bile göremiyordum. Angel beni görünce el salladı. Yanındaki boş salıncağa oturdum. John zihin yoluyla benimle konuşmaya başladı.
"Önemli bir sorun var gibi. Ne oldu?"
"Sana bahsettiğim Volturi koruması onu uyarmama rağmen gitmemiş ve sevgilimi çalmaya çalışıyor. Sevgili olduğumuzu bilmiyor ama büyük ihtimalle anlamıştır. Volturiler bu duruma ne der bilmiyorum. Ne tepki vereceklerini tahmin edemiyorum çünkü onlarla hiç karşılaşmadım. Bütün bunların yanında dün gece Lisa koruyucu olduğumu öğrendi ve evi terk etti."
"Onun tepkilerini bilirsin Ellie. Dert etme. Geri dönecektir. Koruyucuyu birlikte ararız. Yalnız değilsin."
Yüzüne bakıp gülümsedim. O da bana gülümsedi.
"Siz ikiniz iyi arkadaşsınız galiba," dedi Angel. Kaşlarını şüpheli bir şekilde çatmıştı. Güldüm.
"Evet, tatlım. Aynı evde kalıyoruz. Uzun zamandır. En iyi arkadaşlarımdan biri."
Angel başını olumlu anlamda salladı. Salıncaktan inip kaydırağa yöneldi. Zihin dalgalarımı kullanarak Vivian'ın yerini tespit etmeye çalışıyordum. Yakında kokusu da yoktu. John bana dönünce dikkatim dağıldı.
"Koruyucunun fotoğrafını göster. Gidip onu bulacağım. Seni de çağırırım."
Fotoğrafı yoktu ki.
"Fotoğrafı yok."
Dudağı yukarı kıvrıldı. Bu beni hafife alıyorsun gülüşüydü. Tabi ya! John anıları görebiliyordu. Gözlerimi kapatıp Vivian'lı anılarımı hatırladım.
"Yeterli."
Gözlerimi açtım. John artık onu tanıyordu. Son hızıyla gözden kayboldu. Vivan'ı bulmalıydı. Onunla konuşup onu ikna etmeliydim. Geri gitmeliydi. Volturiler Liam ve benim ilişkime karışmamalıydı. Liam benim yüzümden zarar göremezdi. Cep telefonuma bildirim gelince heyecandan ellerim titreyerek mesajı okudum.
"İşten erken çıkacağım. Yarım saate parka gelirim."
Mesaj Liam'dandı. Eğer buraya gelirse Vivian'la konuşmaya gidemezdim. Tabi Jonh onu bulabilirse.

Dakikalar geçtikçe panik olmaya başlamıştım. Liam'ın gelmesine on dakika kalmıştı. John bulduysa bile gidemezdim. En sonunda John'a başka bir zaman aramamız gerektiğiyle ilgili mesaj attım. Mesaj gidince de Liam geldi. Angel koşup ona sarıldı. Ben onun olduğu tarafa bile bakmadım.
"Bize gidelim. Hava soğudu. Film izleriz. Yemek yeriz," dediğinde yere bakarak başımı salladım. Ev sıcaktı. Liam ve Angel mısır patlatıyorlardı. Hava neredeyse kararmıştı ama John'dan haber yoktu. İyice merak etmeye başlamıştım. Aramama rağmen cevap vermemişti. Telefon çalınca hemen açtım.
"Jonh neredesin? Başına bir şey geldi sandım."
Bir kahkaha sesi geldi. Bir kadın gülüyordu. Bu da neydi böyle?
"Üzerime arkadaşlarını mı salıyorsun Ellie? Korktun mu benden?"
Vivian. Sinirle ayağa kalktım.
"Beni dinle. Geri dön artık. Yeterince gözlemledin. Küçük bir çocukla ilgileniyorum. Üç vampirle bir evde kalıyorum. Birkaç tane de insan arkadaşım var. Öyle olaylı bir hayatım yok. Git ve bunları Volturilere anlat. Beni ve arkadaşlarımı rahat bırak artık."
Vivian bir süre sustu.
"John'a bir şey yapmadım. Uzun süre konuştuk. Geri dönecek şimdi. Ne zaman gideceğime ben karar veririm. Yine de şunu söyleyebilirim. Yakında gideceğim. Volturiler uzun işlerden uğraşmaz. Kesin ve net çözümü severler. Ani ve acıtan yolu seçerler."
Ağzımı açtığım anda telefon kapandı. Filmin ortasında John'dan eve döndüm diye mesaj geldi. Çok rahatlamıştım. Film biter bitmez eve döndüm. John odasındaydı. Yanına oturdum.
"Onu bulmam zor olmadı. Beni tanımadı tabi. Kendimi tanıtınca kızdı. Ellie araya birini sokmaya mı başladı dedi. O arada anılarını inceledim. Bütün günler Liam'ı izlemiş. Her hareketini. Sizi de uzaktan hep izlemiş."
Yutkundum.
"Sevgili olduğumuzu anlamış mı?"
"Bilmiyorum. O konuda bir şey demedi. Biraz öldürdüğü vampirleri de gördüm. Acımadan öldürmüş. En acımasız koruma olabilir."
Başımı salladım.
"Biliyorum. Başka bir şey gördün mü?" Dedim merakla. Kaşlarını çatıp hatırlamaya çalıştı. Bakışları odaklandı. Elimi tuttu.
"Şimdi gördüklerimi senin zihnine aktaracağım."
Siyahlar içinde üç vampir vardı. Ortadaki yerinden kalkıp Vivian'ın yanına geldi.
"Sana güveniyorum. Ellie'yi Fredo'nun oğlunun elinden kurtaracaksın. Bir kurt adamın oğluyla sevgili olamaz."
Vivan başını saygıyla eğdi.
"Şüpheniz olmasın efendim. Bir Volturinin kızı kurt adamın oğluyla birlikte olamaz."
Görüntüler silindiğinde büyük şoktaydım. İlginç bir şekilde babamı bulmuştum. O, bir Volturiydi.

Karanlık DüşlerWhere stories live. Discover now