19.Bölüm

171 19 8
                                    

Hemen bir yalan bulmalıydım. Angel'a gerçeği şimdi söyleyemezdim. Daha küçüktü. Kollarımı kollarına doladım.
"O bir çeşit etti. Kanda beklemesi gerekiyormuş. O yüzden kan dolu kavanoza duruyordu. Et bitti ve kavanoz kaldı. Yanlış anlamışsın."
Yutkundu.
"Gerçekten mi?" Rahatlamış gibiydi. Başımı hızla öne arkaya salladım. Kollarımı ona doladım ve beraber yürümeye başladık.
"Bir daha canın bir şey çektiğinde benden iste," dedim koridorda yürürken.
"Özür dilerim  Ellie abla. Mutfağı berbat ettim. Bir daha hiç oraya girmeyeceğim."
Yatağıma yatırdım. Gülümsedim.
"Önemli değil. Şimdi uyu bakalım."
Uyuduğundan emin olunca odadan çıktım. Lisa mutfağı temizliyordu. Sırtımı duvara yasladım.
"Az kalsın anlayacaktı. Ben yokken niye aklına geldi ki mutfağa girmek?"
Lisa nefesini dışarı verdi.
"Ben de odamdaydım. Siz gelince dışarı çıktım. Bana gelip söyleseydi bunlar olmazdı ama iyi bahane buldun. Anlamadı."
Başımı salladım. Bu defalık iyi bahane bulmuştum. Sabah olunca Angel'ın yanına gittim. Ben odaya girince bir şey gizledi yatağının altına. Kitaba benziyordu. Sesimi çıkarmayıp görmemiş gibi yaptım.
"İyi uyudun mu?" Dediğimde başını salladı.
"Evet. Karnım acıktı. Sen salona git. Ben geliyorum."
Bir şey saklıyordu. Odadan çıktım. Angel da bir süre sonra çıktı. Televizyonu açtı. Hemen gidip ne karıştırdığına bakmalıydım. Odaya yönelmiştim ki kapı çaldı. Gidip kapıyı açtım. Kapıda orta yaşlarda kumral bir adam vardı.
"Birini mi arıyordunuz?" Dedim merakla.
"Bu adresi tesadüfen buldum. Acaba Dimitra'yı tanıyor musunuz?"
Sesi tanıdık gibiydi. Dimitra'nın evi buraya çok uzaktı. Karıştırmış olamazdı.
"Tanıyorum. Evi buraya uzak. Onu nereden tanıyorsunuz?" Dedim şüpheyle. Adam gülümsedi.
"Geçmişten."
Adresi bir kağıda verdim ve gitti. Ne gizemli adamdı ama. Odaya girip Angel'ın yatağındaki örtüyü kaldırdım. Yatakta kalın siyah bir kitap vardı. Arasına ayraç konulmuştu. Ayraçlı sayfayı açtım. Vampirler hakkında bilgiler yazıyordu. Göz gezdirdim ve kapattım. Kitabı bulduğum yere koydum. Angel yemek yiyordu. Liam yanıma gelip oturdu.
"Az önce gelen adam kimdi?" Dediğinde omzumu silktim.
"Bilmiyorum. Anneni arıyormuş. Eskiden tanıdığıymış. Adresi verdim, gitti."
Liam kaşlarını çattı.
"Belki akrabamızdır."
Liam'ı inceledim. O adama benziyordu. Belki de dayısı filandı.

Akşamüzeri tekrar kapı çalındı. Bugün hiç olmadığı kadar kapı çalınıyordu. Annem kapıyı açtı. Dışardan sesler geliyordu. Biri ağlıyordu sanki. Olağanüstü güçlerle ilgili bir şey olabilirdi. Liam'a Angel'ı işaret ettim. Sessizce odadan çıktık. Kapıda bugünkü adam ve Dimitra vardı. Liam ile birlikte annemi de alıp bahçeye çıktık. Dimitra ağlıyordu.
"Ne oldu?" Dedim ona bakıp. Dimitra duymuyor gibiydi. Liam'a bakıyordu.
"Antonie geldi Liam. Baban geldi."
Şok içinde Liam'ın babasına baktım. Gerçekten çok fazla Liam ona benziyordu. Liam'ın biraz yaşlı hali gibiydi.
"Bu doğru mu? Anne?"
Liam da şoktaydı. Birden babası karşısında belirmişti. Antonie konuşmaya başladı.
"Volturilerin yanına gitmiştim. Bir türlü seni ve anneni bulamıyordum. Tam yanlarından ayrılmak üzereyken bir kart buldum. Ellie yazıyordu. Dimitra ve senin adını da görünce burada yaşadığınızı sandım."
Bana baktı.
"Ellie bana adresi verdi ve Dimitra'yı buldum. Sizi buldum artık."
"Babamın aptal kartları sonunda bir işe yaradı," dedim alayla. Liam babasına sarıldı. Dimitra gülerken birden ciddileşti. Tabi ya. Antonie bir kurtadamdı. Oğlunun vampir olduğunu öğrenince kızacaktı. Liam geri çekildi.
"Hep nasıl biri olduğunu merak ediyordum baba. Sonunda gördüm seni."
Antonie kaşlarını çattı.
"Liam sen bir tuhafsın. Yarı kurt adama benzemiyorsun. Yoksa?"
Dudağımı ısırdım. Liam başını dikleştirdi.
"Vampir kurtadam karışımıyım. Nedenini sorma baba. Karışık meseleler. Ben hâlâ senin oğlunum. Ellie vampir ve biz birbirimizi seviyoruz. Çok mutluyum baba."
O anda arkamdan kapanan kapının sesini duydum. Lisa da bu mutlu anı görmek için gelmiş olmalıydı. Arkama döndüğümdeyse adeta yıkıldım. Angel gözlei dolu dolu bize bakıyordu. Her şeyi duymuştu. Yanına koştum.
"Bana yalan söyledin Ellie abla. Vampir olduğunu söylemedin. Kavanozu kırdığımda bile söylemedin. Neden?" Dedi kırgın bir sesle. Gözlerimi kapatıp nefesimi dışarı verdim.
"Söylemek yasak çünkü. Eğer söylersek..."
Sözümü kesti.
"Volturiler sizi cezalandırır. Biliyorum."
Gülümsemeye çalıştım. O da gülümsedi. Annem, ben ve Angel içeri girdik. Liam, annesi ve babası konuşuyorlardı.
"Nasıl vampir oldun Ellie abla? Lütfen anlat."
Angel'ın gözleri heyecandan parlıyordu.
"On dokuz yaşındaydım. Bin dokuz yüzlü yıllarda yaşıyordum. Tarihi filmlerde kullanılan elbiseler var ya hani fırfırlı onlardan giyiyorduk. Sokakta beni görüp evine alan Bayan Melanie ile kalıyordum. Baştan çok iyiydi. Sonra eşi ölünce  tuhaflaştı. Bana çok kötü davranmaya başladı. Eşimi sen öldürdün diyordu. Bir gün bir vampir geldi ve çok güçlü olmak ister misin dedi. Ben de o kadar yorulmuştum ki hizmetçilik yapmaktan hemen kabul ettim. Çekmecemde bulduğun kibridi yaktım ve onu bir kulübede beklemeye başladım."
Angel dikkatle dinliyordu.
"Peki seni ısırdığında çok acıdı mı?"
"Hayatımda hissettiğim en büyük acıydı. Kolum alevler arasında kalmıştı sanki. Vampir olduğumdaki ilk zamanlar daha da kötüydü. Kendimi kontrol edemiyordum. Yoldan geçen insanlara saldırmamak çok zordu."
Angel konuşmaya başladı.
"Bayan Melanie'yi öldürdün mü?"
Gülümsedim.
"Evine gizlice girdim. Uyuyordu. İçimden bir anlığına öldürmek geçti ama o yaralıydı. En sevdiği kişiyi kaybetmişti. Bilerek yapmıyordu. Ben de doktoru aradım. Gelip hastaneye götürdüler. Birkaç eşyamı hatıra olsun diye aldım ve evi terk ettim."
Angel bana sarıldı.
"Çok acılar çekmişsin Ellie abla. Mutluluğu bulduğun için ben de çol mutluyum."
Ona sımsıkı sarıldım.
"Vampir olup olmama kararı sana ait tatlım," dedim sevecenlikle. Gülümsediğini hissediyordum.
"Biliyorum."

Karanlık DüşlerWhere stories live. Discover now