Bölüm 11 (Bir Garip Endişe)

6.8K 846 74
                                    


Hakan

Üç gün.

Bir haftalık süreç başlayalı üç gün olmuştu. Üç gün, sekiz saat, yirmi üç dakika. Ancak ben onun yüzünü bile henüz görmemiştim. Ne olmuştu bana bilmiyordum. Eskiden olsa, bana böyle bir fırsatı bahşettiği için deli gibi çırpınıp, beni sevmesi için türlü şeyler yapabilirdim. Ancak şimdi, dudaklarımı kemirerek köşe bucak ondan kaçmanın bir yolunu bulmaya çalışıyordum.

Fırsatlar ve umutlar fırtınaların tam ortasındayken karşıma çıkıyordu. Göz gözü görmezken, bir fırsatı görmezden gelmek epey kolay oluyordu. Dudaklarımı rahat bırakırken bu kez bacağım sallanmaya başlamıştı. Artık vücuduma söz geçiremiyordum. Kurumaktan acıyan boğazım ile mutfağa doğru gitmek için ayaklanıp ilerlediğimde masanın üstünde duran telefonum titremeye başlamıştı. Mutfak kapısı ile bakışırken göz devirip arkama döndüm. Hızlı birkaç adımla masanın önüne varırken yukarıdan arayan ismi okudum.

Barış Hoca

Ellerimi ovuştururken ısrarla çalan telefonu kapanana kadar izledim. Olduğum yere, masanın yanına öylece çökerken siyah ekranı izliyordum. Kuruyan boğazım bile artık umurumda değildi. Arama tekrarlanırken kafamı dizlerime gömdüm ve sinir bozucu olan titreşim sesi ile baş başa kaldım. Hemen pes etmek istemesem bile birkaç saniye sonra tekrarlanan arama ile gardımın düşmesi bir olmuştu. Titrek bir nefesle açtım telefonu. Sonrasını hiç düşünmeden.

"Alo, Hakan?" Sesini duyduğumda telaşlanmıştım. Üç gün sonra sesini duymak beni köşeye sıkıştırmıştı işte. Dökülecektim biliyordum. Ördüğüm duvarları yıkmaya tek bir kelimesinin yettiğini bilse benimle oynamaya devam eder miydi cidden?

"E-efendim?" dedim ağlamaklı sesle. Sesimdeki his yoğunluğunu hissettiği için mi bilmiyorum, cevap vermedi birkaç saniye. "Seni merak ettim sadece." dedi en uysal ses tonuyla sonra. "Daha kötü günlerim oldu. Merak etmeyin." dedim tek nefeste. Birkaç anlamsız hışırtı sonrası derin bir iç çekme duydum. "Sürekli laf sokmayı bırak." dedi ardından. İstemsizce bir kıkırtı koptu dudaklarımdan. Beni taklit ediyordu, onun evinde aramızda geçen diyaloğu tekrarlıyordu.

"Çok çirkin bir terim." dedim ben de onu tekrar ederken. "Neden çekiniyorsun?" dedi sonunda, "Gerçek beni görmek gözünü korkuttuysa eğer..." dedi sonra. Sanki karşımdaymış ve hareketlerimi görüyormuş gibi temkinli ve beni sakinleştirmek istermiş gibi konuşuyordu. Ancak kelimelerinin arkasında tahrik edici şeyler saklıydı.

"Sizi zaten tanıyordum. Sadece bana garip geldiniz. İddialıydınız ve farklı."

"Sen demen gerek. Demiştim sana."

"Neden insiyatif kullandınız ki bu konuda? Madem yeterli değildim, ilk zorlukta pes ettim. Neden yani?" İstediğim sorular dudaklarımdan döküldüğünde ayağa kalkmıştım yavaş yavaş ve artık evin içinde dolaşıyordum.

"Çünkü-" dedi arkadaki zil sesine karışan sesi ile. "Çünkü artık kendimi bulduğumu hissediyorum. Bu şansı sadece sana değil kendime de verdim." dedi ardından acele ile. Aldığım cevap ile evin girişindeki uzun koridorda öylece kalakalmıştım. Kafamı yan taraftaki duvarda asılı duran aynaya çevirdiğimde çökmüş gözlerim ve solgun yüzümle karşılaşmıştım. Yaklaşık üç gündür beni sadece zevkleri için kullanacağını düşündüğüm için kendimi harap etmiştim. Ama şimdi bu söylediği birkaç kelime bile beni mutlu etmeye yetmişti. Yansımamdaki saçma gülüş ile "Teşekkür ederim. Bu şansı bize verdiğiniz için yani." dedim kelimelerimi zar zor toparlayarak.

"Derse gitmem gerek. Akşam bana uğrar mısın?" dediğinde sesindeki sakinlikle birkaç cümle daha kursa uyuyabileceğimi düşünmüştüm. Sanki görebilecekmiş gibi kafamı salladım ve "Tamam." dedim ve birkaç onay mırıltısı eşliğinde telefonu kulağımdan indirdim. Aynadaki kendime bakarken yüzümdeki bu gülüşün solmaması için her şeyi yapabileceğimi düşündüm.

Oysa, hızlı kurulan her ilişkide belirli ölçülerde illüzyon ve yüzeysellik olduğunu unutuyordum. Bol sanrılı bu sürecin, bir sancı doğurması kaçınılmaz bir sonu beraberinde getirecekti.

***
Aklımda bir şey var, onun için bu ara bölümler ileride değerli olacak. Şu kısacık bölüm için bu kadar beklememin sebebi biraz rahatsız olmamdı. Ve okuyucu sayısında gözle görülür bir artış var. Herkese çok teşekkür ederim. Bu hafta bir bölüm daha hızlı gelir. Diğer bölüm planlı çünkü. Ve hikayeye eklememi istediğiniz bir sanat dalı varsa söyleyin. Bildiğim kadarıyla dahil ederim.


stendhal sendromu ➻ b×bWhere stories live. Discover now