Bölüm 12 (Michelangelo'nun Kusuru)

7.7K 954 427
                                    

Hakan

"Neden buradayız? Sizin evinizde basit bir konuşma yaparız diye düşünmüştüm." dedim gerginlik ile. Klasik bir müzik, ellerine tutuşturulan eskimiş şaraplar ve gül rengi şampanyalar ile şık ve oldukça kaliteli giyinen bu insanların ortasında kendimi bir paçavra gibi hissetmekten alıkoyamıyordum. "En azından haber verseydiniz böyle bir yere geleceğimizi, ona göre giyinirdim." dedim sitem ile. Gerçi bu durumdan keyif alıyor gibi bir hâli vardı.

"Kimsenin seni umursadığı yok Hakan. Hepsi oldukça elit görünmek adına boş gözlerle eserleri inceliyorlar." Saçlarını düzeltirken -ki bu özelliği artık bende inanılmaz bir tesir bırakıyordu.- gözleriyle etraftaki insanları işaret ederek konuştu. Ben de onun baktığı kişilere baktığımda biraz bu insanları inceledim. Hiç şen olmayan kahkahalar, yapmacık ama inci gibi dizilmiş dişler ve ışıltısı sönmüş gözler ufak bir seyir ile bile belli oluyordu.

"Peki neden buradayız o zaman?" dedim dudaklarımı büzerken. Bu sırada onun bu bitmeyen, uzadıkça uzayan ve aynı zamanda sanat eserleriyle süslenmiş koridorlarda nereye gitmeyi amaçladığını çözmeye çalışıyordum. "Kalabalıklar içinde yalnız olacağız birazdan." dedi alıntı yaparmışçasına özenle ayarlanmış bir ses tonu ile.

"Bugün sizden hiçbir şey anlamıyorum anasını satayım." dediğimde gözlerimi kısıp, dudaklarımı dişledim. Hep böyle oluyordu, olmadık yerlerde olmadık sözcükler ağzımdan döküldüğünde bu tarz yerle ait olmadığım gerçeği yüzüme vuruyordu. Tepkisini merak ettiğim için yüzüne baktığımda gülmemek için kendini tuttuğunu fark ettim ve utancım git gide arttı.

"İşte burada." dedi eliyle ileriyi işaret ederken en sonunda. Bu kez daha geniş olan koridorun sonuna baktığımda, bu sanat galerisine girdiğimizden beri ilk kez heykeller ile karşılaştığımızı fark ettim. Gösterdiği heykele ilerledikçe zihnimin bir köşesi bana bunu bir yerden tanıdığımı hatırlatıyordu.

"Davut!" dedi heykelin tam önüne geldiğimizde büyük bir hayranlık ile.

(Michelangelo - Davut)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Michelangelo - Davut)

Minyatür heykel olmasına rağmen büyüklüğü karşısında ciddi anlamda boynum tutulmuştu. Onun bu kadar hayranlıkla izlediği bir şeyi incelemem gerektiğini düşünerek etrafında gezindim ve detaylarına baktım.

"Birebir kopyası orijinal heykelin." dedi ellerini birbirine sürterek. Kafamla onu onaylayıp incelemeye devam ettiğimde heykelin ellerinden kollarına uzanan damar detayı ve incelikle işlenmiş kasları ile şaşkınlığımı gizleyemeden ellerimi uzatma isteği ile doldum.

"Dokunmak yasak." dedi kollarını göğsünde kavuşturup. Ben heykeli izlerken o ise beni izliyordu. Tepkilerimi ölçmek ister gibi bir hali vardı. Abartıdan kaçınarak her şaşırdığımda eğleniyor gibi gözüküyordu. O gülerken onu izleme fırsatını kaçırmak istemediğim için göz ucuyla onu takip ediyordum. Bir süre sonra tamamiyle onu izlemeye başlamıştım. Ama işin ironisini hatırlayınca ben de onunla birlikte güldüm.

stendhal sendromu ➻ b×bWhere stories live. Discover now