-17-

64 15 54
                                    

Bölüme geçmeden önce oy verdiğinizden emin olun ve yorum yapmayı unutmayın.

Ayrıca kitabı profillerinizde paylaşırsanız beni çok mutlu edersiniz. Çünkü eski okuyucularımdan çoğu burayı bıraktı. :(

***

Acı ve öfkeyle dolup taşan bedenim Cevher'in konuşmasına izin vermeden üzerine atlıyor. Suratına okkalı bir yumruk geçiriyorum. İkincisini de geçirecekken beni durduruyor.

"Ben yapmadım! Ben yapmadım!"

Yumruğum havada kalakalıyorum.

"Nasıl?" diye soruyorum yumruğumu yavaşça indirken. Gözleriyle beni baştan aşağı süzüyor. Ne demek istediğini anlayıp üzerinden kalkıyorum. Onun da kalkması için elimi uzatıyorum. Yardımımı kabul ediyor. Sonra hızlı hızlı anlatmaya koyuluyor.

"Sizi ispiyonlamadım! Dün yabancı olduğunuzu fark ettiğimiz için, sizi takip ettim. Kötü bir niyetim yoktu, sadece neden burada olduğunuzu merak etmiştim. Bugün de dükkana giderken neferin birinin hızlı adımlarla bir yere gittiğini gördüm. Her zaman yaptığım bir şey değildir, ama bilmiyorum, şeytan falan dürttü herhalde. Yüzü asık ve telaşlıydı. Genelde öyle olmazlar. Birilerinin peşindeymiş gibiydi. Aklıma ilk siz geldiniz. Onu takip edince yanılmadığımı anladım." diyor. Bir nefes sonra devam ediyor. "Belli ki biri onlara sizi ispiyonlamış. Gizlenip evi izliyordum. Paniğe kapılmıştım yardım edip etmemekte kararsız kaldım. Silah sesini duyunca geldim, ama..."

Çok geçti. İçeri girip Cesur'un çıkmasına yardımcı oluyorum. "Onu vurdu." diyorum. Çenesini sıvazlıyor. Gözlerinin içine bakıyorum. Bir ışık bekliyorum. Bize yardım etmesi için bir ışık. "Buraya kadar gelmiş olman yardım etmeyi seçtiğini gösteriyor. Devamını getirmelisin." diyorum sonra sertçe. Aradığım ışığı bulamıyorum maalesef. Bir an yine tereddüt yaşıyor.

"İlk tereddütünün sonucunu görüyorsun." diyorum. Pes ediyor.

"Tamam. Bize gelin, güvende olursunuz. Hem yarasına bakarız."

Cesur'u Cevher'e devredirken aklıma bir şey geliyor ve içeri giriyorum. Neferin silahının türüne bakmamıştım. Böyle bir aptallığı nasıl yaptım? Silah bitiriciyse ne yapacaktım?

Nefer bıraktığımız yerde yatıyor Silahı ve mermi koçanı gövdesinin birkaç santimetre yanında duruyor. Silahı alıp üzerinde yazanlara hızlıca göz atıyorum. Korktuğum başıma gelmiyor. Silah bitirici değil, sıradan bir 7.65'lik tabanca.

Vakit kaybetmeden dışarı çıkıyorum. Bıraktığım yerde beni bekliyorlar. Cevher dün acısını aldığını söylediği şeyden Cesur'a içiriyor ve tüpü cebine atıyor.

"Neden içeri girdin?" diye soruyor Cevher yürümeye başladığımızda.

"Silahının türüne baktım. Acele etmeliyiz. Nefer uyanmadan buradan uzaklaşmalıyız."

Kafasını sallıyor. Cesur'un diğer koluna da ben giriyorum ve olabildiğince hızlı adımlarla o harabeden uzaklaşıyoruz.

***

Tenha sokaklardan geçe geçe Cevher'in evine ulaşıyoruz. Demir bahçe kapısından geçtiğimizde bizi meyve ağaçları ardında gizlenen ufak, tek katlı bir ev karşılıyor. Evin penceresinden bir karartı geçip gidiyor. Sonra evin kapısı açılıyor ve kahverengi bukleleriyle küçük bir kız bize doğru koşuyor. Hemen ardından küçük kızın annesi olduğunu düşündüğüm zarif bir kadın çıkıyor. Kızın suratında ne kadar anlamamazlık varsa kadının suratında o kadar korku vardı.

NEFERWhere stories live. Discover now