-20-

24 4 0
                                    

Ellini yavaşça ağzımdan çekiyor. Sessizce ona bakmakla yetiniyorum. Yaşadığım anın gerçekliğini sorguluyorum bir de.

"S-sen n-nasıl?" diyorum. Sesim o kadar kesikli çıkıyor ki bir an başka biri konuşuyor zannediyorum. Sonra birden panikliyorum. Gözlerimi gözlerinden çekip kollarına bakıyorum. O da bunu fark ediyor ki kolunu kaldırıyor. Kolundaki sargı bezini görünce bir an için rahatlıyorum.

"Çipimi çıkarttım." diyor. Sesini duyunca değişik hissediyorum.

"Neden?" diyorum. Aklıma soracak başka soru gelmiyor. Neden böyle bir şey yapmıştı ki? İç çekiyor.

"Bir sabah uyandık ve sen yoktun. Başına bir şey geldi zannettim. Sonra Cesur'un da olmadığını öğrendik."

Kaşları havalanıyor. Cesur'la beraber olduğumu söyleme fikri içimi kemiriyor. Ne saçmalıyorsam sanki anlamadılar bunu?

"Neden yaptın İva?" diyor. Sesi ilk defa bu kadar içten geliyor. Sırtımı kaydırarak duvarın dibine çöküyorum. O da yanıma yüz yüze bakacağımız şekilde oturuyor.

"Sana en son güvendiğimde su dolu bir odada boğuluyordum." diyorum. "Neden sana anlatayım ki bunu?"

Acı bir tebessüm ediyor. "Bunu aştığımızı zannediyorum. Senin hain olduğun söyleniyor."

"Kimin hain olduğu bu hikayede göreceli bir kavram." diyorum. "Gitmek için mantıklı sebeplerim vardı."

"Hain olduğun için mi seni öldürmek istediler?"

Olduğum yerde dikleşiyorum. "Kim?" Cevap vermiyor. Sinirlendiğimi hissediyorum. Aklıma Güney'in odasından çıkan kağıt geliyor. "O kâğıtta ne yazıyordu?" diye soruyorum.

"Öğrenmek istemezsin."

"Buna sen mi karar veriyorsun?" dediğimde ses tonum yüksek çıkıyor. İşaret parmağını dudağına bastırarak sessiz olmamı söylüyor. Sonra kafasını sağa çevirerek caddeye bakıyor.

"İva'yı öldür yoksa biz öldüreceğiz."

Aldığım nefes ciğerlerimde patlama hissi yaratsa da kendimi tutuyorum.

"Sen de işi onlara bırakmak istemedin yani?" diyorum. Sesim kısık olsa da hiddetli çıkıyor. Yapacak bir savunması olmadığı için susuyor.

"Ne yapacağımı bilemedim." diyor sonra. Bense hala beni öldürmek istemelerini düşünüyorum. Ya da sadece göz dağı vermek istemişlerdi. Ben onlar için bir tehlikeydim ve onlar bana açık açık bize karşı gelirsen seni öldürmekten beter ederiz demişlerdi. İçimi korku kaplayan korkuyla ellerim titriyor. Tekrar odamda olup eski hayatıma dönmek istiyorum ama bu artık imkansızdı. Gözlerim tekrar koluna kayıyor. Sokak lambasının hafif ışığıyla sargı bezindeki kan lekesini görüyorum.

"Çipini çıkarttıysan dışarıda fazla yaşayamazsın." diyorum. Kafasını sallıyor. Hala neden burada olduğunu merak ediyorum.

"Önemli değil." diyor. "Buna değerdi."

"Neye?" diyorum.

"Sana."

Boğazım kuruyor.

"Söylentileri duydum. Köye gittiğiniz yönünde dedikodular vardı. Burada seni bulabileceğimi düşündüm. Önce çipimi çıkardım sonra da herkes uykudayken kaçtım. Seni yalnız bırakmak istemedim İva. Bir daha seni göremeyecek olmak... Ne bileyim? Seni son kez gördüğümü bilseydim daha uzun bakardım sana. Ve bunu yapmadan ölmek istemedim."

Beni tutup kendine çekiyor ve sıkıca sarılıyor. Şaşkınlığım bedenimin kaskatı kesilmesine sebep oluyor. Karmakarışık hissediyorum. Sonra kendimi çekiyorum ve ayağa kalkıyorum.

"B-benim gitmem gerek."

"Bana güvenmiyorsun biliyorum. Güvenmen için her şeyi yapmaya hazırım İva. Bunca şeyi senin için yaptım."

Yalan söylüyor olabilir. Bir yandan da ona inanmam gerektiğini düşünüyorum. Yine de tek başıma ona güvenip güvenmeme kararını veremezdim. Cesur'u daha fazla tehlikeye sokamazdım. O yüzden Güney şimdilik burada kalmalıydı.

"Ben gidiyorum. Sonra yine gelirim buraya ama senin burada kalman şu an en doğru karar."

"Haklısın." diyor.

"Sen burada kalıp yağmur kokusunu içine çekersin."

Bu söylediğim çok yersiz geliyor. Hafifçe gülümseyince onunla ilgilibu detayı hatırlamamdan memnun olduğunu anlıyorum. Sonra onu orada bırakıp geldiğim gibi hızlı adımlarla geri dönüyorum.

Eve döndüğümde Cevher'i bıraktığım yerde buluyorum. Tek fark artık o da hamağa yüzüstü yatıyor. Üstümün çamur olmasına aldırmadan onun yaptığı gibi hamağın altına uzanıyorum. Gözlerini gözlerime dikiyor. Sonra da kalkıyor. Ben de daha fazla orada yatmayı anlamsız buluyorum ki anlamsızdı zaten.

"Sen haklıydın. Ekip falan değiliz ama yardım etmek istemiştim."

"Biliyorum." diyorum. Buna tüm kalbimle inanıyorum. "Sizin başınızı yakmak istemeyiz. Cesur iyileşince izimizi buradan tamamen sileceğiz."

"O biraz zor." diyor ve gülümsüyor. Anlamıyorum.

"Neden?" diye soruyorum. Bir adım yaklaşıyor.

"Daha önce hiçbir kız beni yenmemişti çünkü."






NEFERWhere stories live. Discover now