KARDELEN

8 "Karar"

Bir önceki bölümde sınırla ilgili küçük bir açıklama yazmıştım.

Herkes 'Kesit' bölümüne girip, sondaki açıklamayı okumayı unutmasın...

İyi okumalar!❤️

Kardelen sustu...

O sustukça Rizgar deliriyordu! Artık bu kadının bakışlarını kaçırmasına katlanamıyordu. Gözlerine inatla bakmıyordu!

Sertçe elini arabasına vurduğunda, kadın irkildi. Rizgar'in zaten sert olan yüz hatları, şimdi iyice belirginleşmişti.

Kardelen bunu fark edince, titreyen ellerini adamın göğsüne koydu.

"Bana bir cevap ver kadın! İstemiyorsan istemiyorum de!"

Adamın sesi netti. Eğer istemezse, zorlamayacaktı. Sadece vicdanını rahatlatmak için ona bir seçenek sunmuştu. Eğer kendi rızasıyla kendini ateşe atmak istiyorsa, aradan çekilirdi. Onun için kurtulma yolu buldukça kadın bütün yolları kapatıyordu. Rizgar ona yardımcı olmak isterken, kadını ısrarla onun yardımını istemiyordu.

Adam başka ne yapabilirdi ki? Düşmanı kadar sevmediği birinin kardeşini gelin alacaktı. Daha nasıl bir fedakârlık yapmasını istiyordu?

Kardelen sustuğunda, adam öfkeyle geri çekildi ve arabasının kapısını açtı.

"Bin haydi, seni evine bırakacağım."

Kardelen korkuyla onun peşinden gitti. Tam arabaya binecekken, kolunu tuttu. Rizgar bu yumuşak dokunuşla birlikte kadına döndü.

"Rizgar..." Kadının sesi titriyordu. "Ben sadece korkuyorum. Seni kızdırmak istememiştim. Özür dilerim." Rizgar kadının masumluğuna kıyamadı.

Ağabeyinden gördüğü şiddeti biliyordu. Bir yandan ona kızamıyordu da... Babası öldükten sonra çok üzüldüğünü, okulu bıraktığını da biliyordu. Kardelen yaralıydı... Anlayış göstermesi gerekiyordu.

Kardelen elini çekti. "Neyden korkuyorsun?" Adamın sorusuyla birlikte dudağını ısırdı. "Seni tanımıyorum ki... Bir de bizim şirketimizi batırmaya çalıştığını öğrendim. Ağabeyimden hiç hoşlanmıyorsun. O zaman neden benimle evlenmek istiyorsun? Gerçekten anlamıyorum... Sadece bana bir neden söyle." Dedi kadın.

Rizgar ellerini yavaşça kadının saçlarında gezdirdi. "Ağabeyinle aramdaki mevzunun seninle hiçbir ilgisi yok. Onu sevmiyor olmam seninle evlenmeme engel olamaz. Şirketiniz ise ağabeyinin aptallığından batıyordu! Bizimle yarışmaya çalışan, bizim şirketimizi batırmaya çalışan kendisiydi. Hiçbir işten anlamayan kaz kafalının teki! O kim, şirket yönetmek kim? Baban bu işleri ona bırakmamalıydı! Hatta ölmeden önce vasiyetnamesinde bundan özellikle bahsetmeliydi!"

"Deme öyle... Psikolojik sorunları var, ilaç kullanıyor. O da şirket içinden elinden geleni yapmaya çalıştı. Zor da olsa şimdi şirketimiz onun sayesinde kurtuldu. O kadar da kaz kafalı biri değil." Kardelen ağabeyini savunduğunda, Rizgar alayla güldü. "Şirketi kurtaran Civan değil, Cihat!" Dedi.

Kardelen bir şey söylemek istemedi ve başını salladı.

"Bak Kardelen, seninle evlenmek istememin tek nedeni seni korumak! Benim seninle bir düşmanlığım yok, olamaz da! Anladın mı beni?" Kardelen ona yaklaştı. "Beni daha dün gördün... Beni tanımadan nasıl evlenmek istiyorsun aklım almıyor!"

Rizgar, Kardelen'in küçük ellerini ellerinin arasına aldı.

"Yaşım geldi, annem torun torun diye başımın etini yiyor. Sen desen yaralısın... Bu evlilikle birlikte hem annemin ısrarlarından kurtulacağım, hem de senin yaralarını saracağım."