sonrasında

3.9K 254 198
                                    

Çığlıklar susmuyordu. Dün gece Azkaban'a yeni getirilen mahkumun çığlıkları bir türlü bitmek bilmiyordu. Ruh emiciler taze avlarından çok memnundu, en azından mahkumun kulak tırmalayan sesi bunun kanıtıydı. Sirius Black, gözlerini yumup uyumaya çalıştı. Uzun, pis saçlarının sardığı başını kirlenmiş, eski yastığına iyice gömdü. Ama pek başarılı olamadı.

Azkaban'a ilk getirildiği zamanlarda o da çığlık atmıştı ama bedenindeki mutluluk tükendiğinde, ki zaten yeterince üzgün olan Sirius için bu süre gayet kısaydı, çığlıklar da dinmişti. Sirius gözlerini açıp rutubetli tavana baktı.

Hogwarts'taki büyülü tavanın yanından bile geçemezdi. Azkaban'a tasarlayan kimse her köşenin kavsetli olacağından emin olmuştu anlaşılan. Sirius bir kez daha gözlerini yumdu. Bedeni, ruhunun yorgunluğuna teslim olurken aklında Büyük Salon'un yıldızlarla döşenmiş tavanı vardı.

Sirius Orion Black pek rüya görmezdi. Gördüğü zamanda ya Peter'ın peşinden intikam için koşturuyor olurdu ya da eski anılarını tekrar izlerken bulurdu kendisini. Azkaban'daki eski püskü yatağında uyuklarken de aynısı oldu. Sirius kendi geçmişine izleyici olarak katıldı.

*******************

Hogwarts yaz mevsimi ile neşeli, bütün güzelliğini öğrencilerle paylaşır vaziyetteydi. Öyle ki agresif bir ağaç olan Şamarcı Söğüt bile arada dallarına konmak gibi yanlışlar yapan kuşlara karşı her zamankinden daha kibardı.

Öğrenciler sınavlarına girmiş, sonuçlarını beklerken Hogwarts'taki son aylarının keyfini çıkartıyorlardı. Birinci sınıflardan dört Gryffindor ise bahçede koşturmakla meşgullerdi. Sirius Black, Filch'in malzeme odasında bulduğu muggle işi bir topu elinde tutuyor ve karşısındaki James Potter'a atıyordu. James her atışı profesyonelce yakalıyor ve topu Peter'a atıyordu.

James bir kere daha attığı topu yakalayınca "Bence mutlu olmam için bilerek tutmayabilirsin." diye bir öneride bulundu Sirius.

James gülerek "Daha iyi atmayı deneyebilirsin Sirius." dedi. Arkadaşı her şeyde mükemmel olduğunu iddia ettiği için dalga geçmek zevkliydi.

Sirius yalandan James'e dil çıkardıktan sonra çimlere oturmuş olan arkadaşına baktı. Remus Lupin her ay olduğu gibi yine solgun ve hastalıklı gözüküyordu. James'in bunun sebebi ile ilgili bir teorisi vardı. Diğerlerine anlattığında Sirius mantıklı bulurken, Peter böyle bir ihtimale şaşırmış ama ilginç bir şekilde korkmamıştı. En sakin arkadaşının kurt adam olma fikri ilginçti fakat Remus yine de Remus'tu.

Üç Gryffindor bu teoriyi bu gece test etmeye karar vermişlerdi. Bu gece gökyüzünde dolunay olacaktı. Her şeyi öğreneceklerini umuyorlardı.

Sirius bu düşüncesi zihninin kenarına iterek "İyi olduğundan emin misin Remus? Aşırı beyazsın da. "

Remus hafifçe gülümseyerek arkadaşlarına baktı." İyiyim ama top oynamak için fazla yorgunum."

James elindeki topu yere bıraktıktan sonra saçlarını karıştırdı." Başka bir şey yapalım o zaman. "

Peter merakla "Ne gibi?" diye sordu.

James çimlerin arasında sallanmakta olan bir papatyayı koparttı ve Sirius'un o yaştaki bir çocuk için uzun sayılabilecek saçına yerleştirdi. "Sirius'cuğumun saçları için taç yapabiliriz." dedi alayla.

Dördü de buna gülerken, Sirius "Sahiden mi Potter?" diye sordu ve arkadaşını kovalamaya başladı. Remus'un yorgun omuzları kahkahadan sarsılırken, James ve Sirius bir öğrenciye çarptıktan sonra kovalamacalarına ara vermek zorunda kaldılar.

BLACK POISON //Sirius Black// AUWhere stories live. Discover now