önce

1.1K 75 38
                                    

Sirius Black elindeki tüy kalemi bırakarak, mürekkeple damgaladığı parşömene baktı. Arka arkaya yazılmış birkaç satırı imzasıyla sonlandırmıştı. Hala taze gözüken mürekkebin kurumasını beklerken ayağa kalkıp, odadaki şamdanlardan birine yöneldi. Mumlardan birini yerinden sökerek tekrar parşömene döndü. Kağıdı durduğu masadan alarak ıslak olan yazıları kurumaları için üflemeye başladı. Birkaç dakika sonra amacına ulaştığında parşömeni ikiye katlayarak, yazmaya başladığında masaya attığı zarfın içine dikkatlice yerleştirdi. Asasını çıkartarak havada hafifçe salladı, mum alevlenirken Sirius zarfın dilini yapıştırdı ve erimekte olan mumu o noktaya döktü. Annesinin odasında bulduğu mühürlerden birini eline alıp, sıcak muma bastırdı. Birkaç saniyenin ardından mührü kaldırdığında koyu renkteki yuvarlağın Black adını taşımakta olduğunu gördü. Sirius zarfın arkasını çevirdi ve tüy kalemi mürekkep hokkasına batırdı. Kalemin sivri ucu zarfın temiz yüzüne sürtündü. Sirius'un hareket halindeki parmakları üç kelimeyi beyaz zemine döşedikten sonra tüy kalemi bıraktı ve zarfı alarak odadaki eski kitaplığa doğru ilerledi. Zarfı iki kitap arasına saklarken aşağıdan gelen sesi duydu. Today ona sesleniyordu, Sirius gizlediği mektuba son bir bakış attı ve asasını alarak odadan çıktı.

O kapıyı kapatırken merdivenden çıkmakta olan Today uzun koridorun başında gözüktü. Sirius onun yanına doğru yürürken Today "Neredeydin sen?" diye sordu.

Sirius kolunu onun omzuna attı. "Hiç, odaları topluyordum."diye ufak bir yalan söyledi. Today kaşlarını çatarak baksa da birkaç saniye sessiz kalmayı tercih etti. Fakat Sirius'un temizlik bahanesi ona var olan anılarının izin verdiği ölçüde garip gelmişti. "Ne zamandır temizlik yapıyorsun?"

İkisi eski basamaklardan inerken Sirius "Birkaç aydır desem inanır mısın?" diye cevap verdi.

Today gülümseyerek "Hayır." dedi. O gün için Today Poison tamamen olmasa da kendi zihninin sahibiydi. Sirius'un kim olduğunu biliyordu, neden Grimmauld Meydanı'nda kaldığının biliyordu. Sirius ise bugün yabancı olmadığı için oldukça memnun sayılırdı. Sabah uyandığında son aylarda alışkanlık haline getirdiği üzere yaptığı ilk iş Today'i kontrol etmek olmuştu. Sarışın cadıyı düzeltmiş olduğu yatağının üzerinde sakince oturmuş vaziyette bulmayı beklemiyordu ama Tody ona gülümseyip "Günaydın!" dediğinde rahat ve huzurlu bir nefes aldığını inkar edemezdi. Özellikle Today'in onu sadece tanıdığı bir kişi olarak değil, Sirius olarak hatırladığını anladığında mutlu hissetmesi kaçınılmazdı.

Today'in bu kasvetli evde kaldığı süre oldukça uzundu. Sirius bu kadar zaman esnasında cadının hafızasının nasıl hareket ettiğini ve Today'in buna karşı verdiği tepkileri artık ezberlemişti. Yine de sarışın cadı ona boş, yabancı bir biçimde baktığı her seferde kalbinin acımasına engel olamadığı gibi, Today onu hatırladığında içindeki mutlu hissi de söndüremiyordu.

Bu his ile başladığı sabahın geri kalanında günlerdir kafasının içinde dolaşan parşömeni doldurduktan sonra neler olacağına dair bir fikri yoktu. Today'in peşinden salona doğru adımladı. Masanın üzerinde duran Gelecek Postası'nın iki gün önceden kalan sayısını Today' den önce aldı. Today "Okuyacaktım onu." diye sitem ettiğinde Sirius tatlı bir şekilde cadının yanağına bir öpücük kondurdu. "Sen yeterince okuyorsun tatlım. Bırak da azıcık da köpekler faydalansın."

Today omuzlarını düşürürken "Okuma yazma bilen tek köpek sensin." dedi. Sirius "Aynen öyle." diye yanıtlarken rahat bir nefes aldı.

Gazeteyi okumak için büyük bir merak duymuyordu. Zaten Remus ona getirdiği zaman okumuştu fakat gazetenin içinde yer alan aranıyor posterlerini Today'in görmesi iyi bir fikir değildi. İkizinin ayna misali olan fotoğrafı da bu posterler arasındaydı. Sirius, sevgilisinin bu sayfaları görüp aynı korkuyu tekrar yaşamasını istemiyordu.

BLACK POISON //Sirius Black// AUWhere stories live. Discover now