kırgınken

2.8K 200 88
                                    

Sirius Orion Black bu gece de uyuyamamıştı. Ruh emicilerin izin verdiği ölçüde gökyüzünü izliyordu. Kocaman bir ısırık alınmış gibi duran aya, adını gayet iyi bildiği ve yedi yıl boyunca ona astronomi dersinde olağanüstü aldıran yıldız takımları eşlik ediyordu. İsmini aldığı yıldızı bulması kısa sürdü. Eskiden hür bir insan olarak baktığı yıldızı paslı parmaklıların ardından görmek, seneler geçse de canını sıkıyordu.
Ailesi ile ilgili her şeyden her hücresiyle nefret etse de ismini her zaman sevmişti. Söylenişinin ironik anlara sebep olması bile hoştu açıkçası. Takım yıldızı, karanlık gökyüzünde ince bir tebessüme benzer minik ışıklarıyla ona göz kırpıyordu. Hatıraları, zihninde parlamaya başlarken, Azkaban'ın ruhuna uygun bir biçimde acı bir gülümseme Sirius'un zayıf yüzüne yerleşti.

****************

James ve Remus, yeni emeklemeye başlayan bir bebeğin kime doğru ilerleyeceği hakkında tartışan iki ebeveyn misali, Sirius'un hangisini dinleyeceği konusunda sıkı bir konuşmayı sürdürüyordu. Sirius ise tabağındaki hangi brüksel lahanasını kaşığına yerleştirip, Slytherin masasında sakince yemeğini yemekte olan kardeşi Regulus'a fırlatacağına karar vermeye çalışıyordu.

"Pati, Aylak'a benim fikrimin çok daha iyi olduğunu söyle." diye seslendi James.

Yanında oturmakta olan Remus gözlerini devirdi. "Gece uyurken Dumbledore 'un sakalını kesme fikrin bile bu fikrinden daha iyidir James."

James kendini savunur bir edayla "Takma olup olmadığını merak ediyorum! Ayrıca bunu yapmama izin vermedin zaten."dedi.

"İlk yılında Hogwarts' tan müdürün sakalını kestin diye atılmanı istemedim, kusura bakma Çatalak." Remus, James'i en az otuz saniye için susturduğunu fark ederek Sirius'a döndü. "Sen ne diyorsun bakalım Patiayak? "

Sirius lahanasını bıraktı. "İkisi de berbat fikir."

Remus tatlı bir şekilde gülümsedi. "Özür dilemek berbat sayılmaz." dedi, arkadaşının inatçı gururunu kırmak bazen zor olabiliyordu. "Bir haftadır konuşmuyorsunuz, sana gerçekten kırılmış olmalı."

"Beş gün." diye düzeltti Sirius. "Ayrıca ben de kırıldım! Benim duygusuz bir köpek falan olduğumu mu sanıyorsunuz?" diye sitem etti arkadaşlarına.

James sırıtarak "Köpek olduğun doğru ama duyguların vardır eminim." dedi ve devam etti. "Fakat Today duygularını sürdürmekte senden çok daha başarılı. Yani seninle tek kelime bile konuşmuyor."

"Yine de arada sana bakıyor." dedi Peter. "Tam küsmüş sayılmazsınız."

"İşte bu yüzden bir adım atman yeterli olur, Pati." dedi Remus tatlı bir sesle.

Sirius kaşığındaki lahanayı sıkıntıyla iç çektikten sonra Regulus'un kafasına fırlattı. Regulus başını yemeğinden kaldırıp, ona sırıtmakta olan abisine baktı ve gözlerini devirmekle yetindi.

"Today inatçıdır, bu yüzden konuşmuyor. Bunu bir ömür sürdürebilme ihtimali bile var." diyerek kendi üzerine düşen görevi kabul eden Sirius yine şikayet etmekten geri duramadı. "Belki de Çatalak'ın dediği gibi Alchemy'i bir solucana çevirmeliyim. Bu daha kolay olur."

"Sonra Baykuşhane'ye bırakacaksın. Burası planın altın noktası." dedi James.

"Hayır kimseyi omurgasız bir yaratığa çevirmiyorsunuz, en azından okulda." dedi Remus bir baba tavrıyla.

"Tamam ondan özür dileyeceğim ve önümüzdeki kırk yıl boyunca da hatırlatıp duracağım." dedi Sirius. "Öyle ki hafızasını kaybetse bile bunu unutmayacak."

BLACK POISON //Sirius Black// AUWhere stories live. Discover now