öğrenirken

2.4K 173 56
                                    

Sirius Black, Ron Weasley'i ısırmak istememişti ama çocuğun Peter'ı bırakmaya niyeti yok gibiydi. Yerde, üzerinde Crookhsans'la uzanırken bunu düşünüyor ve asasını ona uzatmış Remus'a dikkatle bakıyordu. Peter kızıl saçlı çocuğun elinde çırpınıyor, onu bekleyenleri farkında olarak ciyaklayıp duruyordu. Eğer sadece normal fare de olsaydı, Sirius ondan nefret edebilirdi.
Remus, Sirius'un yüzünü Baraka'da bulunan diğer çocukların göremediği bir şeyi arıyormuş gibi inceliyordu. Aradan geçen yıllar arkadaşını epey soldurmuştu. Kumral saçları beyaz tellere yer açmış, yüzündeki ince kırışıklıklar dolunayın ona verdiği yara izlerine karışmıştı. "Yer mi değiştirdiniz?" diye sorunca Sirius pişmanlık dolu bir biçimde kafasını sallayarak onayladı. Bu küçük onay onun masumiyetini anlatıyordu, Peter'ın ihanetini, Sirius'un Remus'a güvenmeyip yaptığı aptallığı anlatıyordu. Bu yüzden bu kadar utanç doluydu ve pişmanlıkla nefes alıyordu.

Remus'un gözleri inanılmaz bir rahatlamanın hakim olduğu bir parıltı ile doldu. Senelerce inandığı ihanetin bambaşka çıkması Remus Lupin'i hem rahatlatmış hem de başka bir acının yüreğine saplanmasına sebep olmuştu. Ama şu anda Sirius Black karşındaydı, masumdu.

Asasını indirip, Sirius'a elini uzattı ve eski dostunu ayağa kaldırdı. Seneler sonra iki dost kardeş gibi birbirlerine sarıldılar. Tıpkı Remus'un kurtadam olduğunu öğrendikleri gün gibi dostça, tıpkı Sirius'un Regulus'un ölümünü duyduğu zamanki gibi destek olurcasına, tıpkı Harry Potter'ın doğduğu gün gibi sevinçle birbirlerine sarıldılar. Sirius Black, bunun için oldukça minnettardı. Geriye kalan tek dostu onun masumiyetini anlamıştı. On iki yılın ızdırabı sanki onu terk etmiş gibi derin bir nefes aldı. Sirius Orion Black o anda cezasının bittiğini hissetti.

Sirius, Harry'nin şok olmuş şekilde ikisine baktığını gördü. Vaftiz oğlu onu hala psikopat bir katil ve Voldemort destekçisi sanıyordu. En kötüsü annesiyle babasına ihanet edenin Sirius olduğuna inanıyordu. James'e o kadar çok benziyordu ki, Sirius onu insan formunda ilk gördüğü an James diye seslenmemek için düşünmek zorunda kalmıştı. Lily'nin gözleriyle onu izleyen Harry'nin arkadaşı olan küçük cadı Remus'a bağırana kadar dostuyla hasretle kucaklaşmayı sürdürdüler.
Hermonie Granger, diğerlerine Remus'un kurtadam olduğunu söylerken Sirius kendi zihnine sonsuz hissettiren kısa bir yolculuk yaptı. Remus'un küçük tüylü sorununun getirdiği anılar ne kadar da çoktu.

*********************

Dev kristal avizeyi tezek bombaları ve muggle işi su balonlarıyla doldurmak tahmin ettiklerinden uzun sürmüştü. Filch'in ofisine giden yoldaki avize üzerinde büyülü ellerle tutulan yuvarlak, minik bombaların karıştığı, sulu balonların daha fazla olduğu bir kalabalık duruyordu. Peeves'i avlamaya giden Argus Filch'in geri dönmesini bekleyen dört arkadaş bu sırada koridora yola düşen birkaç öğrenciyi kovup, tuzaklarını korumakla meşgullerdi. Filch iki gün önce köpekdişli frizbilerine el koymuştu. Başta Patiayak halindeyken onunla oynamaya bayılan Sirius olmak üzere, aylardır hademeyle uğraşmadıklarını fark etmişler ve artık Filch'in eski çekmecesinde çürümeye bırakılmış frizbilerinin kaybından duydukları acıyla böyle bir plan yapmışlardı. James sadece tezek bombalarını Filch'in kafasına bırakmayı teklif etmişti ama Remus su balonlarının kullanımında ısrarcı olmuş, bu sayede bütün suçun yılda en az bir kere öğrencileri ıslatmaktan zevk alan Peeves'e kalacağını söylemişti. James ile Sirius ve Peter abartılı şekilde Remus'un zekasını övmüşler ve planı uygulamaya başlamışlardı. Karanlık bir zamanda olmalarına rağmen dört genç hiçbir şekilde sonu gelmeyen neşelerinden kırıntı bile kaybetmemişlerdi ve ne şu an gülmeyi kesmek ne de gelecekte mücadele etmekten vazgeçmek gibi bir niyetleri yoktu.

Zıplayarak yürüyen iki birinci sınıfı koridordan uzaklaştırmayı başardıklarında James sabırsızca ofladı. "Hala gelmedi, neden gelmiyor?"

BLACK POISON //Sirius Black// AUTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon