Sabah uyandığımda koşarak banyoya girdim.
Çünkü sabah alarmım çalmamıştı ve Hei de bende uyuyakalmıştık.
İlk ders kimyacıyaydı, geç kalırsak gebertirdi bizi.
O hoca geç kalana ders boyu işkence ediyor. Şizofren adam.!
Yüzümü yıkayıp saçımı taradım. Düzleştirmeye zaman yoktu.
Okulun beyaz gömleğini giyip uçlarını lacivert dizimin 1,5 karış kadar üstünde olan mini eteğin içine koydum.
Beyaz spor ayakkabımı giyip çantama gerekli birkaç kitabı kattım.
Hei de hazırlanınca ikimizde koşarak evden çıktık.
Bugün pazartesi olduğu için geç kalmamız hocanın dilinde olacaktı tüm hafta.
Oflayarak koşarken saçım savruluyordu. Yüzüme gelen birkaç teli beceriksizce arkaya savurup çantamı sabit tutmaya çalıştım.
Telefonuma ardı ardına bir sürü mesaj gelmişti ama bakacak durumda değildim.
Ama mesajlarda ardı ardına geliyordu? Kimden ki acaba?
Baksam mı ya?
İradem iki saniye sürdüğünden elimi çantamın gözüne atıp telefonu çıkardım. Yaptığım bu dengesizlik sonucunda tek omzumda olan çanta kaymış, Hei'ninkine çarpmıştı ve ikimizin çantasının da yeri boyladığı yetmezmiş gibi Hei'nin aptal suluğu çantalarımızı mahvetmişti.
Birkaç saniye boş boş baktık.
Sonra toparlanarak çantayı tek elimize aldık ve koşmaya başladık.
Kakülüm gözüme değerken üfleyerek uzaklaştırdım ama saçımı bozmuştum.
Elinde, ıslak çantalarla koşan, dağılmış saçlı ve iki arkadaş... Yani biz.
Tam gülünmelik olan bu manzaraya Hei'nin açılan bağcığını damga vurdu. Bizi de yere vurdu. Çünkü o bağcığına basarken kolumu tutunca ikimizde yere kapaklandık.
Daha berbat bir gün olabilir miydi?
Olabilirmiş. Zil çaldı...
Anında ayağa fırladım. Hei de kalkınca koşarak okula girdik.
Merdivenlerden zar zor çıkarken hocayı görmemizle arkamıza füze takılmışçasına uçarak sınıfa girdiğimizde tahtada dikilip birbirinin sırtına atlayan salaklara dönerek
Eun-Shii: Hoca geliyorrr!
Diye bağırıp son gücümle yerime oturdum.
Hei de oturduğunda hoca sınıfa girdi.
Saçımı düzeltip kafamı sıraya yasladım.
Dersin ortalarına doğru bizi bu işkenceden bir oğlan kurtardı. Elinde birkaç tane kâğıtla tükenmez kalem olan çocuk beni görmesiyle kalakaldı.
Yüzümde bir şey mi var?
Hei aklımdan geçeni okumuşçasına fısıldadı.
Hei: Yüzünde bir şey yok bu niye sana bakıyo?
Eun-Shii: Ne bilim ben?
Oğlan zar zor hocanın yanına gitti. Ağzını açtığında tavşan dişleri olduğunu gördüm.
Tavşan dişli meteor: Hocam, adınızın olduğu kısımları imzalamanız gerekiyor.
Hoca meteor çocuğu gözleriyle alaycı bir şekilde süzüp kâğıtları hışımla elinden aldı ve birkaç yeri imzalayıp geri verdi.
Çocuksa bana bakıyordu.
Eun-Shii: Hei ya teneffüste lavaboya gidelim. Toz oldu her yerim.
Tenefüste lavaboya girdik.
Telefonumu alıp mesajlara baktım.
- Hayvanlar Alemi- Whatsapp grubu
🐱🐈: naberrrrrrrrrrr
🐹: iyi senden naber
🐢: iyi yürüyerek geliyom okula
🐨: ben hiç uğraşamam otobüsteyim
🐋: Bende otobüsteyim?
🐨: Mal mısın? Yan yana oturuyoruz ya?
🐋: o sen msin
🐨: tanımadın mı gerizekalu
🐋: zombie benziyon lan bende iki saattir beynimi yeme diye dua ediom
🐨: gerizekalı lan bu
🐒: bence komik shdgskxnfhwksuwlwnxjw
🐝: şu aptalın randomuna ayar olan tek ben miyim???
🐢: bende varım
🐹: bende
🐨: defol git şurdan maymun!
🐒: size ne aq benim randomumdan ne de güzel wsygwjxneuclwu
🐺: bomboş tiplersiniz
Arkadaşım olmasaniz doverim
🐝: +sonsuz
🐹: telefonumy kasiyonuz
Defolyn
🐒: aman kıçım
Beni ararsiniz sonra
🐋: yaw he he
🐞: boş yapmayin
🐼: ayn
🐨: o kimleri görüom
🐺: hoşgeldin panda ya şunları def et
🐼: no problem ahbap
Ben geri gider
🐞: ayn
🐒: hep gidin zaten
🐼: sus lan
🐋: hadi hepimiz defolup gidelim
Herkes çevrim dışı...
Hei'yle beraber tozlardan kurtulduktan sonra lavabodan çıktık.
Tam koridorun ortasına gelmişken arkamızdan gelen bir oğlan Hei'ye çarptı ve ikiside yere düştüler şılak diye.
Ben ne yaptım?
Eun-Shii: Hahahahahahahahaha
Gülmeye başladım tabikisine.
Bu ikisi bakışırken yada tabiri caizse gözleriyle birbirini bitirirken herkes onlara baktı.
Sonra alt kattan gelen o tavşan dişli meteor oğlanı yerden kaldırınca iki dudağımı birbirine bastırdım ve Hei'yi yerden kaldırdım.
Oğlan: Sen iyi misin? Çok özür dilerim.
Hei: Önüne baksan iyi olacaktım.!
Eun-Shii: Özür diledi ya Hei'cim. Neden kasıyorsun.
Üstü kapalı 'kes çeneni de gidelim' mesajımı anlamıştı ve susmuştu. Ama gitmemişti. O oğlana oğlan ona bakarken
Tavşan dişli meteor(adını bilsem iyi olacak): Gözlerinle kızı yedin be hyung.
Dedi.
İşte bu sözle kahkahamı daha fazla tutamadım ve gülmeye başladım.
Bir elimle de ağzımı kapatıyordum. Hei'den yediğim çimdikle kendimi topladım.
Kafa selamı verip sınıfa giderken Hei bana ters ters bakarken tek kelimeyle güldüğümü unutturmuştum telefonuma gelen mesajı okuduktan sonra.
Eun-Shii: Gelmiş!
Hei: Ne!!!
İkimizde telaşla merdivenlerden inmeye başladık.
Ödevini unutunca yapan bir arkadaşı kendinkini verdi yani
Aksiyon yok
Birkaç saatin ardından Hei işi olduğu için gidince eve tek gittim.
Her şey normaldı taki kapıda duran bir notu fark edene kadar...
Bölüm sonu...
Ben ve heyecanda bitirme huyum
Dsgdsgdgs
Sembollerin kişilerini söyleyeyim
🐋 Houwan
🐼 Eun-Shii
🐞 Hei
🐝 HeRan
🐺 Jackson
🐒 Sehun
🐢 Kai
🐱🐈 Xiumin
🐹 Junior
🐨 Mark
Bu kadar
