Jungkook'tan...
O acı günün üzerinden 3 ay geçmişti. Okullar kapanalı da 3 hafta olmuştu.
Her şey eski rütinine dönmüştü tek bir şey hariç.
Woojin.
Woojin asla eskisi gibi olmadı.
Neşeden eser yoktu,pislik yapmıyordu.
Bizim yanımıza yollamışlardı belki kafası dağılır diye. Arkadaşları da gelmişti,yanlız bırakamamışlardı.
Eun-Shii, arkadaşları,ben ve Woojin'le arkadaşları bir kamelyada oturuyorduk.
HeRan Jimin'in omzuna kafasını koymuş boşluğa bakıyor Eun-Shii ise tek elini yumruk yapıp yanağına koymuştu.
Sehun: Yagh Mark salağı! Neden götümü elliyorsun!
Mark: Asıl sen benimkini elledin tacizci!
Junior: Salak Xiumin çek şu ayağını!
Houwan: Ben acıktım.
Junior: Şaşırmadık.
Mark: Dünyayı yesen doyman be. Haksız mıyım Woojin.
Herkes ona baktı bir umutla surat ifadesi dümdüzdü.
Sadece kafasını iki yana salladı.
Woojin: Kimsenin özelliğiyle dalga geçilmez,hoş değil.
Herkes aynı anda iki dudağını birbirine bastırdı.
Önceden bana davşan diyordu şimdi...
Ben eski Woojin'i özledim.
Jungkook: Ama hani ben davşandım?
Woojin: Eskiden öyle diyordum değil mi? Kusura bakma.
Yagh! Benim bildiğim Woojin 'yalan mı lan tavşan değil misim' derdi!
Soong: Kardeşim eğer canın istiyorsa yani Kolumu ısırabilirsin.
Woojin: Köpek miyim ben?
Vobin: Yok ya eskiden ısırıyordun ya ondan şey etti
Woojin: O eskidendi kardeşim.
Mark: Oturmaya mı geldik ayol! Hadi kalkın gezelim!dedi cıyaklayarak.
Woojin: Bağırma hyung.
Mark: Çok heyecanlandım da. Neyse hadi gidelim.
Woojin: Siz gidin.
Junior: Bana bak! Unutma sen Bela Çocuksun.
Woojin: Değilim.
Eun-Shii: Neyse sıkmayın kardeşimi. Oturun oturduğunuz yerde. Zaten biz yarın gidiyoruz.
Evet yarın gidiyorduk.
Dangeu'ya.
Ben resmi olarak Bay ve Bayan Kim ile tanışamamıştım.
Tanışmaya gidiyorduk.
Woojin ve arkadaşları da bizimle geliyordu.
Buraya geleli 6 gün falan olmuştu.
Siz şimdi bilinmeyeni merak ediyorsunuzdur.
Bu okulda sürekli pislik yapmaya başladı bana. Kim bilmiyordum. Mesele merdivene yağ dökmüştü sonra oturağıma vişne suyu dökmüştü.
Kalemliğimi çöple doldurmuştu falan.
Bende dayanamayıp Jimin hyunga dedim.
Bilirsiniz, hacker o.
Şıp şak buldu.
Caeyona'ymış.
Hikayemize girmese şaşardım.
Her neyse.
Biz bunun evine gittik. Sen ne ayaksın demek için bir baktık etraf darmaduman bu köşede titriyor.
Baya korkutucuydu.
Makyajı falan akmıştı.
Biz bunu psikoloğa bıraktık.
Onlarda akıl hastanesine sevk etmiş.
Babası da çıldırdı tabi..
Ona ne oldu bilmiyorum.
Gelelim neden delirdiğine.
Bu beni takıntı haline getirmişti.
Küçüklüğümüzden beri bana takmış tam nişanlanıp zafere ulaşacakken ben Eun-Shii'yi Busan'a kaçırdığımda kafayı yemek üzereymiş.
Ailemin onu kabul ettiğini sonra sarılmalarımızı falan haber almış.
İyice delirmiş.
Bilinen üzere bana mesajlar attı.
Engeli yiyince ise tamamen kafayı da yemiş.
Titremeye falan başlamış.
Artık nasıl bir takıntı haline getirdiyse beni.
Beni düşüncelerimden uzaklaştıran Woojin'in seslenmesi oldu.
