Bölüm 29: Geri dönüş

216 21 11
                                    

Parka vardığımda Thomas beni bekliyordu ve endişesi kızarmış gözlerimi ve yumruk yapmış ellerimi görünce daha da arttırmıştı.

Derin derin nefesler alıp yanına gittim.

Beni ilk kez bu halde görüyordu. Ben kolay kolay sinirlendiğimi belli etmezdim. Gıcıklık yapardım ama bu başkaydı.

Öfkem beni yönetiyordu sanki.

Woojin: Kardeşim..

Valizi olduğum yere bırakıp ona sarıldım.
Sarılmamla da gözyaşlarım tişörtüne düşmeye başladı.

Thomas: Tanrı Aşkına, Woojin! Ne oldu!
Woojin: Th...thom... Thomas.. Lütf..en... Sorma.
Thomas: Kendine gel Kim Woojin! Sen bu halde olacak son kişilerdensin.

Diyip beni omuzlarımdan tuttu ve geri çekti.

Gözyaşlarımı görmesin diye elimin tersiyle gözlerimi sildim ve ona baktım.

Woojin: Ne yapacağımı bilmiyorum..
Thomas: Kardeşim ilk ne olduğunu anlatta çözüm bulalım!
Woojin: An..anlatamam.
Thomas: Ben senin kardeşin gibiydim hani! Neden yalan söyledin o zaman!
Woojin: Tanrı'm! Neden herkes beni suçluyor. Agh ben gidiyorum.

Valizi alıp arkamı dönmemle Thomas kolumu tuttu.

Thomas: Gel buraya gerizekalı! Seni suçladığım falan yok.

Diyip bana sarıldığında bende ona sarıldım.

Woojin: Ne..rede... Kalacağım?.
Thomas: Ablanın ev-
Woojin: Ben.ölsemde.o.eve.gitmem.
Thomas: Neden?
Woojin: Anlatamam Thomas. Zorlama.
Thomas: Peki. Beni biliyorsun. Anneannemin yanında kalıyorum. Abimde var.
Woojin: Off.. Sende kalıp yük olamam zaten.
Thomas: Yok artık Woojin! Ne yükü! Anneannem seni sever. Abim de.
Woojin: Olmaz Thomas. Ablamla konuşamam. Senin evine geleceğimi bilir.
Thomas: Sebebini sormamalıyım değil mi?
Woojin: Evet kardeşim. Ama şunu unutma. Ne olursa olsun biz seninle kardeşiz. Kan bağı olmasada. İlerde kavga da etsek. Benim ilk yanına geleceğim kişisin.. Ben gideyim artık.
Thomas: Nereye?
Woojin: Bu şehirde kalırsam ablam da o şerefsiz de beni bulur. Zaten sayılı mekanlar var girebileceğim. Bu yüzden Dangeu'ya gidiyorum.
Thomas: Seni göremeyecek miyim?
Woojin: Bilmiyorum kardeşim. Belki sonra.. Ama şu şehirden bir an önce gitmek istiyorum.
Thomas: İçim rahat değil Woojin. Tek başına şehirler arası yolculuk...
Woojin: Beni biliyorsun kardeşim. Altta kalan biri değilim. Endişelenme. Bir şey olmaz. Veda etmek için gelmiştim zaten.
Thomas: Kardeşim içim rahat değil gerçekten. Beni ara olur mu? Uçak kalktıktan sonra izin verdikleri ilk an ara beni. İnerkende ara. Bak valla aramazsan seni bulur hem döver hem sarılırım!
Woojin: Tamam kardeşim.

Tokalaştık.

Thomas: Şu saçını bağla falan bişi yap. Valla çok yakışıklı duruyon. Kızlar kaparsa seni.
Woojin: Kardeşim sence havamdaymış gibi duruyor muyum? Neyse. Kendine iyi bak. Ha birde sana nerde olduğumu sorarsa söyleme! Sakın ha!
Thomas: Yemin ederim.

Valizi peşimden sürükleyerek ilerlemeye başladım.

Neredeyse yirmi dakika taksi beklemiştim ama gelmiyorlardı!

Gelseler şaşardım.

Taksi gelmeyince çarşıya çıkmak oradan taksiye binmek için otobüse bindim.

Tam para atarak ortaya doğu ilerledim.

Valizi arkama koyup ona yaslandım. Telefonumu çıkardım ve Dangeu'daki arkadaşlarımdan birini aradım.

"Kardeşim?"

"Efendim kardeşim?"

"Ben şu an otobüsteyim. 2 saat kadar sonra havalananına gider misin?"

TATLI PSİKOPATIM  ✴JeonJungKook✴  (+18)Where stories live. Discover now