Bölüm 32: Bela Çocuk Busan'da...

208 19 20
                                    

Woojin'den...

Şu an sinirden çatlamak üzereydim yok hatta sinirden çatlıyordum!!

Agh cidden çatladım. Elimi bozuntuya vermeden cebime geri koydum, sinirle duvara yumruk attım ama duvar bildiğin kayadan yapılmıştı. Bir de buz tutunca. Neyse konuya dön!

Woojin: Ulan tavşan gebertecem seni!! Tüm beynini çamaşır suyuna yatırıp ablamın olduğu kısmı koparıp atacam ulan!!!!!! Sen kimsinde benim ablamı kaçırıyorsun pezevenk tavşan! Ulan benim ablamı! Kim Woojin'in ablasını nasıl kaçırırsın!!!! Yiaggh!

Etraftaki gençler bana 'deli misin?' bakışları atarken davşan kafalıya olan sinirimin ufacık bir nebzesini onlardan çıkardım.

Woojin: NE VAR! TREN MİYİM OLUM BEN! NEYE BAKIYONUZ! İŞİNİZE BAKIN AMK!

Sinirle uçaklara baktım. Lanet girsin! Hiçbir uçak yok!

Otobüs var. 23.00 de.
1 buçuk saat var.
Homurdanarak otobüse bilet aldım.

Daha berbat bi gün olabilir mi?
Olabilirmiş...

Bir araba kırılmış ve önceden buz olan suyu geçerken üzerime sıçrattı.

Zaten kıçım donuyordu!

Woojin: Hay ben senin ağzına sıçayım!

Homurdanarak ve donarak ilerleyip bir taksi durdurdum.

Ön koltuğa oturduğumda klimanın sıcak rüzgarı ürpermeme sebep olmuştu. Hemen kapıyı kapatıp sırt çantamı kucağıma koydum.

Woojin: Otobüs terminaline abi. Bir de şu klimanın ısısını arttırabilir misin?
Adam: Tamam evlat.

Klimanın derecesini arttırken suyun sıçradığı kısmı ellerimle ısıtmaya başladım.

Adam arabayı sürdü. Birkaç dakikaya kurumuştu bacağımdaki sular. Isınmıştım ve terminale çok az kalmıştı.

"Alo? Kardeşim?"

"Efendim kardeşim.?"

"Ben öyle bir halt yedimki sindiremiceksiniz siz"

"Ulan şerefsiz yine ne yaptın?"

"Seoul'den Busan'a gidiyorum Soong."

"Tanrı Aşkına! Sen kafayı mı yedin gerizekalı!"

"Vobin de yanında mı?"

"Evet!!!
Vobin: 16 yaşındasın amk! Nereye gidiyon kafan estikçe!"

"Ya sonra sebebini söylerim. Ben sadece idare edin beni diye aradım. Ailem beni şu an yanınızda sanıyor. Yalan söyledim. Bozuntuya vermeyin. Şey diyin Woojin bugün bizde kalacak diyin. Bir şey diyin amk!"

"Ulan senin pisliğin yetti ama. Yine ne oldu."

"Ya sonra söylerim dedim."

"Pisliğin tekisin Woojin"

"Biliyorum kardeşim ve beni satmayacağınızı da biliyorum. Sonra konuşuruz."

Telefonu kapatıp cebime koydum.

Adama parasını verip sırt çantamı omuzlarıma taktım.

Elimi kulpa uzattığımda adam bana seslendi?

Adam: Evlat? Haddime değil ama başına bir şey gelmeden evine geri git.
Woojin: Benimde bi bildiğim var abi takma.

Arabadan inince soğuğu iliklerime kadar hissettim.

Montun önünü iyice kapatıp terminale girdim.

Ailem beni şimdi arkadaşlarımla kafede oturuyorum sanıyor bense şehirler arası yolculuk yapıyorum.

TATLI PSİKOPATIM  ✴JeonJungKook✴  (+18)Место, где живут истории. Откройте их для себя