Ayıldığımda karşımdaki yerde oturan Jungkook'u gördüm..
Hareket edecek kadar kendimde değildim. Vücudum beynimin komutunu yerine getirmiyordu hâlâ.
Eun-Shii: Canın Cehennem'e Jungkook..
Homurdanarak başımı ovmaya başladım...
Bana uzattığı suyu alıp kafâma diktim.
Kendime geliyordum. Sanırım.
Gözlerimi kırpıştırarak etrafıma bakındım. Sanırım bir limuzindeydim.
Camdan dışarı bakınca hiç tanımadığım bir yer olduğunu gördüm.
Enerjim geri geldiğinden Jungkook'a doğru bardağı uzattım ve o yaslandığı yerden çekilip bardağa uzandığında boşta kalan elimle suratına yumruğu geçirdim.
Kafası resmen 90°dönmüştü..
Sonra bardağı eline verip diğer taraftan da yumruk attım.
Kafası bana dönmüştü ve yanakları kızarmıştı. Hak etti...
Homurdanarak arkama yaslandım ve yanımda duran haznenin kapağını açıp içindeki cipslerden birini aldım. Kabını açarak Jungkook'un kafasına fırlattım. Saçı da üzeri de cipsiye boğulmuştu ama umrumda mı?
HAYIR!
Eun-Shii: Hey!!! Durdur şu lanet arabayı!!!!!
Jungkook gülümseyerek bana bakınca bacağına tekmeyi geçirdim.
Kaval kemiğinin olduğu tarafı tutarak yüzünü buruşturduğunda kapıyı açmaya çalıştım ama bunun kapısı da kilitliydi.!!!
Eun-Shii: Şoför müsün nesin durdur şu arabayı!!!! İneceğim!!
Jungkook: Sakın kardeşim. Devam et.
Eun-Shii: Ne istiyorsun benden Psikopat!!!!!
Jungkook: Seni istiyorum aşkım.
Eun-Shii: Bana sakın aşkım deme!!
Jungkook: Sende bunu deme pandam.
Eun-Shii: Sizi bana sırayla mı veriyorlar ya!!!
Haznede elime ilk gelen şeyi onun kafasına fırlattım.
Çikolataymış...
Keyifle arkasına yaslanırken dayanamayıp bacağına bi tekme daha attım.
Sonra elime ne gelirse su şişesi bardak... Hepsini fırlattım ona.
Arabayı süren oğlan: Tanrı Aşkına Kook! Bu kızın seni sevdiğini mi söylüyorsun! Kız cam bardağı hiç düşünmeden sana fırlattı!
Eun-Shii: Lanet olsun! Beni nereye götürüyorsun Jungkook!
Jungkook: Az sabret. Hem Soobin.. İşine baksana kardeşim sen.
Soobin: Hyung kız seni öldürecek elinden gelse.. Cidden seviyor diyorsun bir de.
Eun-Shii: HEYYY!! İNDİRİN BENİ!!!
Jungkook: İnsekte ne yapacaksın bebeğim. Burayı bilmiyorsun.
Eun-Shii: Burası neresi!
Jungkook: Busan..
Gözlerim kocaman olurken elimi cebime attım. Telefonum yokkk!
Soobin: Bunu mu arıyorsun?diyip telefonumu havada salladı.
Lanet... Oraya uzanmam için Jungkook'un yanına gitmem siyah camın açık kısmından uzanmak lazımdı ve yapmazdım!
Eun-Shii: Müstakbel nişanlınla olman gerekmiyor mu senin!
Soobin: Seni öldürmek istemesinin nedeni anlaşıldı...
Jungkook: Kardeşim o çeneni lütfen kapat!
Soobin: Tamam Hyung!
Eun-Shii: Bana cevap verr!
Jungkook: Sen her şeyin ortasını biliyorsun. Hikayelerin ortasında da kötü şeyler yaşanır.
Eun-Shii: Bu hikaye mi gerizekalı!!! (Aslında evet ama seni bozmayacağım Eun-Shii.)
Jungkook: İlk beni dinlesen.?
Eun-Shii: NE DİNLİCEM SENİ YA! BENİ EVİME GÖTÜR! WOOJİN BİRAZDAN ARAR BENİ! BUSAN'DA OLDUĞUMU ÖĞRENSİN SEN DÜŞÜN!
