Gülümseyerek yolda ilerliyordum.
Peşimden gelmesi beni artık ürkütmüyor aksine güvende hissettiriyordu.
Ben: beni güvende hissettiyon
Ha birde adını Tatlı Psikopatım yaptım
Tatlı Psikopatım: yaaaa cidden mii
Çok tatlı ama ya.
Ben: evetttttt
Tatlı Psikopatım: benimle çıkar misin?
Ben: ohaaa
ne diyon
Tatlı Psikopatım: tamam özür ya
İçimden geldi
Belki kabul edersin diye
Ben: "daha zamanı var"
Tatlı Psikopatım:👏👏
Sen çok zekisin
Ben: ay tevetcünüz
Tatlı Psikopatım: dsgdjsdgs
Ben: jkjkjkjkjkjkjk
Tatlı Psikopatım: şu randomu sonra atarsin
Baska at o zamana kadar
Sebebini sorma
Ben: tmm.
Tatlı Psikopatım: sjshkscjsjs çok tatliksin
Ben: sende öyle
Arkamda misin
Bakam mi sana
Tatlı Psikopatım: Hayirrr
Baksanda goremen
Oflayarak telefonu cebime koydum.
Etrafıma bakınmaya başladım.
Cidden onun kalıbında kimse yoktu
Neyse.
Eve girerken duvarın önünde tabiki kapşonlu ve maskeli olan anonimime öpücük attım.
Yaslandığı kolondan kaydığında gülerek içeri girdim.
Tatlı Psikopatım: kalbime iniyordu
Telefonumu masaya bıraktım.
Hei uyuyordu ve rahatsız etmemek adına yavaşça girdim içeri.
Duş alıp pandalı pijamalarımı giydikten sonra yatağa uzanıp uyumaya başladım.
Sabah Hei kaldırmıştı beni.
O mükemmel kaldırması, kuştan hafif bedeniyle beni ezerek.
Ah kaburgalarımmmm
Sizi hiç unutmayacağım.
Hep bir parçam olacaksınız siz değerli akciğerlerim ve dalağım.
Elveda oksijen...
Tam ruhum bedenimden çıkacakken Hei üstümden kalkınca kendimi yere attım. Sonrada koşarak banyoya girdim.
Rutin işleri halledip okul formasını giydim.
Klasik makyajım olan kapatıcı ve dudak kremini sürdüm.
Bir şeyler atıştırdıktan sonra çıktık evden.
Çantam falan ayarlanmıştı.
