12.

31K 1.8K 489
                                    

Bölüm sonu açıklamasını okursanız cok makbule geçer aşklar, yazım yanlışlarını müsait bir zamanımda düzelteceğim...iyi okumalar 💚

*
Kulaklarımdaki basınçla yüzüm kaskatı kesildi. Bir anda bünyeme akın eden cümlenin ağırlığı kalbimden kanlar taşırdı. Yüzüm al al olurken gözlerim karşımdaki adamı izledi. Ne demişti...evlensek ya...bunu gerçekten demiş miydi? Benimle evlenmeyi istiyor muydu?

"Cevap vermeyecek misin?"dedi kısık, can yakıcı bir sesle. Nefesimi tuttuğumu fark ettim. Aralanan dudaklarım konuşmak için şekle girdi ancak alamadığım hava ciğerlerimi bu sayede bulduğunda derin birkaç soluk aldım. Dilimde, damağımda iri bir kuruluk başladı. Suyu tükenmiş bir toprak gibi çatlak çatlak hissettim kendimi.

"Anlıyorum."deyip gözlerini benden çekti. Şaşkınlık hâlâ benimleyken bakışları direksiyondaki ellerini buldu. Yutkundum. Yutkunuşum arabanın içini doldurdu. "Mahir."dedim hezeyanla. Kocaman bir heyelanın altından çıkmaya çalışır gibi uzattım elimi önüne. "Erken değil mi?"dedim sır verir gibi. Yavaş yavaş düşünmeye başlayabilen beynim iri bir ağırlık taşıdı içinde. "Erken mi? Kaç yıl oldu Ekru? Sen benim kalbimin derinlerinde yerini sağlamlaştıralı kaç yıl oldu? Ben saymayı bıraktım."diye söylenip yan gözle baktı gözlerimin içine. Kırgın sesi etimi ısırırken yanağımdan bir damla yaş düştü. "Ama her şey çok yeni. Ben babamın annemin karşısına evleneceğim diye çıkamam ki. Hem, düğün büyük yük ister. Beraber çalışır öyle yaparız. Şimdi ne senin ne de benim gücüm o ağırlığa yetmez." ılımlı, ikna etmeye yatkın sesimle söylediklerimi tarttığını hissettim.

"Mesele benim şu an maddi gelirimin olmaması mı?"deyip koltukta yan döndü. Cevap bekleyen gözlerinde düz bir bakış vardı ama ardındaki acıyı hissedebiliyordum. "Mesele sadece senin bir işinin olmaması değil. Benimde sana destek olacak maddi durumum yok şu an. Tüm birikmişlerin nereye gittiğini biliyorsun."

Babamın, annemin tüm birikmişi Mirza için kurduğum eve gitmişti. Şu an bir evlilik talebinde bulunamazdım. Babamın bir depo kiralayıp eşyaları o depoya yerleştirdiğini biliyordum. Onları satmayı teklif edecektim. Satacak, aileme teslim edecektim. Ki evlilikten korkuyordum, Mahir yapmazdı ama, tekrar yüz üstü bırakılmak korkutuyordu. Şu an için evlilik istemiyordum ancak bunu ona söyleyecek gücüm yoktu.

"Kredi çekerim. Yıldırım kefil olur bana. O bilir ben borcumu öderim."deyip inatlaştı. Hüzünle yüzüne baktım. Düz bakışları kırıldı. "Nasıl ödeyeceksin?"diye fısıldadım. Yutkundu. Adem elması tirtir titredi. Sıktığı çenesinden dolayı içeriye göçen yanaklarını izledim.

"İşim yok. Uzun bir süre toparlanamam. Nasıl yapacağım? Hiç mi evlenmeyeceğiz yani?"dedi küskün bir sesle. Yüzümde hüzünle barışık bir gülümseme oluştuğunda kolundaki elim direksiyonu sıkan parmaklarını buldu. Benimle bir yuva kurmak istiyor oluşu...tarifi imkansız bir sevinçle doldurdu içimi.

"Sen işlerini eminim ki kısa sürede yoluna koyacaksın. Bu sürede bende sana yardım edeceğim. Sonra ben çalışmaya devam edeceğim sende işlerini tekrar büyüteceksin. Dua edelim de Mirza'nın suçluluğu çabucak kanıtlansın. Şimdi en büyük dert bu. Her şey yoluna girecek Mahir. Evleneceğiz, geç olsun güç olmasın değil mi?"deyip beklentiye gözlerine baktım. Keskin bir nefesle ciğerlerini şişirdi.

"Senden bunu isteyemem. Çalışman, benim için çalışman beni kahreder."dedi kesik bir sesle. Sinirle yüzüne baktım. "O nasıl söz öyle? Kendinde misin sen? Sana destek olmayacağım da kime olacağım? Beraber bir yuva kuracağız, sen canını dişine takarak çalışacaksın bende öylece duracağım. Hayatta olmaz."kaşları hayretle alnına yükseldi. "Sen fazla dişlisin."deyip güldü. Yüzümdeki sinir erirken eğlenir bir ifade takındım. "Aldın başına belayı. Vallahi benim çenem hiç susmaz."deyip takıldım. Başını aşağı yukarı sallayıp dudaklarını birbirine bastırdı.

HİSARALTI MAHALLESİ (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now