16./ PART 1

22.9K 1.3K 423
                                    

Umarım beğenirsiniz...çok zorlandım. Uzun olacağı içinde iki part şeklinde gelecek. İkinci part tamamlanmadığı için yarın ancak gelebilir.

Yazım yanlışları varsa affola...İyi okumalar ❣️

*

MAHİR KARAESKİ

Oturduğum sandalyede rahatsızca kıpırdandım. Fazla kalabalık olmayan karakoldaki havasızlık nefes borumu kavuracak kadar baskındı. Gözlerim az ilirde cinayet büro kapısını izlerken Yıldırım'ın çok geçmeden o kapıdan çıkması ile ayaklandım. İlgilendiği farklı bir dava vardı. İşi başından aşkındı biliyordum ama, Mirza'nın durumunu merak etmeden de olmuyordu. Son bilgilere bakılırsa olayı Semih Koç adında bir adam üstlenmişti. Yangın'ın saat kaçta çıktığı bilinmiyordu. Sokaktaki çocukların çığlıkları ile fark edilmişti ve bir Allah'ın kulu saatten bahsetmiyordu. Film izler gibi yangını izleyeceklerine saate bakmayı düşünememişlerdi. Hal böyle olunca o gün oradan geçen ve orada bulunan bir kameraya yansıyan herkes sorguya alınmıştı. Semih Koç'ta bunlardan biriydi. Ben adamı tanımıyordum, ifadesinde alacak verecek husumetimiz olduğunu belirtmiş, benim onu dolandırdığımdan bahsetmişti. Eğer, Semih Koç haklı çıkarsa benim hakkımda bir dava açılacaktı. Dolandırıcı değildim, yangını Mirza'nın çıkardığından da çok emindim ama Mirza'nın kameraya yansıdığı saat yangından bir buçuk saat öncesiydi. Ben orada oluş amacını biliyordum. Bizim sokakla tek bağı bendim. Oradan geçiyordum demesi, kanımı kaynatıyordu. Çok ince bir şekilde işlenmiş, koyu bir planın içindeydim. Emindim, çakmağı kim çakmış olursa olsun...benzini o dökmüştü.

"Hoş geldin."diyen Yıldırım'la gülümseyip ayaklandım. Aslında avukat Kenan beyle görüşmem daha mantıklı gibiydi ama Yıldırım konu ile bizzat kendisi ilgileniyordu. Ona güvenim tamdı.

"Hoş buldum, çok yorgun musun?"dedim anlayışla. Yarına ertelemek isteyebilirdi. Anlardım. Zaten benim kafamda yerinde değildi. Nedenini Ekru'ya bağlandığım bir ağrı tenimi dövüyordu. Bu çok daha büyük bir ağrıydı, affetmeyecek korkusundan çok daha büyük bir ağrı, korku vardı tenimde.

Sanki elimden kayıp gidiyormuş gibi hissediyordum.

"Yok, yorgun değilim. Bu dava ilk celsede kapanır zaten. Çok uğraşmama gerek kalmadı. Seninle başkomiserin yanına uğrayalım bir de, diyecekleri vardır." dediğinde başımı sallayıp yürümeye başlamış bedeninin yanında adımladım. Göğsüm yanıyordu.

"Ekru nasıl? Süleyman amca? Seyit amcanın yürüdüğü haberini alınca çok sevindim. İnşallah tez zamanda sağlığına kavuşur." Yıldırım tekrar konuştuğunda dikkatimi zorlukla ona verip merdivenleri çıkmaya başladım. "Sağolasın, babam iyi gayet. Süleyman amcanın da yavaş yavaş iyiye gittiğini söyleyebilirim. Adam iftiraya uğradı, memurluğu yanacaktı az kalsın. Hâlâ üzgün."dedim boğazımı temizledikten sonra. Ekru konusuna girmek istemiyordum. Sabah ölü gibi bir tenle bana iyi görünmeye çalıştığını hatırladığımda nefesim kesildi. Bunu ona yaşatmaya hakkım yoktu ama sadece anlayış bekliyordum.

"Peki ya Ekru?"dediğinde adımları başkomiser Tarık Gediz'in odası önünde durdu. Karşısında yutkunup gözlerimi duvara sabitledim. "Limoniyiz biraz. Yapmamam gereken bir şey yaptım."dedim kayıp sesimle. Uzun, kalıplı bedenim onun küçük, ince bedeni yanında eziliyordu. Onun için düşünmeden kendimi yakacak kadar çok seviyordum onu. "Anladım, geçer be Mahir. Benim konular da çok iyi değil. Bildiğim tek şey birbirini seven iki insanın asla bitmeyeceği." kemikli elini omzumda hissettim. Duvardan gözlerine çıkan bakışlarım gülen suratı ile karşılaştı. Zorda olsa güldüm. Acımın nedeni, sevdama ettiğim ihanet miydi?

"Hadi, içeriye girelim."diyerek elini çekti. Benden çektiği eli kapı kulpuna uzandığı an kulağıma dolan yabancı sesle bekledim.

"Komiserim, yeni bir ihbar aldık."dedi yeni, toy bir ses. Tahminen mesleğinin ilk yıllarındaydı. Yıldırım kapıyı çoktan açmış, içeriye soktuğu bedeni ile bana anlamaz bakışlar atıyordu. "Mahir?"dedi sorar gibi. Dinleme, söyleneni duyma isteğimi dizginleyemiyordum.  İşaret parmağım dudaklarımın üzerine kapandı. Başını sallayıp omzu üstünden içerideki başkomiseri izlemeye başladığında genç sesi bir kes daha duydum.

HİSARALTI MAHALLESİ (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now