13.

31.7K 1.6K 567
                                    

Oy sınırı bölüm sonu açıklamasında.... yazım yanlışlarını da elimden geldiğince düzelttim. Gördüklerimi de düzeltmeye çalışacağım.

İyi okumalar, love🧡
*

Elleri aniden belimi buldu. Ondan biraz öncesinde uzaklaştırdığım dudağım hafiften yükselen bedenimin etkisiyle çenesine değerken sık nefes alışverişleri kulağımı doldurdu. Burnumun ucunda hissettiğim dudakları burnumdan hafif bir baskı ile öptüğünde midem kasıldı. Elleri daha sıkı sardı belimi. Artık tamamiyle hissettiğim vücudunun ısısı, ısıma karıştı.

"Sen ne yaptın bana böyle?"diye söylendi içine kaçmış, ayarını tutturamadığı sesi. Sanki ben ne yaptığımı bilir gibi, sanki aklım başımdaymış gibi...bana sorduğu sorusunu yanıtsız bıraktım. Vücudu bedenime yaslıyken, ruhu böylesine ruhuma karışmışken tek kelime yoktu lügatımda.

Tekrar duydum sesini. "Öldürdün beni...kokun, tenin yaktı beni. Sen bana ne yaptın Ekru?"diyordu. Düşünmeden ruhumu önüne serebileceğim sesi saçlarımı okşuyor, kırıklarımı bir bir sarıyordu. "Ertelemek istemiyorum seninle hiçbir şeyi. Bana yaşattığın tüm güzelliklerin karşılığını vermeye çalışıyorum sadece." diyebildiğimde kapalı gözlerime karşın, hâlâ burnumun ucunda varlığını koruyan dudaklarının gerildiğini, Mahir'in söylediklerime tatlı tatlı güldüğünü hissedebildim. "Bana tek bir gülüşün bile yetiyor, beni sevmen...Ekru beni sevmen hâlâ imkansız geliyor. Her şey o kadar ani oldu ki."dediğinde sesi öncekinden daha güçlü ulaştı kulağıma. Yutkundum. Haklıydı, şunun şurasında Mahir bir ay öncesinde abi dediğim, sadece küçük bir çekim hissettiğimi sandığım adamdı. Bir ayda beni koruyup kollaması ona hayranlık duyduğumu düşündürebilirdi ama bu hayranlık değildi. Ondan şu an için sevgimden emin olmasını isteyemezdim fakat, ben fazlasıyla emindim.

"Hızlı oldu ama, aşkın ilerleyişi mi olur ki? Belli bir kuralı, zamanı mı vardır?"diye sordum. Sorum kapalı gözlerimi küçük bir açıyla açarken, yukarıya kaldırdığım bakışlarım kirpiklerimin arasından yüzünü buldu. Badem gözlerini kapatmış, iri kirpiklerini titretiyordu. Altında olduğumuz avizenin beyaz ışığı yüzünün bir kısmına karanlık olarak vururken, kirpikleri yanaklarında gölgelenmişti. Çok güzeldi, her şeyiyle.

"Olmaz. En iyi ben bilmez miyim?" dediğinde başımı sallayıp gülümsedim. Dudakları arasında hareket eden burnumun yeri komiğime gitmeye başladığı sırada yüzümü yüzünden uzaklaştırdım. Teninden kopan dudaklarım hüzünle büzüştü.

Mahir gözlerini açıp bayık, uykudan yeni kalkmış gibi nahoş bakan gözlerini gözlerime dikti. "Bana anlatacaktın ya, rakı masasında. Anlatacak mısın?"fısıltım kimsenin duymasını istemez gibi varla yok arasıydı. Dudağının sağ tarafı havalanırken bu görüntü kalbimi yokladığı anda bakışlarım oradan kopup saçlarını buldu. Saçları bile aklımı yok edecek kadar güzeldi.

"Rakıyı sadece ben içersem olur."diyerek bana takıldı. Gülümsedim. Alkol kullanmıyordum ve bu benim için asla sorun olmazdı. Kollarında tuttuğum ellerim bedenini okşayarak boynunda durdu. Uzun parmaklarım ensesine kadar uzanırken ondan öncesinde hafiften uzaklaştırdığım bedenimi tekrar kendine çekti. Parmaklarımda hissettiğim saçlarla yutkunup sağ elimi uzun sayılabilecek saçlarına daldırdım. Sol elim ensesindeki tutamları okşamaya başladığında kedi gibi bir mırıltı bıraktı. "Ne zaman yapıyoruz rakı gecesini?"dedim kısık sesimle. Başını saçıma yaslayıp göğsünü şişirecek bir nefes aldı. "Yarın akşam?"dedi sorar gibi. Bende derin bir nefes aldığımda havalanan göğsüm, göğsü ile çarpıştı. "Müsaitim bayım."deyip kıkırdadığımda mayışmış haliyle, "Anlaştık leydim."deyip başını sola çevirdi. Saçlarından kurtulan, havada asılı kalan avuç içime kocaman, gürültülü bir öpücük bıraktı. "İçeriye geçelim. İşkillenecekler, içim tam anlamıyla rahat olamıyor."dedi hoşnutsuzluk dolu sesiyle. Omuzlarım çöktü. Başımı sallayıp ellerimi ondan uzaklaştırdım. "Son kez öpeyim bari."deyip gözlerinin içine annesinden şeker isteyen yaramaz bir kız çocuğu gibi baktığımda gözünden kocaman bir parıltı geçti.

HİSARALTI MAHALLESİ (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now