16./ PART 2

26.1K 1.5K 580
                                    

Yazım hataları varsa affola. Müsait bir zamanımda düzelteceğim.

İyi okumalar 💚

*

EKRU TANRIVERDİ

Göğsümde hissettiğim baskıyla bedenim havalandı. Tenimdeki soğukluğu en derin şekilde duyumsuyordum. Gözlerimdeki ağırlık, kara bir ele ait gibiydi. Göz kapaklarımı açtığımı zannediyordum ama her yer karanlıktı.

"Hastayı kaybediyoruz!"diyen ses oldukça yabancıydı. Etrafımda bir curcuna başlamış, uzaktan gelen sesler zihnimde yer edinmeye başlamıştı. "İki yüze yükselt!"diye bağırdı bir ses. Çok geçmeden göğsümde hissettiğim bir elektrikle yine sıçradım. "İki yüz elli yap şunu! Kalp atışları çok yavaş!"diyen ses, biraz önceki kaba sesim aynısıydı. Bir anda daha kuvvetli bir akım hissettim tenimde. Bu sefer daha kuvvetli bir sıçramayla olduğum yerden ayrıldım.

"Hastayı çok yormayın! Ensesindeki ve sırtındaki yaralar için tekrar yüz üstü çevrilmesi gerekecek. Bunu kaldıramayabilir! Beyin kanamasına öncelik verin. Beyin cerrahı nerede kaldı!"ince, naif bir o kadar da acı bir çığlıktı. Ne oluyordu?

Kim ölüyordu?

"Son kez..bu da olmazsa bırakıyorum! Daha yükseği yakar."diyen sesi hemen sonra yine duydum. "320 ver!"dedi kararlılık içinde. "Efendim...300 üzeri çok tehlikeli! Hastanın iç kanama riski de var."dendiğinde bir bağırış koptu. "Hasta zaten ölüyor! Bu son şansımız anladın mı? Kalp olmazsa beyni çalıştırsan da işe yaramaz, böbreği kursarsan da! Ver şunu!"diyerek karşılık verdiğinde sesindeki güçle ince bir şekilde soludum. Adam, oldukça sinirli görünüyordu.

Sesler çok ama çok uzaktı. Zorlukla, dalgalı bir şekilde duyuyordum. Etrafımda dolaşan, katı tenime dokunan eller hissediyordum.

Ölen, ben miydim?

Kalbimin tam üstünde bir baskı hissettim. Diğerlerinden daha baskın, daha güçlü bir baskıydı. Bir anda tenimde hissettiğim akımla havalandım. Geriye kuvvetle düştüğümde nerede olduğunu bilmediğim kollarımdan birisi boşluğa düştü. Kalbimde koca bir acı hissettim. "Kalp atışları normale dönüyor!"cümlesi ile kulağıma daha yakından, daha güçlü birkaç ses ilişti. Bir cihazdan geldiğini tahmin ettiğim sesler...dizilerde olduğu gibi kalp atışımı gösteren bir cihaza aitti tahminimce. Birden fazla insanın sesini duyuyordum, ensemde ve tenimde kesikler hissettiğimde yüzümün buruştuğunu düşündüm. Dudaklarımdan ince, güçsüz bir inilti koptu.

"Hasta uyanıyor! Narkoz, narkoz verin! Acısı dayanılmaz."diyen ses, tahminen bir kadına aitti. Gözlerim ağır ağır açıldı. Bir açılıp bir kapanan göz bebeklerimden içeriye sızan ışıklarla gözlerimi tamamen kapattım. O sırada önümde, tam burnuma koyulan küçük bir maskeden gelen ekşi koku, zihnimi karartmaya başladı.

"Beyin cerrahı geldi!"dedi uzaklardan biri. Bu duyduğum son sesti.

*

Gözlerimde hissettiğim perdeleri itmek ister gibi başımı salladım. Bir yerde yattığımı hissediyordum ama günlerce yol gitmiş gibi yorgundum. Kemiklerim sızlıyordu. Burnuma kötü bir koku doluyor, boş olduğunu tahmin ettiğim midem kokunun da etkisiyle kasılıp, kusmak için boşluk arıyordu. Kirpiklerim titredi, görebildiğim karanlığına küçük bir ışık hüzmesi aktığında buruk bir gülümse ile biraz daha zorladım. Kirpiklerimin titrediğini hissediyordum.

Işık biraz daha büyüdü. Karşımda beyaz bir duvar görüyor gibiydim. Kirpiklerim tekrar görüşüme engel oldu, kısa bir engel oluştu. Bakışlarım yine beyaz duvarı bulduğunda bir öncekinden daha uzun süre açık kaldı göz kapaklarım. "Hasta uyandı."dedi bir kadına ait olduğunu tahmin nettiğim fısıltı. "İki hafta sonunda uyanabildi şükür! Uyanış saati kaç? Rapora yazalım."dendiğinde ise bir erkek konuşmuştu. Dolgun, tok bir sesti.

HİSARALTI MAHALLESİ (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now