0.5: "Yenge Harekatı"

2.7K 411 261
                                    



Bölüm sonunu okumayı, yıldızlamayı ve yorum bırakmayı unutmayın!

Keyifli okumalar..

3.GÖZ

Bade, sabahın köründe kalkıp maşaladığı gür sarı saçlarını omzunun üzerinden geriye doğru savurarak yürümeye devam ederken çok yaklaştığı tamirciyi görünce duraksadı.

Savaş, elindeki patlak bir tekerleği kapının önüne fırlatıp ellerini birbirine vurarak geri içeri giderken, yeşil gözlerini ondan kaçırmadı kız. Acaba... Yanına gitse miydi? Dün gece evine bırakıldığında bile tek kelime konuşmamışlardı.

Aklındaki soruları kovuşturmak için başını sağa sola salladı ve omuz silkti kendi kendine.

Zaten kızlarla kahvaltıya da gidememişti çünkü Çağan'a sözü verdi bugün için, şimdi bir de Savaşla konuşursa kahvaltı davetini reddetme sebebini sunarken araya Çağan'ı araya katmak istemiyordu. Nedense Savaş'ın odan çok da haz etmediği hissine kapılmıştı, aynı şey Çağan için de geçerliydi. Savaş'tan hoşlanmadığı on km öteden belliydi.

Neden hoşlanmıyorlardı birbirinden? Savaş'ın onayını neden alamamıştı Çağan konusunda? Ve asıl kafasını kurcalayan dünkü mevzu yine üşüştü başına.

Evlilik.

-Sana ne canım? Sana ne adamdan?" O kadar azarlayarak söylemişti ki gören biri olsa tuhaf karşılardı. Karşıladı da zaten. Mahallenin en huysuz insanlarından biri olan kadın hem de... Gülperiyle Bade'ye her fırsatta sataşan Neriman teyze camdan başını iyice çıkarttı ve hemen bir adım ötesinde duran kıza çemkirdi. (Neriman teyzeyi hatırlayanlar?)

-Şşş sarı deli! Ne konuşuyorsun kendi kendine?!" Geriye doğru sıçrayan kız annesinden gelen bir alışkanlıkla baş parmağını ağzına sokup damağını ittirdi ve diğer eliyle kalbine dokundu.

-Off Neroş! Ödümü patlattın!" Böyle konuşarak bir nevi intikam almıştı çünkü Neriman isminin kısaltılmasından nefret ederdi! Nitekim yüzünü buruşturarak kızın kusursuz fiziğini inceleyip burun kıvırdı.

-Yine süslenip püslenip Devranların büyük oğlana mı koştun geldin? Sevgilin yok mu bakiyim senin?" Bade tam ağzı açık kalmış durduğunu fark edip kendini toparlayacaktı ki, nefes arası bile vermeden devam etti ihtiyar. "Ayıp ayıp, bekar ve vatanı için canını ortaya koyan asker adamın yanına öyle sürekli gidilmez. O senin bildiğin adamlara benzemez!"

Yeşiller hayretle açılmıştı, tam kadına dik dik bakıp lafını bitirmesini beklediği esnada dükkanın önüne çıkan Savaş, o carlamayı nerede duysa tanırdı.

Elbette Bade'nin sesini araba motoru sesinden bile daha keskin duymuştu!

-Ay ben kaç adam biliyorum ki pardon?! Ayrıca Savaş ağabeyin yanına istediğim gibi de giderim!" Bunu söylediği anda ismini söyleyen adama doğru çevirdi başını, kulakları sinirden kızarmaya başlamıştı bile.

-Bade! Gelsene." Bir bu eksikti, şimdi adam soracaktı ne olduğunu, hadi geçiştirdi diyelim neden bu sokaktan geçiyordu ki? Sadece kestirme diye değildi öyle değil mi? Kadına son kez dik dik bakarak yürürken, onun duyabileceği bir ses tonuyla bağırdı Neriman.

-Hıııığ! Ağabey deme lazım olur Bade!" Kendi kendine sabır duaları mırıldanmaya devam ederken, Savaş da kaşlarını çatarak yürüyen kızı izliyordu.

Baharla ısınan havalar yüzünden Bade Hanım'ın ince taytları da raflara çıkmıştı anlaşılan. İnce belini açıkta bırakan bir sweati giymişti kot ceketinin altına, siyah tayt ince uzun bacaklarını sımsıkı sarıkıyordu ve sarı saçları bu sefer bu sadeliği bozmak için dalgalı biçimlenmişti.

Başka Bir DünyadaTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon