1.3: "Cesaret"

1.9K 331 266
                                    


Bu bölüm, SHB'den beri beni okuyan tüm çiçeklerime ithaf edilmiştir. 🌸

3.GÖZ
    Ağa kapısı oldukça kalabalıktı o gün, nedendir bilinmez her masa tıklım tıklımdı ve bir sandalye bile boş değildi. Neyse ki üst kata çıktıkları anda cam kenarındaki masada oturanlar ayaklanmıştı ki, koşarak masanın üstüne elini koydu Asu.

-Ama biz geçecektik masaya..." Yan masadaki gruptan bir kızdan duyduğu cümleden dolayı Acarlar bir an duraksar gibi olurken Asu ona hiç aldırmadan çantasını koydu ve manzaraya en yakın köşeye koyulurken derin bir nefes alıp onlara döndü.

-E gelsenize!" O böyle söyleyince grubun geri kalanı masaya gelirken, işin aslı kız o söylenen cadalozu duymuştu ama koşarak gelmiş ve masayı kapmıştı. Yani eğer "geçecekse" o da koşabilirdi.

Acar karşısına geçtiğinde Elvin de onun hemen arkasında olduğu için gencin yanına oturmuş, Elvin'in arkasındaki Deniz ve Görkem de yanlarına kurulmuştu. Bir an Gülperi tam yanına oturacak gibi olurken boğazını temizleyerek kaşlarını kaldırdı ve onlara Ali'ye yer açmaları için bir kız selamı çaktı Asu.

-Ay Sinan bir gelsene ya, bir şey diyecektim." Adamı çekiştirerek götürürken, hemen arkalarında olan Ali de Asu'nun yanına oturmuştu. Genç kız, manzarayı bırakıp onun kusursuz burnunu inceleyince o yeşilleri fark ederek ona döndü Ali.

-Estetik mi?" Anlamadığını kaşlarını çatmasından anlarken, göz devirdi. "Burnun diyorum burnun. Estetik mi?" Onun bu orijinal soruları delikanlıya çok tuhaf geliyordu, hiç düşündüğünü bu kadar direkt ve düşünmeden söyleyen biriyle konuşmamıştı. Elvinle Deniz zaten kelime israfına ya da meraklı sorulara karşı kızlardı, Jale de olduğu gibiydi ama söylemediği çok fazla şey olurdu her zaman... Asu tanıdığı kimseye benzemiyordu.

-Yok, ne işim olur benim estetikle." Dedi dürüst bir tavırla. "Doğallık her zaman en güzeli." Asu, yalan olduğunu onu tanımayan birinin bile anlayacağı şekilde dudaklarını gererek gülümsedi.

-Tabii, böyle denir hep. Sanki estetikli ama taş gibi kızlara bakanlar da erkek değil armut." Acar tam ağzını açıp onun bu kinayeli cümlesine bir şey diyecekti ki Ali, dirseğini masaya yaslayıp vücudunu ona çevirerek konuştu.

-Her erkek aynı değil mi desem yoksa aynı şey bazı kızlar için de geçerli mi desem bilemedim." Asu, onun bu söylediğine karşı kollarını göğsünde kavuşturup tek kaşını kaldırdı bilmiş bir edayla.

-Valla canım benim ne dersen de (Asu iç sesi* canım de dedim oh olsun) ama o kaşları sürekli çata çata alnının net bir botoksu gelecek haberin olsun!" Ali, tam bunu dediği anda kaşlarını daha da çatıp sonra indirip istemsizce Görkem'e taraf bakarken arkadaşı kafa sallayarak onayladığı anda Asu ekledi. "Hem ben doğal güzellik seviyorum yalanına kızdım, estetikli güzellere bakanlara kızmadım ki." Genç adam derin bir iç çekerek kafasını sağa sola salladı.

-Seninle hiç tartışılmaz kızım." Acar'a bakarak eliyle kızı gösterdi. "Ağabey siz nasıl dayanıyosunuz buna?" Kız, bu soru üzerine gözlerini belertip kirpiklerini kırpıştırırken Ali bu sefer göz teması kurmamaya özen gösterdi. Yeşillerin sahibinin sinirlendiğine emindi.

-Valla kardeşim dayanamıyorum zaten ama bi noktada alışıyorsun, bataklık gibi ne kadar az çırpınırsan o kadar kolay kurtulursun." Söylediği cümleyi aslında "tartışma" anlamında söylemişti ama Asu, alttan Acar'ın ayağına basıp lafı devraldı.

-Sanırım akıntı demek istedin ağabeyciğim, akıntıya karşı yüzmek yerine kendini akıntıya bırakırsa tabii rahat eder herkes." Acar "ya ya" der gibisinden kafa sallayıp Aliyle gülerken, Elvin kendini tutamayarak dahil oldu.

Başka Bir DünyadaWhere stories live. Discover now