1.1: "Acar&Savaş Devran Turizm"

2.6K 426 285
                                    



İthafı birkaç gün sonraki yeni bölümde, geçen bölümün yorumlarını da dikkate alarak yapacağım. Yorumlar bugün açılmadı bilgisayarımda maalesef..

Yıldızlamayı ve yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar!

3.GÖZ

Çağan, Bade'nin yüzüne gelen saçını hafifçe geri ittirdi. Onun bu yeşil gözlerini o kadar seviyordu ki, onlara saatlerce dalıp gitmek hiç fena fikir değildi. Kızdan gözlerini alamıyordu. Çevresindeki herkes, onun bir para avcısı olduğunu söylese de o kimseye inanmamıştı ve şimdi inanmadığı için çok mutluydu.

Çünkü Bade herkesi yanıltmıştı. O kadar saf ve eşsizdi ki sevgi konusunda, Çağan ona gerçekten her seferinde daha fazla aşık oluyordu.

Onun hayatına da. Bu sabah da onu, Asu'yu ve Gülperi'yi kahvaltıya götürmüştü. Şimdi Gülperi Sinanla görüşmek için gitse de geçirdiği keyifli vakit için gence teşekkür etmişti ve Asu, Bade, Çağan o anda Devran evinin önünde duruyor, ayaküstü konuşuyorlardı.

-Çok teşekkür ederim geldiğiniz için. Bade'nin en değer verdiği insanlar benim için de aynı önemi taşıyor." Asu, yüzünde kocaman bir tebessümle baktı ikisine. Eh karşı kaldırımda Savaş Devran izliyordu. Tabii ki böyle davranacaktı. İnsanlara, özellikle inatçı erkeklere, kök söktüremeyecekse neden adı Asu Devrandı ki?

-Ne demek. Çok büyük bir zevkti. Kahvaltı da harikaydı." İstanbul'un en pahalı yerine götürmeyi istese de Bade buna şiddetle karşı çıktığından çok daha şirin bir yere gitmişlerdi ve artık Asu yalan söyleyemezdi. Çağan'dan nefret etmek zordu çünkü iyi bir insandı.

-Siz dursanıza iki dakika." Bade, sokağın ucundaki Elvin'i görünce ona doğru yürümek istediğinden -sabah kahvaltıya gelmemişti ve nedenini geçiştirmişti- Asuyla Çağan'ı yalnız bıraktı. Hem ikisi bugün her zamanki o terör havasının aksine iyi geçinmiş sayılırdı. Belki birbirilerine bir iki kelime iyi şeyler söylerdi.

-Benden hoşlanmadığını düşünüyordum. Hatta nefret ettiğini bile düşündüm." Diye ilk adımı atan Çağan'ın cümlesi üzerine yeşil gözlerini kısarak Elvin'i izleyen Asu, başını genç adama çevirdi. Gerçekten de bunu söylerken yüzünde sahte bir ifade görmek isterdi ama çok samimiydi.

Koyu kahve gözlerinde bir nebze bile sinsiliğe rastlamadı. Rastlasa belki ilişkilerini kolay baltalardı...

-Yok canım. Yalan yok fanın değilim, ama berbat değilsin." Çağan içten bir şekilde güldü Asu'nun dürüstlüğüne. Normalde kaç kez arkadaşlarına yemeğe götürmeyi teklif etse de Bade hep onlar -daha doğrusu Asu- reddettiği için oyalamıştı ama bugün gelmişlerdi.

-Teşekkür ederim. Bade'yi çok seviyorum ve bu iyiliğini boşa çıkarmayacağım." Asu, o anda kendini dünyanın en kötü insanı gibi hissetti. Gözleri yavaşça karşı kaldırımda telefonuyla uğraşan ağabeyi Savaş'a kayarken kalbi sıkışır gibi oldu.

Ağabeyinin mutluluğu için Çağan'ın mutsuzluğuna sebep olmak...

Kendine bir söz verdi. Bu inadı sadece ağabeyinin Bade'ye hislerini söylemesi için sürdürecekti, Badeyle Çağan'ı ayırmak için değil. Çünkü ne kadar farklı dünyadan da olsa Çağan düşündüğü gibi kötü ve itici biri değildi.

-Bade mutluysa ben hep mutluyum Çağan." Alnına düşen kıvırcık saçlarını geriye ittirirken, köpek dişlerini gösterecek kadar gülümsedi delikanlı. "Arkadaşın ne zaman geliyor?" Kahvaltı sırası sürekli arayan Selim genç adamın yanına geleceğini ve Badeyle ikisine bir haberi olduğunu söylemişti. Bu yüzden hala mahalleden ayrılmamıştı Çağan. Telefonunu çıkarıp mesaj atarken mırıldandı.

Başka Bir DünyadaWhere stories live. Discover now