0.9: "Kanka Sorunsalı"

2.7K 418 592
                                    


Yorum yapmayı unutmayın. Çünkü diğer bölüm ithafları ona göre yapacağım! Severseniz yıldızlamayı da... Keyifli okumalar! 😘😘😘

3.GÖZ

Elvin, can sıkıntısından evin önündeki çocuklara ip atlamaları için ip sallayan iki kişiden biri olmuştu. Kendisi hiç ortaya geçmemişti sadece onların tatlı neşesine ortak oluyordu.

-Elvin ablaa! Sen söyle. Çarpmadı ayağım di mii?" Bariz bir şekilde ayağı ipe takılmıştı Lale'nin. Bu yüzden tek kaşını kaldırarak gülümsedi Elvin, cevap vermesine gerek bile yoktu çünkü kız haksız olduğunu anlayınca yaramaz bir gülüşle kenara çekilmişti.

O sırada ip sallayan Elvin'i izleyen Sabri, gözüne doluşan yaşları geri yollamaya çalıştı. Şaka gibiydi, resmen kendi kızı birkaç metre ötesinde duruyordu. Hiç acele etmeden izledi onu, mimiklerini, gülüşünü... Ne kadar da güzeldi, kocaman kız olmuştu.

Annesine o kadar benziyordu ki, sadece annesinin kullandığı ve yüzünde kırışıklıklara, çöküntüye neden olan, onu cansızlaştıran maddeleri kullanmadığından olsa gerek cildi canlı, pürüzsüzdü.

Ona doğru bir adım attı, sonra bir adım daha... Her adımda yorgun kalbi daha da acıyordu. Onunla saatlerce konuşmak istiyordu, fakat bunu nasıl yapacaktı? Elvin'e kendini nasıl sevdirecekti? Bunca yıldan sonra... Hangi yüzle karşısına çıkacaktı? Keşke ondan daha önce haberi olsaydı. Bunun için nelerini vermezdi..

Şebnem'e olan aşkı o kadar büyüktü ki, ondan başka bir kadını hayatına sokmamıştı. Onun hayat kadını olması, etrafındakilerin söyledikleri gram umrunda değildi. O, imkansıza aşık olmuştu. Ama aşık olduğun kişi sana aşık olmayabilirdi, çünkü kadın aşık olmamış, öylece gitmişti.

Evet rahatsızlığını biliyordu Şebnem ama bunun için bir tedaviye, iyileşmeye gerek de duymamıştı. Bir gün zirvede bir gün dipte yaşadığı hayatından memnundu. Hayatını onun peşinden gitmekle, onu yıllarca aramakla harcamıştı Sabri. Ona olan aşkı öyle derindi ki, kadının hiç umursamaması her gün öldürmüştü onu. Hastalığı gibi... Şimdi onun birebir kopyasını karşısında görmek Sabri Duru için çok zordu.

Elvin'in hayatında olmak istiyordu. Şu ne kadar kaldığını bilmediği ömründe kızına sarılamadan ölmeyi istemiyordu.

Aniden gözündeki perde kalktığında Elvin'in Adayla konuştuğunu fark etti. Kendini toparlamak için derin derin nefesler alırken, onlara doğru yürümek adına bu sefer bahanesi de olmuştu. Yeğenine doğru yürürken, gözü Elvin'deydi ve her ne söylüyorsa kızın hoşuna gitmiş gibi durmuyordu.

-Yani ailevi sorunların ne bilmiyorum ama..." bu esnada Sabri'nin yanlarına geldiğini fark edemeyecek kadar öfkeliydi Ada. "Nişanlımdan ellerini çek!" Elvin, dehşetle açtı kahvelerini. Acar, birlikte dolaştıklarını söyleyebilirdi elbette söyleyecekti. Sonuçta nişanlısıydı.

Ama ailesinin problemleri olduğunu neden söylemişti ki? Gerçi kendi aptallığıydı, insan nişanlısına her şeyi anlatırdı belki de... Belki doğru olan buydu da, o bilmiyordu.

Aslında Acar anlatmamıştı, Ada'ya sadece kızın canının sıkkın olduğunu, beraber yürüdüklerini söylemişti. Ama bu aile durumunu sadece Ada uydurmuştu, Elvin'in gözlerinde gördüğü ateşe bakılırsa isabet de ettirmişti.

-Bana ne senin nişanlından? Kendine gel, benimle düzgün konuş." Parmağını sallayarak konuşuyordu Elvin çünkü sinirden eli titremeye başlamıştı. Eğer mahalle ortasında olmasalar Ada'ya çoktan yumruğu çakmıştı çakmasına da mahallede ailesinin canını sıkacak yeni bir dedikodu çıksın istemiyordu. Özellikle nişanlı bir adamla yakın olması konusunda...

Başka Bir DünyadaWhere stories live. Discover now