↳Break up, ten

975 94 17
                                    

"Ne yapıyorlar?"

Küçük olan, mutfakta oturan ve telefonu ile ilgilenen büyüğünün yanına gelmiş, yanına oturarak ona bakmaya başlamıştı. Büyüğü ise yanına oturması ile beraber bir süre küçüğüne bakmış, ondan sonra telefonuna geri dönmüştü.

İkisinin resimlerine baktığını fark etmemesi için bir süre sonra telefonunu kapatmış ve arkasına yaslanmıştı büyük olan. Bu sürede de karşısında oturan bedenin etrafa bakındığını fark etmişti. Çocukları aradığını düşünmüştü ki, sorduğu soru ile beraber bu düşüncesi doğru çıkmıştı.

"Odalarında oyun oynuyorlar," demişti sakin bir şekilde. Kollarını göğüs hizasında birleştirmiş ve karşısında oturan bedene bakmaya devam etmişti. "Uyumadan önce oyun oynamak istediler."

Büyük olanın verdiği cevap ile beraber başını sallamıştı küçük olan. Ellerini birleştirmiş, sonra da oynamaya başlamıştı. Başını bir an olsun kaldırmamış, gözlerini ise ellerinden çekmemişti. Onun bu hali ile beraber büyük olan derin bir şekilde nefes alıp vermişti.

Karşısındaki beden ne zaman bu şekilde davransa ya bir şeyi söyleyecek olsa bile çekindiğini gösterirdi ya da bir şey sakladığını belli ederdi. Eşini iyi tanıyordu büyük olan,  strese girdiğinde veya tedirgin olduğunda başını hiçbir şekilde kaldırmaz, elleri ile oynamaya başlardı. Bazen gelip kendisine sarılırdı ama bulundukları durum yüzünden bu pek işe yaramazdı.

"Sorun ne?"

Büyüğünün sorusu ile beraber elleri ile oynamayı bırakmış ve ona bakmıştı Mingyu. Bir süre siyah, parlayan kürelere bakmış, ardından tekrar başını öne eğerek elleri ile oynamaya başlamıştı. Karşısındaki beden, bir şeyi söylemek istediğini anlamış olmalıydı.

Büyük olan ise tekrar derin bir şekilde nefes alıp vermiş, ayağa kalkarak oturan bedene doğru ilerlemişti. Yanına geldiğinde ise bir süre durmuş, sonra ise eğilerek kollarını boynuna dolamıştı.

Küçük olan aniden gelen sarılma ile beraber bir süre şaşkın bir şekilde durmuş, elleri ile oynamayı bırakıp kollarını kendisine sarılan bedenin beline sarmıştı. İkisi de birbirine sıkı bir şekilde sarılırken, birbirlerinin kokularını çekiyordu içlerine.

"Mingyu."

"Efendim?"

Büyük olanın ismini seslenmesi ile beraber cevap vermiş, bakışlarını belinde olan ellerinden çekerek kendisine bakan siyah kürelere getirmişti. Gözlerinin parladığını gördüğünde ise, belli etmeyecek bir şekilde gülümsemeye başlamıştı.

Bu parıltıyı görmeyi özlemişti, şu an gördüğü için de şanslı olmalıydı. Yoksa Wonwoo'nun onu evden atmasını beklemişti küçük olan.

"Bir süre," demişti büyük cümlesine başlarken. Ellerini kahverengi saçlara atmış ve dağılmış olan saçlarını düzeltmişti. "Bir süre lütfen burada kal. Kendi başıma hiçbir şeyi yapamıyorum."

Break Up •MeanieWhere stories live. Discover now