↳Break up, thirteenth

933 93 37
                                    

Büyük olan, salondaki büyük koltukta yayılmış bir şekilde otururken göğsüne yaslanan kızının saçlarını okşuyordu sakin bir şekilde. Küçüğü, oğlu ile beraber markete gitmişti. Aklı biraz onlarda kalsa bile ses çıkarmamıştı büyük olan. Evin anahtarını küçüğüne vermiş, dikkat etmelerini birçok kez tembihlemişti.

Şimdi tek yapması gereken ikisini beklemek ve kızı ile vakit geçirmek oluyordu. En azından kızının isteğini yapmak daha mantıklıydı. Bu şekilde vakit geçirirlerdi.

"Baba."

Kucağındaki bedenin sesini duyması ile beraber bakışlarını duvarda asılı olan saatten çekmiş ve kendisine bakarak gülümseyen kızına bakmıştı. Onunla beraber gülümsemeye başlarken oturuş şeklini değiştirmiş, tekrar kızına bakmıştı.

Kızı ise babasının oturuşunu değiştirmesi ile beraber arkasını dönmüş ve fazla uzun olmayan saçlarını işaret etmişti. Mesajı alan büyük ise başını sallamış ve ellerini kızının saçlarına götürerek örmeye başlamıştı.

"Mingyu babamla nasıl tanıştığınız konusunu hiç açmadın baba," demişti minik beden, babası saçlarını örmeye devam ederken. Bir yandan da başını sabit tutmaya çalışıyordu. "Hazır onlar yokken anlatır mısın?"

Wonwoo, kızının sorusu ile beraber bir süre durmuş, sonra yaptığı işe devam etmişti. Saçlarını ördükten sonra arkasına yaslanmış, kızını da tekrar göğsüne yatırmıştı kendisine döndürerek. 

"Lisenin ilk yıllarında tanışmıştık." 

Babasının kendisini kırmayarak anlatmaya başlaması ile beraber tüm dikkatini ona vermişti minik beden. Babası ise kızının göğsüne koyduğu elleri ile oynamaya başlamış, aklına eski anıların dolmasına izin vermişti.

Bu sefer farklı bir his vardı içinde bu anılarla beraber. Eskisi gibi acı veren bir his yerine, daha çok içinin huzur dolmasını sağlayan bir histi bu.

"O ara bir ekibim vardı. Daha doğrusu grubum," demişti babası gülümsemeye başlarken. Kızı ise meraklı bir şekilde ona bakmaya devam ediyordu. "Beraber müzik festivallerine katılıyorduk, sonra Mingyu da aramıza katılmıştı."

"Evet, hatta Wonwoo babanız benden hiç haz etmemişti."

Konuşan küçük ile beraber bakışlarını salonun kapısına doğru çevirmişti büyük olan. Kapıdaki beden ise gülümsemiş, elindeki poşetleri bırakarak onların yanına gelmişti. Oğulları ise çoktan babasının oturacağı yeri seçmiş onu bekliyordu.

Mingyu kendisinden önce oturan oğlunu kucağına almış, büyük olanın yanına oturarak kızının alnına minik bir öpücük bırakmıştı. Kızı gülümsemeye başlarken, büyük olan aynı şeyi oğluna yaptıktan sonra konuşmaya devam etmişti.

"Evet haz etmiyordum çünkü babanızın işi gücü kızlardı o zamanlar. Gruba katılmasıyla beraber daha çok ünlü olmuştu ve bu sinirlerimi bozuyordu."

Küçük olan, yanında oturan bedenin cümlesi ile beraber kahkaha atmaya başlamıştı. Aklına gelen anılar ile daha çok gülmeye başlarken yanında olan üç beden de kıkırdayarak onu izliyordu.

Dördü de sakinleştikten sonra bu sefer anlatmaya küçük olan devam etmişti.

"Ben gruba katıldıktan bir süre sonra ayrı ayrı çalışmaya başlamıştık. Yine beraber söylesek bile gruplar haline bölündük. Biz de babanız ile aynı gruba düştük."

"İlk tanışmamış bu şekildeydi. Yakınlaşmamız ise ben masadan atlarken bir şekilde Mingyu'nun üzerine düşmem ile olmuştu."

İkili birbirlerine baktıktan sonra tekrar gülmeye başlamışlardı. Çocukları ise babaları gülmeye başlarken onlara katılmış, beraber gülmeye başlamışlardı.

Anılardan bahsetmeye başladıkları an, her şeyin değiştiği an olarak geçmişti iki babanın hafızasına. Bu gün onlar için hep özel olarak kalacaktı.

Break Up •MeanieWhere stories live. Discover now