↳Break up, fifteenth

876 87 17
                                    

"Yani şimdi beni affettin?"

İkili, salonda oturmaya devam ederken küçük olan kolları arasında, kendisine yaslanmış bir şekilde oturarak gülümseyen bedene bakmıştı. Onun gibi kendisi de gülümserken büyük olan bir süre gözlerini televizyondan ayırmamış, ondan sonra da kahverengi saçlı oğlana bakmıştı.

Hemen kabul etmek istese bile, üç yıl yalnız kalmanın acısını biraz çıkarsa fena olmayacağını düşünmüştü büyük olan.

"Hemen affettiğimi söylemedim," dedi sakin bir şekilde. Ondan sonra da bakışlarını kolları arasında olan bedenden çekmiş ve tekrar televizyona çevirmişti. "Sadece sebebini öğrendiğim için öyle dedim."

"Sonuç olarak, beni affettin kabul ediyorum."

Büyük olan, affettiği konusunda direnen küçüğüne karşı konuşmak istememiş, sadece gözlerini devirmişti. Oldukları durumdan şu an memnun olsa bile, hemen affederse arkadaşlarına verdiği sözü tutamazdı.

Biraz süründürerek yaptığı şeyin nasıl canını acıttığını fark etmesini sağlamak ise kendi fikriydi. Ama Wonwoo bunun için fazla iyimser biriydi. Başta çocukları ve eşi olmak üzere kimseyi kıramazdı.

Yanındaki beden de bunu iyi biliyordu ki buna göre oynamaya devam ediyordu.

"Bak Heran," demişti kız kardeşi, duvarın arkasına saklanmış ve erkek kardeşine babalarını göstermişti. "Planımız işe yarıyor gibi gözüküyor."

Erkek olan başını salladıktan sonra tekrar babalarına bakmıştı. O sırada birinin kapının olduğu tarafa dönmesi ile beraber hızlı bir şekilde duvarın arkasına saklanmış ve yakalandıklarını belli edercesine kız kardeşine bakmıştı.

Kız kardeşi ise erkek kardeşinin bu dikkatsizliği ile beraber sadece gözlerini devirmekle kalmıştı.

"Siz ikiniz."

Büyük olanın konuşması ile beraber ikisi de birbirlerine bakmış, sessiz bir şekilde yutkunarak arkalarına dönmüşlerdi. İki babası da yan yana durmuş, ikisine bakıyorlardı ve gülümsemeye başlamışlardı.

Ne olduğunu şaşan iki minik beden, göz açıp kapayıncaya kadar kendilerini babalarının kucağında bulmuştu.

"Neden yataklarınızda değilsiniz?"

Küçük olanın sorusu ile beraber ikili tekrar birbirlerine bakmıştı. İki beden de birbirleri ile bakıştıktan sonra babalarına bakmış, boyunlarına sarılarak büyük olanlara karşı şirin görünmeye çalışmışlardı.

Babaları ise, onların bu davranışları ile beraber gülümsemiş ve ikisinin de kucağında olan bedenlerin yanaklarına minik bir buse bırakmışlardı.

"Uyuyamadık," demişti ikisi de aynı anda. "Sizin yanınıza geliyorduk."

İki büyük de anladıklarına dair mırıltılar bırakmış, sonra çocuklarının odasına gitmişlerdi. Odaya girdikten sonra kucaklarında olan bedenleri dikkatli bir şekilde yataklara bırakmış, üstlerini örttükten sonra oldukları yerde doğrulmuştu.

Büyük olan, sinsi bir şekilde gülümseyerek küçüğüne baktıktan sonra çocuklarına dönmüştü. İkisinin de saçlarını okşadıktan sonra kapıya doğru yönelmiş, odadan çıkmadan önce konuşmuştu.

"Mingyu babanız size masal okuyacak, iyi geceler meleklerim."

Break Up •MeanieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin