Bölüm 15

26 6 0
                                    


Güneşin uzaklarda yükselmesi devam ederken Melis'i atlatabileceğimden emin olmam gerekiyordu. Melih ve o geçmişte birlikte olmuşlardı. Bu birlikteliğin nereye gittiğini ya da sınırlarını bilmiyordum ama yanımdaki adamla kadınların ilişkisini kestirmek zor değildi. Diğerleri bir anlam ifade etmiyordu ama Melis'in bu konuda nerede olduğuna net bir cevap vermem mümkün değildi. Cevabı bulabilmem için Melis'in benim için nerede olduğunu anlamam gerekiyordu. O benim ablamdı ve ablanın eski sevgilisi ile bir ilişkiye başlamak ne kadar doğruydu? Bunu, ablanın sevgilisi ile birlikte olmayı, asla onaylayamayacağımı biliyordum. Fakat benim durumumda bir fark vardı. Melis benim biyolojik olarak ablam olmasına rağmen onunla aramda ufacık bir ilişki bile yoktu. Ağabeylerimin bile ona oranla daha yakın davrandığını, Melike'den gizli benim için bir şeyler yaptıklarını biliyordum. Manevi olarak onlarla ince de olsa bir bağım vardı. Melis ise benim hayatımda neredeyse yoktu. Ne sevgi ne de nefret olarak birbirimize karşı bir tek hissimiz yoktu. Melih'in adını bilmediğim takıldığı kızlar arasında adını ve geçmişini de bir ölçüde bildiğim tek kızdı. Bu günden sonrada önceden olduğu gibi ne eksiği ne de fazlası olacaktı. Melis'in benim için varlığı ve yokluğu birdi. Bu durum söz konusuyken o benim ahlak yasamın çok uzağında kalıyordu. Melih ile herhangi bir eski sevgilisi yüzünden beraber olmaktan vazgeçmemle Melis yüzünden ondan uzaklaşmam aynı derecede mantıksızdı.

"Melis intihar ettiğinde evde onunla yalnızdım. Beni onu rahatsız etmemem konusunda uyarmıştı. Ama akşam olup annemler eve gelmediğinde onu kızdıracağımı bile bile yanına gitmiştim. Onu bilmeden de olsa ilk ben buldum. Ne olduğunu bir şekilde anladığımı hatırlıyorum. Bizi birileri bulana kadar saatlerce onun yatağının başında beklemiştim. Şaka yaptığını söylesin diye, sadece beni korkutmaya çalışmış olsun diye öylece bekledim. Fakat o günün ertesinde, o bitmez gecenin sonunda ablamı götürdüler ve onu bir daha göremedim."

Melis'in odasının açık yeşil rengini gözlerimin önüne getirebiliyordum. Tüm gün odamda kalmamı söylemesinden sonra saatlerce onun gibi resim yapmaya çalışmıştım. Ama hava kararmaya başladığında bunu bırakmıştım. Sonra akşam annemlerin eve gelmeyeceğini hatırlayıp korkmuş ve yanına girmiştim. Girmeme izin vermediği halde odasına girip onu uyurken bulduğumu sanmıştım. Ne yaparsam yapayım gözlerini açmadığında ise çocuk olmama rağmen ne olabileceğini biliyordum. Annemin babasının ölümünde onu nasıl koltuğunda bulduğunu arkadaşına anlattığında onlardan çok uzak değildim. O yüzden ablamın soğuk olup olmadığını anlamaya çalıştım. Yazın ortasında olmamıza rağmen soğuk olan kollarından sonra ondan uzaklaşmıştım. Öylece minderine oturup ona bakmaya başladığımda beni korkutmak, şaka yapmak istediğine inanmak istedim. Ama o asla kıpırdamadı ve ben tüm gece onun şakasını bitirmesini bekledim. Uyanıp annemin sesini duymama ve babamın beni odadan çıkarmasına kadar da asla gerçek olduğunu düşünmedim.

"O çok yetenekliydi. Onun gibi resimler yapmak isterdim ama düzgünce bir ağaç ya da ev bile çizemezdim. Yine de ondan daha güçlüydüm. Ablam her daim güçsüz olduğumu söylese de Melis'ten güçlü olduğumu biliyordum." Melis'in sevdiği şeylere bağlanma konusunda ne kadar takıntılı olduğu hatırlıyordum. Kaybetmenin gerçek olabilecek bir kader olduğunu bilip bunu bilerek yaşamak ve sevdiklerine daha çok özen göstermesi gerektiğini asla kabullenmezdi. Bu ikisi bir araya geldiğinde ise tuhaf bir görüntü ortaya çıkardı. Sevdiklerini hırpalar ama ondan uzaklaşmaya başladıkları anda onları geri almak için her şeyi yapardı. Ve bunu yapmanın en büyük hakkı olduğuna inanırdı. Ki yaptığı şeylerde de çoğunlukla başarılı olurdu. "Melis her zaman her istediğini almaya alışmıştı. Evin en küçüğü ben olmama rağmen şımartılan o olurdu. Babamın onun isteklerini yapmak için büyük bir enerjisi vardı. Evde herkes onu daha çok severdi. Sanki bana gösterilecek sevgiyi o çalıyor gibiydi. Var olan tüm sevgiyi ve ilgiyi isterdi. Benim sevdiğim ama beni sevmeyen ailem onun her istediğini fazlasıyla yapar ve bana ait olduğunu düşündüğüm sevgiyi de ona verirlerdi. O ölene kadar onu kıskandım. Ölümü sonrası beni seveceklerini bile zannettiğim zamanlar oldu. Ama onun ölümünden sonra bile hiçbir şey değişmedi. Ben yine onların ailesinde olan fakat olmamasını istedikleri hataydım."

AŞEKAWhere stories live. Discover now