Bölüm 18

22 5 0
                                    


Son zamanlarda fazla uyumam ve yemek yemem Melih'in dikkatinden kaçmamıştı. Bu onun için yeni bir eğlence kaynağı haline gelmişti. Yediğim her bir lokmadan uyuduğum her bir dakikaya kadar beni takip ediyordu. Beni yaz uykusuna yatmakla itham ettiği gibi kilo almaya başlarsam gözüne sahip çıkamayacağı konusunda da uyarılar yapmaya başlamıştı. Şaka olsa bile bunu yapmasından da bahsetmesinden de hoşlanmadığımdan bir süre sessiz kalsam da en sonunda ağlama krizine girmemle bu konuda ağzını bir daha açmayacağını ve asla şaka yapmayacağına söz verdi. Aldatma şakaları gibi yemek yeme konusunda büyük bir etken olup iştahımı tamamen kesmeyi başarsa da bu canımın hâlâ yemek istememesine neden olamamıştı. Sadece isteklerime karşı geliyordum.

Melih önümüzde olan yıldan itibaren öğretim görevlisi olarak okulda olacaktı. Güzel Sanatları bırakmasının ardından bizim okulun Fransız Dili ve Edebiyatı'nda eğitim alıp bu alanda uzmanlaşmıştı. Doktorası bittikten sonra bir yıl akademiden ve akademik hayattan uzak kalıp resimleriyle zaman geçirmeyi seçmişti. Şimdi ise bıraktığı hayata geri dönmeye hazırlanıyordu. Doktora yaparken danışmanı olan hocanın okuldan ayrılmasıyla hocasının yerine derslere girecekti. O bunun için hazırlanırken bende derslerine gizlice girme planları yapmaya başlamıştım. Benim lise boyunca aldığım Fransızca ile onların üzerinde çalıştığı konular arasında büyük bir seviye farkı olsa da onun nasıl ders anlattığını ve nasıl bir hoca olacağını merak ediyordum. Ve bunu görmek içinde fazlasıyla sabırsızdım. Ancak eğer derse girersem onun ne tepki vereceğini bilemediğimden ve onun yeni bir oyununa maruz kalmak istemediğimden dönem başlayana kadar cesaret toplamam gerekecekti.

Son dönemdeki keyfimin bir nedeni olarak da yapmak istediğim şeyi bulduğumu düşünüyordum. Artık fotoğraf çekmek ile amatör olarak değil de profesyonelce ilgilenme planları yapar olmuştum. Bunun için ders almaya, sıklıkla düzenlenen yarışmalara katılmaya dahi kararlıydım. Araştırma yapmaya başlamış, en uygun seçenekleri neredeyse belirlemiştim. Hatta bir yarışma için bir fotoğrafımı bile göndermiştim. Bir sokak çocuğunun yağmurdan sonra oluşan su birikintisine yansıyan aksine bakışı olan fotoğrafımın ödül kazanmasını ya da kazanmamasını önemsemiyordum. Yapmak istediğim şeyi bulduğuma inanıyordum ve sadece bununla ilgili çabalıyordum. Sonuçların hiçbir önemi yoktu. Ki sonrasında gelen bir mektupla ilgilendiğim her şey ve dünyam yerle bir oldu.

Evden dışarı çıkmadığım günde Ağustos ayının son günlerinin sıcağına maruz kalmak zorunda olmadığımdan klimanın tadını çıkarıyordum. Melih tüm gün atölyedeydi ve eve döndüğünde elinde posta kutusundan alınmamış zarflardan bir demet tutuyordu. Aralarındaki büyük bir zarfı bana uzattığında herhangi bir mektup ya da paket beklemediğimden elinden alırken şaşkınlık içindeydim. Göndericinin adına baktığımda ise daha da şaşırdım. Melih'e inanmayan gözlerle baktığımda onun göndereni görmediğini anladım. Zarfın altındaki göndericiyi gösterdiğimde en az benim kadar şaşırması doğaldı. Ablamla aylardır hiçbir iletişimim olmadığımdan ondan böyle bir zarf almak ile Hogwarts'dan kabul mektubu almak aynı derecede şaşırtıcı etkiye sahipti.

Melike'nin gönderdiği zarfı açmayı erteledim ve birkaç saat sehpanın üzerinde öylece kaldı. Yemek yiyip film izlememizin ardından ikimizin de tüm enerjisini ve merakını çeken o zarfı açmaya karar verdim. Bunu bir süre daha erteleyebilirdim ama Melih'in zarfı göndereni gördükten sonra bariz gerildiğini fark etmişken içimde kuşkuların belirmesine engel olmayı başaramadım. Onu bu kadar endişelendiren bir şey olmalıydı ki film izlerken bile gözleri zarfın peşine düşüyor, sürekli ona bakıp orada olduğuna emin olmak istiyordu. Ablamın ne yazdığından daha çok onun tahmin edip kendisini korkuttuğu şeyi okumak, bir an önce ise her ne ile karşılaşacaksam onu öğrenmek istiyordum. İçimde dolaşan ve kalbimi kendine hedef seçen kötü his o zarfta benim bilmediğim ama hem Melike hem de Melih'in bildiği bir şey olduğunu söylemeden bir an bile geçirmiyor, ruhumu ve zamanımı esir almaktan vazgeçmeye yaklaşmıyordu. Ben o zarfta ne olduğunu okumadan asla rahatlayamayacak, onların bildiğini ise tahmin edemeyecektim.

AŞEKAWhere stories live. Discover now