33 bölüm

653 18 2
                                    

MIRAÇ

Herkesle dışarı çıkmaya karar vermiştik. Kızlarda gelecekti. Atlas "Miraçım birinden mesaj mi bekliyorsun" dedi. Başımı hayır anlamında salladım. Birazdan mesaj gelmişti.

Kardeşim: Miracimm doğum gunun kutlu olsun kardeşim.

Miraç: hatırladın mi gerçekten unutdun sanmıştım

Kardeşim: unuturmuyum lan ıyiki doğmuşsun

Miraç: çok sağol kardeşim sende iyiki varsın

Kardeşim: söyleyelim mi çocuklarda

Miraç: hayır kardeşim söyleme belkide sonuncu doğum günümdür.

Kardeşim: öyle şeyler söyleme gelcek yıl sana dünyanın en çok konuşulan partisini yapıcağım görürsün. Ha bu arada söylemiyorsak her zamanki saatde aynı kafede tamammi

Miraç: tamam saat 12:30 da ayrı ayrı çıkalım çakmasınlar

Kardeşim: tamam kuzum.

Miraç: kuzum ne lan

"Miraç neye gülüyorsun şu telefonda yarim saattir girdin başını kaldırıp bakmiyorsunda" dedi. Gülümseyip telefonu kapattım. Babamdan ve annemden hiç mesaj gelmedi.

Hepimiz bir masada toplanmış kahkahalarla konuşuyorduk. Saate baktığımda Ali ile konuştuğumuz saate az kaldığını gördüm. Bilerek Atlasları yakın yere getirmiştik arada gide bilelim diye

Miraç: hadi Ali sen git geliyorum bende

Kardeşim: tamam kuzum :))

Miraç: kuzun kadar taş düşsün kafana Ali

Ali ile kahkaha atarken herkes dönüp ona sonra bana baktılar "siz ikinizde birşeyler var ama kokusu çıkar yakinda" dedi Tuna.

YAZARDAN

Ali ayağa kalkıp "Ben bir arkadaşımla buluşup geleceğim" dedi. Ve kimsenin birşey demesine izin vermeden ayrıldı.

Biraz geçmişti ki Miraçda "bende gidip Aliye bakayım nerede kaldı bu" dedi ve koşarak ayrıldı.

Atlas "bunlar neden böyle arka arkaya gittiler bir açıklamada yapmadilar" dedi. Ayan eline telefonu alıp tarihe baktı. "Bir dakika bu gün abimlerin ortadan 3 saat kaybolma günü gibi birşey" dedi Ayan. Hiç kimse birşey anlamamıştı. Kenan "Nasıl yani?" Dediğinde Ayan "bakin abimler her yılin bu günü hatta bu saatde birlikde çıkar 2 yada 3 saat telefonlarını kapatıp ortalıktan yok olurlar ve bende sorduğumda takildik diyolar sadece" dedi.

Atlas ayağa kalkıp "kalkın gidip bulalım bakalım bizden ne sakladıklarını" dediğin de Hayat "Nasıl bulucaz peki" dedi.

"Miraç fenalaşıp bir yerde düşer diye telefonuna gps yükledim ve şimdiden nerde olduklarını bulduk" dedi Atlas.

Ali Miraçdan önce gelip bu sefer biraz büyük pasta sipariş verdi. Biraz geçmişti ki Miraçda içeri girdi. Miraç yürüyerek geldiği için Atlaslar onunla aynı zamanda varmıştılar. Miraç içeri girdiğinde onlarda cama yaklaşıp onları izlediler. Miraç Ali ile sıkıca sarıldı nerdeyse hiç ayrılmak istemiyor gibiydiler. Miraç Ali ile her yıl yaptığı bu düzeni çok seviyordu. Ali onun ailesi, arkadaşı, akrabası bir sözle herşeyi olmuştu.

Bir birlerinden ayrıldıklarında masadaki pastayı işare etdi Ali "bak bu seferki daha büyük nede olsa ailemiz artdı onların yerinede yiycez" dediğinde Miraç onu gülerek izliyordu. Masaya oturup ikiside daldı pastaya Ali pastayı Miraça uzatır ama vermeden geri kendi ağzına koyuyordu. Miraç ne kadar sinirlensede Alinin bu çocuksu haline fazla sinirli kalamıyor elini eline vurup kahkaha atıyordu.

Kafe küçük nerdeyse 4-5 masadan ibaret şirinmi şirin yerdi. Buraya ilk geldiklerinde miraç çok sevmişti bu yüzdende her yıl aynı yerde oturup kutlardılar.

Atlas dayanamayıp içeri girdiğinde hepside arkasından girdi. Miraç onların burda ne aradığını sorar gibi Aliye baktı. Ali hemen kendini savunmaya geçip "vallahi ben birşey demedim. Zaten bura sadece ikimizin söylesem neden burayı söyliyeyim ki" dedi. Miraç anladım deyip Atlasa döndü. "Burada ne arıyorsunuz ve nerden buldunuz" dedi kaşlarını çatarak " sen önce soruma cevap ver istersen Miraç" dedi.

"Şey öylesine pasta canım çekti Alide beni buraya getirdi" dedi yalan söylemek istemiyordu ama doğum gününün bu gun olduğunu bilmelerinide istemiyordu.

Herkes bir maşa çekip oturdu onlarda pasta yemek istediklerini söyledi. 6 yıldır aynı garsonun çalışmasıda onların şanssızlıkları idi. Kız masaya yaklaşıp "Ali bey birşey istermisiniz" dedi. "Doha sonra Sude" dedi Ali. Hayatın ona atdığı ölümcül bakışların farkında bile diğildi. Sude dönüp giderken aklına gelmiş şeyle arkasını dönüp Miraça baktı "Miraç bey unutdum az önce söylemeyi doğum gününüz kutlu olsun" dedi.

Miraçdan

Elimle Sudeye sus işareti vermeye çalışırken geç kalmıştım. Herkes bize inanmama bakışı atıyordu.

Atlas " ne yani bu gün doğum gunun be bizden saklıyorsun öylemi? Peki açıklaması ne bu saklamanın" dedi. Kızmıştı bende olsam kızardım. "Ben sadece doğum günlerimi burda Ali ile geçirmeye alışkınımda o yüzdende söylemedik" dedim ah düşün Miraç düşün nasıl kendini suçsuz çıkara bilirsin. Buldum gülümseyip hemen başımı kaldırdım hala hepisi kızgındı en çok Ayan kızgındı kaç yıldır onun ısrarlarına rağmen doğum günümün ne zaman olduğunu söylememiştim. " Benim bütün hayatım senin elinde degilmiydi? Ne yani orda doğum günümü görmedin mi? Demekki senin için önemli değilmişim, olsaydım aklında tutardın" dedim. Ama beklediğimin aksine daha fazla üzülmüştü Atlas buda kalbimi ciz etdi. "Tamam üzülme sevgilim gelcek doğum günlerimi birlikte kutlarız" deyip sarildim.

Kenan: yarından sonraki gun gidiyorsun ne zaman söyleyeceksin

Miraç: soyluycem merak etme

Telefonun çalan sesiyle korkup irkildim elime aldığımda babamın aradığını görür görmez ayağa kalkıp açtım

'Efendim baba'

'Oğlum ben şimdi konuştum Amerikayla orada bir doktor ayarladım ve randevunu yarından sonraki güne ala bildim. Yarın akşam saat 8de uçağa biletin var. Seni ben yolcu edicem'

'Tamam' deyip telefonu kapatdim. Yüzüme yine mutlu maskesini takip masaya döndüm.

Akşam eve gelip, annemin yanına gidip uzandım. "Anne" saçlarımı okşamaya başladığında sözüme devam etdim "sana birşey söylemem lazım, ben yani şey ben yarın gidiyorum" dediğimde annemin eli durmuştu "nereye gidiyorsun?"

"Amerikaya, anne babam orda bir doktor bulmuş, işinde iyiymiş de" sesim titriyordu ama gözlerimden yaş gelmiyordu artık.

"Bende geliyorum seninle zaten 15 günlük izin aldım, nerde olursan ol yanında olmak için beraber gideriz" dediğin de başımı kaldırıp yüzüne baktım "gerçekten gelecek misin benimle" başıyla onaylandığında "Anne ama yarın gideceğimi daha kimseye söylemedim. Beni orda neler bekliyor bilmiyorum ve onlara anlatamadım yani nasıl söylüyor bilirim ki, gidip dönmemeyim olduğunu?"

"Öyle söyle yavrum derdini veren tanrı dermaninida verir elbet"

Sabah kalkar kalkmaz Atlasa mesaj atib onda kahvaltı yapacagimi söyledim. Ve dolabımi açıp kıyafet aramaya başladım. Siyah kot pantolon ve bir tane siyah gömlek elime alıp banyoya girdim.

Aynada son kez kendime bakıp odadan ayrıldım. Annemin yanağına öpücük kondurup " ben Atlasda kahvaltı yapmaya gidiyorum. Anne bavul işim sende" dedim.

Psikoloğuma Aşık Oldum (B&B) (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now