第五节; save the person you are trying to kill

813 115 26
                                    

öldürmeye çalıştığın kişiyi kurtar

Alışık olduğu beyaz koridorlardan geçiyordu. Tavandaki ışıklar sayesinde aydınlanıyordu yine. Etrafta insanlar kol geziyordu. Bazıları bir yere yetişmeye çalışıyor gibi adımları hızlı ileriliyordu. Bazıları ağlıyordu. Bazıları ise öylece oturuyordu. Hastaneler böyleydi. Farklı insanları bir araya getirirdi, farklı duyguları bir araya getirdiği gibi. Farklı insanların, farklı duygularla alışveriş merkezlerinde falan mı bir araya geldiğini sanıyorsunuz? Orada ölüm korkusu yoktur. İnsanlar genelde ya mutlu ya da üzgündür. Peki hastaneler nasıldır? Yeni bir hayat gözlerini açmıştır belki de ya da bir hayat gözlerini sonsuza kadar kapatmıştır. Birileri hastalığına çare aramaya gelmiştir. Diğerleri ise hastalığını atlattığını öğrenmiştir. Birçok şey olur. Hayatımızın zorlukları ve mutluluklarının en iyi ortaya çıktığı yerdir hastane koridorları ve odaları.

Hızlı adımlarla onu bekleyen insanların yanına ulaşmıştı. Vakit kaybetmeden genelde onunla çalışan hemşire kısaca gelen hasta hakkında bilgi vermişti. Kelimeleri bittiği sırada da tekerlekli yatakta yatan hasta görünmüştü. Diğerleri onu ameliyathaneye alıp hazırlamaya başlarken, Zhan'da hazırlanıyordu. Gerekli şeyleri sırayla giyerken aklına gelen şeyle adeta buz kesilmiş gibiydi. Ameliyat odasında onu bekleyen kişi, kurbanı mıydı?

Öyle olsa bile artık geri dönemezdi. Şimdi çıkıp gitse nasıl açıklayabilecekti ki? Açıklayamazdı. Bu yüzden sakin adımlarla onu bekleyen insanların olduğu ameliyathaneye girmişti. Kurbanının bedenine yaklaştıkça yüzü daha belirgin hale geliyordu. Artık kurbanı değildi. Kurtarması gereken bir can yatıyordu yatakta. Böyle düşünerek başlamıştı işine.

Kurşunun girdiği yeri gördüğünde neredeyse santim fark ile kaçırdığını anlamıştı. Şimdi hayatta kalmak için bir şansı vardı. Kurşun sapmasaydı, böyle bir şansı bir daha asla olmayacaktı.

Ama emin olamadığı bir şey vardı. Onu elinde sonunda öldürmesi gerekmiyor muydu? Ameliyat masasında tüm her şey onun elindeydi. Bilerek onu öldürebilirdi ve yanındakilere yanlışlıkla yaptığı bir hata olduğunu söyleyebilirdi. İnsanları inandırmak kolaydı.

Ne yapması gereketiğini bilemezken görüşü gittikçe azalıyordu. Birden yakınlardan 'hastayı kaybediyoruz' diye bir ses duyduğunda kendine gelebilmişti. Düşünmesine gerek kalmamıştı. Yine hata yapmıştı. Dikkatli olması gerekiyordu. Düşüncelerine izin vermiş ve hastanede yapması gereken işini doğru düzgün yapmamıştı. Kurşunu çıkarırken önemli bir damarı kesmişti. Çok fazla kan akıyordu. Yeterince kan kaybetmiş birinin tekrar böyle kan kaybetmesinin sonucu nasıl olurdu?

Pişman hissediyordu. Bu yüzden aklında olan her şeyi tamamen boşaltmış ve asıl işine dönmüştü. Kana bulanmış elleri ile yanındaki malzemelere uzanıyordu. Gerekli olanları alarak vücuda ulaşıyor ve işini hallediyordu. Bu döngüyü bir süre devam ettirmişti, kapalı alanda yayılan korkunç sese rağmen.

 Bu döngüyü bir süre devam ettirmişti, kapalı alanda yayılan korkunç sese rağmen

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Sonunda ses kesildiğinde odaklanması daha kolay olmuştu. Şimdi onu kurtarmak için tekrar bir şansı vardı. İçindeki hisse inanarak, bu şansını kullanacaktı. Elleri nazikti. Tekrar zarar vermekten korkar gibiydi.

Gerçek doktor rolüne tam anlamıyla bürünmeyi başarmıştı, hastasını kurtarmayı başardığı gibi.

Ameliyathaneden çıktığında savsak adımlar atıyordu. Kendini zar zor lavabonun önünde bulduğunda kenarlarına sıkıca tutunmuştu. İyi değildi. İlk defa böyle bir durumla karşılaşmıştı ve ne yapacağını düşünmeye devam ediyordu. Hastasını kurtarmıştı. Peki ona ne olacaktı? Öldürmesi gerektiği birini kurtardığı için, onu öldürebilirler miydi? O insanlar bunu da yapardı.

Aynada görüntüsüne baktı. Çökmüş görünüyordu. Ten rengi sanki boğuluyormuş gibi oldukça açık bir renge bürünmüştü. Dışarıya çıkmalıydı. Hiç olmadığı kadar hava almaya ihtiyacı vardı. Fiziksel değildi bu. Ruhunun hava almaya ve duvarlardan kurtulmaya ihtiyacı vardı.

Ellerindeki eldiveni ve üzerindekileri geri dönüşüme atarak, ellerini yıkamıştı. Ardından aynada kendine bir kez daha bakmaya tenezzül etmeden dışarıya çıkabileceği en kolay yollara ilerlemişti.

Merdivenlerden inerken adımları dengesiz kalmayı sürdürüyordu. Bazen duvara veya başka bir şeye tutunarak destek alıyordu. Dışarıdan gören biri olsa ağır yaralı sanabilirdi. Çünkü tüm vücudu böyle görünüyordu. Fiziksel olarak etkilenmek zordur ama tedavi edilebilir. Psikolojik olarak etkilenmek, tedavisi tam olarak var mıdır?

Sonunda ciğerlerine temiz havayı çekebildiğinde hastaneye geldiği zamanki gibi güneşi görmeyi bekliyordu. Oysa güneşten bir iz bile yoktu. Gri bulutlar gökyüzünü sarmıştı ve güneşin gülümsemesine izin vermiyorlardı. Sanki güneşte onlara kırılmış gibi gözyaşlarını serbest bırakmıştı.

Güneşin gözyaşları ile ıslanmak istedi o an. Dışarıda herkes ıslanmaktan korkarak kaçarken, o öylece gözlerini kapayarak dikilmişti. Daha huzurlu hissediyordu. Belki de ona eşlik eden bir hüzün daha olduğunu düşündüğü için böyleydi.

are you liar? || yizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin