第十五节; blame

435 63 38
                                    

suçlama

Yibo üzerindeki suçlamadan kurtulabilirdi, Zhan giderken bıçağı düşürmemiş olsaydı. Merdiveni aşağı doğru iterken elindeki bıçağı düşürmüş ve o anın şoku ile almayı bile unutmuştu. Suç aleti kayıp olsaydı ve yakınlarda bir yerde bulunmamış olsaydı, Yibo şu an suçlu durumda olmayabilirdi. Tüm açıklamalarına rağmen ona inanan kimse yoktu. Söylediği şeylerin uydurma bir hikaye olduğuna inanılıyordu. 'Biz saf değiliz ve senin dediklerine inanmayacağız' diyorlardı. Oysa gerçekten saflardı. Birinin masum olma ihtimalini eleyerek, kendi düşüncelerine göre hareket ediyorlardı.

Kimse gelmeden önce Yibo bıçağı yukarı bırakmıştı ve aşağı inerken merdiveni de düşürmüştü. Başka birinin olduğuna inandıracaktı insanları. Kamera görüntüleri de silinmişti. Hepsi hikayenin bir parçasıydı. Oysa bu gerçek hikayenin parçasıydı. Gerçek katili kurtarmak için silinen görüntüler, başka bir katil ortaya çıkarmıştı.

Polise göre deliller her şey demekti. Onlar sonucunda ortaya birisi çıkardı ve suçlu oydu. Başka açıklaması olamazdı. Suçlu kişiler yaptıklarını inkar ederdi. Bu onların suçlu olduğunun bir göstergesi miydi?

Suçlu veya suçsuz, herkes inkar ederdi. Biri gerçeği ortaya çıkarmak için inkar ederdi. Diğeri ise gerçeği kapatmak için inkar ederdi. Ayrım yapmak imkansızdı. Polislerde insandı ve insan olmak hatayı da beraberinde getirirdi. Onlarda kendi doğrularını oluşturarak hata yapıyorlardı. Ayrıca bu hata onlara iyi şeyler getiriyordu. Aralarından terfi alacaklar vardı. Sonuçta habercilere iyi bir kaynak sağlamışlardı.

"Bir süre önce saldırıya uğrayan motorcu Wang Yibo, dün gece cinayet işledi. Onu öldürmeye çalışan kişiyi öldürdüğü söyleniyor."

Haberlerde buna benzer şeyler dolanıyordu. Yani Zhan hepsinden sıyrılmıştı. Tek taşla iki kuş vurmaktı bu da. Yapması gereken bir işi yaparken yaşananlar yüzünden, hem o olaydan kurtulmuştu. Hemde en çok ses getiren olaylardan birinden sıyrılmıştı. Daha fazla ne olabilirdi ki. Mutlu olmalıydı.

Ama değildi.

Bu tesadüf sayesinde yaşananlar, Zhan'ın çalıştığı kişileri sevindirmişti. Tek mutlu olan taraf onlar değildi. Yibo'yu öldürtmeyi isteyen rakibi Yuchen'de mutluydu. Ölmese bile ondan kurtulmuştu. Adam öldürme suçundan yıllarca hapishanede yatacaktı. Belki de asla çıkamayacaktı. Yarışlar artık ona kalmıştı.

Yibo nasıl mıydı? Yaşananları idrak etmeye çalışıyordu. Öyle bir ruh halindeydi ki, haberlerde söylenenlere bile inanacaktı. Aklı çok karışıktı. Bu yüzden konuşmakta bile zorlandığı oluyordu. Mahkemede kendini açıklamaya çalışırken üzerine yüklenilen yükler yüzünden ağzını açamaz olmuştu. O kadar ağırdı ki, tüm her şeyi kendi yaptığına inancaktı. Çünkü ona inanan kimse yoktu. Herkes bir yalana inanmıştı ve Yibo bir kez daha dışlanmak istemiyordu. O da yalana inanmak üzereydi, kendi hayatını mahvetmesine rağmen.

Normalden daha hızlı bir şekilde hal olmuştu her şey. Apar topar ifadesi alınmış, ardından kendini birden mahkemede bulmuştu. Suçlu bulunmuştu ama tekrar bir mahkeme olacağı söylenmişti. Biraz daha araştırma yapılacaktı ve Yibo kurtulmayı diliyordu. O süreye kadar hapishanede dayanabilirdi. Eğer ondan sonra çıkamazsa... Kendi bile ne olacağını bilmiyordu. Belki yaşamaya çalışırdı?

Zhan pişmandı. İşlerin bu kadar sarpa saracağını hiç düşünmemişti. Nasıl düşünebilirdi ki? Çok saçmaydı yaşananlar ve her şey. Onunda aklı karışıktı. Mesajla onu tebrik bile etmişlerdi, iyi iş çıkardığına dair. Gerçekten birini öldürerek ve birinin üzerine suçu atarak iyi bir iş mi çıkarmıştı?

Yine odasında ne yapması gerektiğini düşünürken aklına bir şey gelmişti. Bu oda onun bir çok önemli kararına eşlik etmişti. Tümü arasında belki de en önemlisine de yine eşlik edecekti.

Yataktan doğrulmuştu. Odasındaki gizli yerlerin hepsini de teker teker açarak görünür hale getirmişti. Polisler geldiğinde aramalarına bile gerek kalmayacaktı. Tüm her şey ortadaydı.

are you liar? || yizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin