第十节; swamp

715 85 69
                                    

bataklık

Hepimiz hatalar yaparız. Çünkü bu insanın doğasında bulunur. Tanıdığınız hiç hatasız insan var mı? Cevabınız kesinlikle 'hayır' olacaktır. Ne kadar önemli ya da mükemmel olursanız olun, hata yaparsınız.

Peki Xiao Zhan'ın hayatını daha karanlığa sürükleyen hatası neydi? Hatadan çok bir iyilik olması gerekiyordu. Pişmanlıkla sonlanmamalıydı.

Bir gün okul çıkışında abisi ile eve geldiklerinde, eşyaların toplandığını görmüşlerdi. Etrafta neler olduğunu anlamak için göz gezdirirken annelerini görmüşlerdi. Hemen yanına giderek neden eşyaların toplandığını sormuşlardı. Aldıkları tek cevap 'taşınıyoruz' olmuştu. Bir sebep sunulmamıştı. İki kardeşte fazla sorgulamadan odalarına çıkarak yardımcı olmaya başlamışlardı.

Geceye kadar ev çoktan boşaldığından, otelde kalmaya karar vermişlerdi. İki oda tutulmuştu. Biri ebeveynleri için, diğeri kardeşler içindi. Onlar odaya girmeden önce babalarının söylediği şey gece uyumalarına engel olmuştu.  "Odanıza biri girmeye çalışırsa, oldukça yüksek sesle bağırın." Bu ne demek oluyordu?

Genç bedenler ışığı bile söndürmeden korkarak yatağa gitmişti o gece. Birkaç saat zar zor uyumuşlardı. İyi olan bir şey vardı ki, gece kimse odaya girmeye çalışmamıştı. Sadece sabah kapıları çalınmış ve tanıdık ses duyulmuştu.  "Gidiyoruz çocuklar."

Güneşin yeni doğmaya başladığı saatlerde arabadalardı. Kimse konuşmuyordu. Sadece radyodan duyulan hafif bir şarkı sesiyle, arabanın çıkardığı sesler duyuluyordu. Gayet normal ama çokta sıkıcı bir yolculuktu. Bu yüzden yol hiç bitmeyecekmiş gibi geliyordu. Boş yollar arabanın hızını arttırmak için idealdir, değil mi? Şoför koltuğundaki kişide öyle yapmıştı. Düz yolda biraz hızlanmıştı. Yine her şey normaldi.

Dağa çıkmak için olan keskin viraja yaklaşıyorlardı. Arabanın dönmesi için biraz yavaşlamak gerekirdi. Peki frenleri tutmayan bir araba yavaşlayabilir miydi? Hayır.

Beden ne kadar denese de, tek bir yavaşlama belirtisi yoktu. Tek yapabilecekleri kaza anını hazır beklemek olabilirdi. En fazla daha sıkı tutunabilirlerdi. Yapacak başka bir şey yoktu. Kenarlar uçurumken arabadan atlamak fayda eder miydi?

Hızla giden araba virajda bulunan direklere çarparak onları parçalamıştı. Bu biraz yavaşlamasına sebep olabilirdi. Ama yukarıdan aşağıya doğru giden bir araba hızlanmaz mıydı? Yavaşlaması bir fayda etmeden daha da hızlanarak yuvarlanmıştı. En son durduğunda araba kullanılamayacak haldeydi. İçindeki bedenlerde yaşayamayacak halde olabilirlerdi.

Ön koltukta oturan bedenlerin ruhu, kaza yerindeyken dünyadan ayrılmıştı. Arka koltukta olanlar ise her şeyleri ile hala buradaydılar. Şanslı sayılırlardı. Bu durum o an için geçerli de olabilirdi.

Küçük olanın durumu iyiydi. Bir süre sonra ayağa kalkarak tamamen iyileşmişti. Ama onun abisi için aynı durum geçerli değildi. Günlerdir komadaydı. Yoğun bakım odasından çıkması gerekiyordu. O olmazsa kardeşine kim bakacaktı? 15 yaşına basmış olabilirdi ama evden çıkmayan biriydi o. Yalnız yaşaması çok zor olurdu.

Peki doktor 15 yaşında olan çocuktan ne mi istemişti? Tanıdık birilerinden abisi için para bulmasını söylemişti. Gerekli miktarı da söyleyerek onu hastanenin ortasında bırakmıştı.

Yeni evlerinin yerinin yazılı olduğu bir kağıt bulmuştu arabada. Kazadan önce alıp cebine koyması şansıydı. Hastanenin eve yakın olması da bir diğer şansı olmuştu.

İnsanlara sorarak evi bulduğunda, polisin ona verdiği eşyalar arasındaki anahtarla kapıyı açmıştı. Eski evlerinde bulunan şeyler buradaydı. Hızlı olarak kutular arasında bilgisayarını aramaya başlamıştı. Evde kablolu bir internet ağı vardı ve işine yarardı.

Bilgisayarı bulduğunda da, kabloyu bağlayabileceği bir yere kurmuştu. Vakit kaybetmeden de, daha önce babasının iş aramak için girdiği internet sayfasına girmişti. Kendi ile ilgili bilgiler girmesi gerektiğini görünce ilk biraz gerilmişti. Ama daha sonra yanlış bilgiler girebileceği aklına gelmişti. Adı ve soyadı gibi bilgileri doğru girmişti. Yaşı gibi bilgileri ise uydurmuştu. Sonuçta kim 15 yaşında olan birine iş verirdi ki?

Para miktarını yazarak verdiği iş ilanına günlerce dönüş yapan olmamıştı. Parayı kısa sürede bulması gerektiğini biliyordu. Bu yüzden ilana bir ekleme yapmıştı.

"Her işi yapabilirim."

Bu eklemeden yaklaşık bir dakika sonra mesaj bölümde bildirim belirmişti.

"Birini öldürmekte buna dahil mi?"

İlk sadece şaka olduğunu sanmıştı ama gelen cevaplar oldukça gerçekçiydi. Öldürmesi istenilen kişi hakkında verilen bilgilerde kan dondurucuydu. Bir doktor nasıl bu kadar acımasız olabilirdi?

Bu kadar parayı kimsenin kısa sürede vermeyeceği ortadaydı. Abisini kurtarması için yapmak zorundaydı. Yinede akıllıca davrandığı bir kısım olmuştu. Önce parayı almış ve işi daha sonra yapacağını söylemişti. Kaçabileceğini düşünmüştü ama bulunduğu evin adresi ona mesaj olarak gönderildiğinde şok olmuştu. Parayı geri alamazdı. Yapmak zorundaydı.

Parayı doktora teslim ettiği gece, işi yapması gereken zamandı. Nereden bilebilirdi ki sabah parayı verdiği doktorla, acımasız doktorun aynı kişi olduğunu? Bu sabrının son noktası olmuştu. 15 yaşında ilk defa eli kana bulanmıştı. İsteyerek yaptığı bir şey değildi. Abisini kurtarmak istemişti sadece.

Peki bu ona ne getirmişti? Abisi kurtulmuş muydu? O da ailesi gibi can vermişti.

Daha kötü şeylerin başlangıcıydı. Mesela o gece öldürdüğü ilk beden o doktor olmamıştı. Evde olmaması gereken bir bedeni daha öldürmüştü. Ardından ise ona bu görevi veren kişiler tarafından, orta yaşlarda bir adamın yanına yerleştirilmişti. O evde kaldığı her gün, iyi bir doktor olmak için çalışmıştı. Ayrıca bir gün kurtulacağını da hayal etmişti.

Yıllar geçmesine rağmen hala işin içerisindeydi. Çünkü bataklıktan kurtulmak için çırpınırsan bir işe yaramaz, daha çok batarsın. Sabit kalmak ve kurtaracak bir dal beklemek gerekir.

Yanlışlarım varsa özür dilerim. Telefondan yazdığım için kontrol etme şansım pek olmuyor.
Umarım beğendiğiniz bir bölüm olmuştur.
Zhan'ın bu işlere nasıl girdiğini de öğrenmiş olduk, değil mi?

for luffytaroo

are you liar? || yizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin