5.BÖLÜM

9K 870 105
                                    

Çok mu meraklandınız? biraz daha meraklandıralım 😁😈

---------
Motoruna bindi ve elbisesinin geride uçuşması ile tepedeki yerine geldi. Buraya en son babaannesini kaybettiğinde gelmişti. Ondan önce de dedesini kaybettiğinde gelmişti. Şimdi de kendini kaybetmişti Zeynep.

Motorunu park edip, indi. Gözlerini yumduğu an gözünden yaşlar art arda akıyordu. Nasıl güvenmişti, nasıl sevmişti onu. Yere çöktü, elini kalbine koyup, sıktı. “Çıkacaksın buradan. Gerekirse durduracağım bu kalbi, ama çıkacaksın Doruk!” diyerek boşluğa bağırdı. “Senden nefret ediyorum! Bedenimden de sana ait olan kalbimden de nefret ediyorum,” başını toprağa koyup, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.

***

“Ahırın temizliği daha bitmedi-” Aren gördüğü manzara ile susup gülümsedi. Kız bütün ahırı temizlemiş, samanların üstünde uyuyordu. Saçlarına, üstüne yapışan samanlar bile birine bu kadar mı yakışırdı?
Üzerindeki gömleği çıkarıp, tam üstünü örtecekti ki, kız yapılan temasla hemen uyandı ve doğruldu. “Şey uyuyakalmışım.”

“Çok yoruldun sanırım.”
“Evet. Sen neredeydin sabahtan beri yoktun?”
“Benim okulla ilgili işlerim var. Birkaç hafta olmayacağım. Antakya’ya gidiyorum.”
“Antakya mı? Neden? Ne okulu?”

“Mustafa Kemal Üniversitesi’nde Ziraat Mühendisliği okudum ben. İki-üç dersten kalmıştım. Birkaç senedir aksatıyorum, ama bu sene girmeye karar verdim. Bir de malum final haftası. Sınavlar için gideceğim.”

Deniz’in yüzü düştü, “Ne zaman geleceksin?”
“Sınavlar biter bitmez. Hem ne güzel işte benden kurtulacaksın birkaç hafta.” Kızın cevap vermediğini görünce güldü, “Yoksa üzüldün mü bensiz kalacaksın diye. Kıyamam.”

“Ne üzüleceğim be. İşler bana kalacak diye sinirlendim.” Bir öfkeyle kalkıp ahırdan çıkarken, kendi kendine söyleniyordu. “Özleyecekmişim de, kahrolacakmışım da, yolunu gözleyecekmişim de... Daha neler? Ne özleyeceksem senin gibi öküzü?”
Aren ise arkasından bakarken başını sağa sola salladı, “Azıcık bensiz kal da, aklın başına gelsin.”

***
1 AY SONRA...
Günler Zeynep için işkence gibiydi. Ailesi bir şeylerin ters gittiğini anlamış, ama çiçek fuarına gidemediği için olduğunu söyleyip, ikna etmişti. Yine televizyonun karşısında televizyona boş boş bakarken magazinde ismi geçen kişi ile birden oraya döndü.

Annesi de o anda “Aa bu Kenan’ın arkadaşı değil mi kız Zeynep?”
Zeynep cevap vermedi. Sadece televizyondaki adama ve yanındakilere odaklanmıştı.

Sosyetenin ve iş dünyasının yakışıklı bekarı Doruk Türkoğlu, uzun zamandır gece hayatına ara vermişti. Yengesinin dönüşünü ailecek kutlayan Doruk Türkoğlu’nun yalnız olması dikkat çekti. Bu da akıllara kalbini bir güzele mi kaptırdı acaba, sorusunu getiriyor. Kameralarımıza hiçbir açıklama yapmadan, yengesi ve abisi ile mekandan hızla uzaklaşan genç iş adamı akıllarda soru işareti bıraktı.”

Zeynep yerinden kalktı, “Ben yatacağım,” deyip sessizce yerinden kalktı ve odasına gitti. Yorganın altına girdi ve ağlamaya başladı. Hayatında biri mi vardı? Onu da öpüyor muydu kendisini öptüğü gibi? Sarılıyor muydu ona da? Telefonunu çıkardı. Birlikte bir sürü fotoğraf çekilmişlerdi. Onlara bakarak sabahladı. Artık aklı yerinde değildi. Bitmişti her şey. Yapamazdı, bu utançla yaşayamazdı.
Aklına birlikte oldukları gece adamın sorduğu soru geldi, sanki kulağında yankılanmıştı adamın sesi:

Korkuyor musun Zeynep?”
“Hayır. Korkmuyorum Doruk,” diye mırıldandı gülümseyerek ve gözlerini yumdu.

*

TUTKULU AŞK * AŞK SERİSİ II  - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin