14. BÖLÜM

8.5K 813 81
                                    

ÖZLEYENLER ??? En çok kim özlendi acaba?

***
Aren Ferhat’la sorgu odasına girdiğinde adamı görmesi ile sırıttı. Bunu gören Kutay ise öfkeyle adama “Komik olan ne?” diye gürledi.
Aren gömleğinin kollarını yukarı çekti, “Hiç, beni güldürüyorsun,” dedi ellerini masaya yaslayıp.
“Öyle mi?”


“Evet. Hani kendince hayaller kurmuşsun ya böyle, işte Deniz’i kaçırıp, onunla zorla evlenirim diye de düşünmüşsün. Çünkü bende o an ‘Aman madem kızı kaçırdı, artık bırakayım da evlensinler’ diyeceğim sanmışsın. Oturup kahve içeceğim böyle terasımda keyifle. Değil mi koçum?” Adamın yakasından tutup, kendine doğru çekiştirdi. “Benim olanı alacak adam henüz anasının karnından doğmadı!” dedi tıslar gibi, “Duydun mu beni?”

Kutay arkasında bekleyen polis memuruna bakıp, “Bu suç değil mi?” diye bağırdı.
“Ne suç? Ben bir şey görmüyorum. Ayrıca şuan mesaide bile değilim.”
“İkinizi de şikayet edeceğim.”
“Kameralarda da bir sorun varmış Aren, çıkarken bir bak istersen. Senin elinden gelir böyle şeyler.”

“Tabiki amirim, emrin olur. Her iş gelir elimden. Zaten fazla uzun sürmez, sevgilim beni bekliyor. Geç kalırsam canıma okur. Çok kıskanıyor beni çok!” Kutay sinirle kıpırdanınca, “Kıpırdanmasana ya, ağa takılmış sazan balığı gibi.”
Ferhat yüzünü buruşturdu, “Yok ya, şu sevimsiz pörtlek gözlü balıklar varya, onlara benziyor. Ben onları hiç sevmiyorum.”

Aren adama bakıp, başını salladı, “Evet ya, çok çirkin balıklar onlar.” Adama döndü, “Sen anlar mısın balıktan?”
“Bırak beni!” diye bağırdı Kutay.
“Ama sende hep beni sinirlendiriyorsun, sonra da adım ‘dövdüye’ çıkıyor. Yok Aren kutu kutu penseyi dövdü, yok Aren kötü davrandı diye şikayet ediyorsun arkadaşlarına. Ayıp ama...” dedi ve ilk yumruğu suratına geçirdi.

...

Sorgudan çıkarken Aren elini ovalıyordu, “Sonuncusunu vururken acıdı biraz,” dedi.
“Duvar tırtıklıydı ondandır.”
“Evet, düzletin o duvarları. Canıma yazık yani.” Sonra arkadaşının omzuna elini koydu, “Baksana gel sana bir yerde kahve ısmarlayayım.”

“Kahve? Neye borçluyuz şehre inip, kahve içişini?”
Aren güldü, “Ya sevgilim sanırım şu ‘günaydın’ mesajları ile ‘üstünde ne var’ konuşmalarına bayılıyor. Bana telefonda bakarız. Sen anlarsın.”
Ferhat kahkaha attı, “Kullanıyorsun şu an ama sen beni.”

Aren kafasını kaşıdı, “Aynen öyle yapıyorum. Huyum kurusun.”
“İyi bakalım hadi gidelim.” Bir an durup arkadaşına baktı, “Aren!”
“Efendim.”
“Yıllar sonra seninle görüşmek güzel.”
Aren’in yüzündeki gülüş hafifçe soldu, “Seninle de dostum. Görüşmek çok güzel.”

***

Doruk Aren’in aklına gelen müthiş ayrıntı ile sonunda bugün karısının yanında uyuyabilecekti. Bu yüzden de normalinden fazla mutluydu. Zeynep ona bakıp gülümseyen adamı görünce kaşlarını çattı.
“Ne oluyor?”
“Hiç, seni izlemek hoşuma gidiyor,” dedi.

“Cıvık oldu bu da başıma iyi mi?” deyip başını sağa sola salladı, sonra birbirlerini öldürecekmiş gibi bakan Gülşen ile Deniz’e çevirdi bakışlarını. “Deniz canım duş al istersen iyi gelir.”
Deniz Zeynep’e bakınca birden gülümsedi, “Ay canım arkadaşım, hep beni düşünüyorsun. Aren’i bekliyorum merak ettim de.”

Zeynep gülümsemesini gizlerken, Gülşen hemen karşı atağa geçti. “Zeze’m gelsene fotoğraf çekilelim. Çoktandır paylaşmıyoruz.” Kızı kollarına çekerek selfie yapıp, hemen sosyal hesabına ekledi. “Ne yazalım altına?”
Zeynep bir an düşündü, “Bilmem,” dedi gülümseyerek.
“Hah, buldum.” Derken hemen sesli bir şekilde yazdığını söyledi, “Herkes arkadaş olur, ama dostluk yıllar isteyen bir mertebedir.” Çevirip Zeynep’e gösterdi. “Nasıl ama?”
Zeynep başını sağa sola salladı, “Delisin yemin ederim.”

TUTKULU AŞK * AŞK SERİSİ II  - FİNALWhere stories live. Discover now