20. BÖLÜM - TUTKULU MUTLU SON

10.5K 840 121
                                    

SONUNDA FİNALİ YAZABİLDİM :( İnanın 8 kere yazıp sildiğim bir bölümdü :)
umarım beğenirsiniz :) yorumlarda görüşürüz.


MELEK HANIM & SADIK BEY FİNAL

Aren, Ferhat ve Doruk höpürdeterek kahvelerini içerken Sadık bey homurdanıyordu. Melek hanım ise yüzünü yelliyordu. Bu altı deliye neden uymuştu acaba?


Aren hafifçe öksürdü, “Efendim sebebi ziyaretimiz belli, gençler-pardon yaşlı kurtlar sevişip-hatta bayağı bayağı sevişip koklaşıyorlar malum-”
“Aren!” dedi Sadık bey ona ters ters bakarken.
“Ne yalan mı konuşayım?”

“Yok, üstü kapalı konuş. Dümdüz iste işte. Ne giriyorsun özele. Size uyan aklıma da sıçsınlar zaten,” diye homurdandı.
“İşte konuyu hepiniz biliyorsunuz,” dedi gülerek, “Nazlı kızımız Melek’i, yok nazlı olmadı, Melek kızımızı, bizim yaşlı kurt Sadık oğlumuza istiyoruz.”
Doruk kahvesinden bir yudum daha aldı, “Evi, barkı, işi, gücü var mı?”

“Var çok şükür. Kızımızı yaşatır yani.”
Melek hanım sabır çekerken, Sadık bey küfrediyordu.
“Anladım. Peki,” derken dudaklarını birbirine bastırdı, “Fonksiyonlar ne alemde, yani kızımız sonuçta daha genç-”

Melek hanım elindeki tepsiyle adama vururken, Sadık bey “Çüş!” diye bağırdı. “Sanane lan benim fonksiyonlarımdan?”
“Ama babaannemi vereceğim,” derken kendini tepsiden korumaya çalışıyordu, “Ya dur babaanne ya!” dedi tepsiyi tutarken, “Genç benim babaannem, ihtiyaçları var!” dediği an kadın terlik fırlattı bu sefer.

“Size uyup, böyle saçmalıklara giren de kabahat!” diye bağırdı ve ayağa kalkıp “Gel Sadık, tak şu yüzüğü bitsin bu maskaralık!” dedi.
Sadık bey cebinden yüzük kutusunu çıkardı ve kutuyu açtığında kadın gördüğü yüzüğe inanamadı. “Aa.. ama bu... Ben atmıştım. Hem de...”

“Biliyorum, bende ordaydım o gün Melek. Boşandığımız gün bana ‘evet’ dediğin yerdeydim. Sana evlenme teklifi ettiğim tarlada. Yüzüğü çıkarıp fırlatmıştın. Ben de sabahtan akşama kadar o yüzüğü aramıştım ve buldum. Bana yeniden evet diyor musun?”

“Bir tek sana, ömrümün sonuna kadar yine sana ‘evet’ diyorum.”
Islık ve alkışların arasında Sadık bey Melek hanıma yüzüğü taktı ardından da “Öp! Öp! Öp!” diye bağıran gençlere bakıp, kadının dudağına küçük bir öpücük kondurdu, ertesi günü de nikah dairesinde gidip, yeniden nikahlarını kıydılar.

AREN&DENİZ FİNAL

Bir denizde kum tanesiysen,
Haddini bileceksin.
Eğer o deniz seni içine alıp, gizlemişse,
Üzerindeki her ayak izini dalgalarıyla silip geçmişse
Ve karadaki tüm kayalara sertçe çarparken
Seni yumuşacık bir şekilde okşuyorsa
Başka yolun yok, onu seveceksin...

Ben kum tanesiyim,
Sen benim denizim...
İçinde sakla beni,
Binlerce kum tanen olsa da
Ben senin bir tanenim...

*

Aren heyecanla kravatını bağlarken, diğer odada Deniz’in çiçekten yapılmış tacı takılıyordu. Aren’in elleri titrediği için kol düğmelerini takamamıştı. Bunu gören Doruk gülerek yardım etti ona. Deniz ise küpelerini takıp, son haline baktı. İkisi de mükemmellerdi.

Gelinliğinin önü kısacıktı, o kadar ki kasığının hemen altında bitiyordu. Belinde su yeşili bir kuşak vardı. Arkası ise uçuş uçuş bir tülden oluşan uzunlukla süslenmişti. Kısaca Aren’le birlikte hayallerinin de ötesinde bir gelinlik seçmişlerdi, ilk gördüğü an ‘İşte bu!” dedirtmişti gelinlik ona ve bahçede de aynı hayalindeki gibi sade ama son derece sevimli bir organizasyon yapmışlardı. Zeynep çiçeklerle harikalar yaratmıştı.

TUTKULU AŞK * AŞK SERİSİ II  - FİNALWhere stories live. Discover now