19.BÖLÜM

6.4K 659 67
                                    


Kenan beş dakikadır cama vuruyor, ama ne Gülşen ne de Ferhat hareket etmiyordu. Artık öfkelenmişti ve resmen yumrukluyordu camı, "Lan ayı mıyım ben sizi ölü sanıp gideyim? Aç şu kapıyı Gülşen!" yine ses gelmeyince Kenan arkada korkarak bekleyen ekibe döndü, "Bunlar manyak mı?"


Aren elini kaldırdı, "Ferhat'a ben kefilim, az manyak. Ama Gülşen aklı başındaydı en son. Onu bilemedim."


Kenan en son delirme noktasındayken "Gülşen! Görüyorum seni!" diye bağırdı içeri doğru.


Gülşen dayanamayıp camı açtı ve abisine "Başka tarafa bak, görme o zaman!" dedi çemkirir gibi, "Hayır, görüyorsun cevap vermiyoruz, az gururlu ol canım!"


"Gururuna başlatma Gülşen!" deyip elini içeriye soktu ve kapıyı açarak kız kardeşine kaşlarını kaldırıp baktı.


"Valla çok zekice bir hamleydi."


"Yok sevgili kardeşim, seninki çok aptalcaydı. Çıkın dışarı şimdi."


"Biz şey hakkımızı kullanacağız."


"Lan yarışma programımı bu? Joker hakkı olarak babamı arayalım istersen."


Ferhat oflayarak arabadan indi ve adamın karşısına geçti. Hayır neden kıza uyup saklanmıştı onu da anlamıyordu. Saklanmak bile değildi, kabak gibi ortadaydılar.


"Selam ben Ferhat Kutluay, yirmi dokuz yaşındayım, amirim, bekarım, yarışmaya İstanbul'dan katılıyorum. Kız kardeşinize talibim ve seyirciye sorma hakkını kullanıp, son kararı size bırakıyorum. Bence ilk etapta babayı karıştırmayalım."


"Ben seni sülalenle bir karıştıracağım ki göreceksin gününü!"


"Konuşalım mı?" dedi Ferhat gülümseyerek. Arada sevimli olmak işe yarardı, her ne kadar nefret etse de!


"Lan iki saattir ben onun için debeleniyorum zaten! Vuracak değilim sizi!" deyip sabır çekti, "Allah Allah ya, eşkıya yaptılar beni yemin ederim." Sonra ikiliye baktı, "Hadi geçin içeri!"


Ve Kenan onları dinlerken, bir yandan da başını sağa sola sallıyordu. Ama kız kardeşinin gözlerindeki aşkı da adamın ona bakan sevgi dolu bakışlarını da görüyordu ve bu yeterliydi onun için.


"Öyle işte, kısaca seviyorum ve Gülşen'le evlenmek istiyorum."


"Tamam kardeş, al aileni gel. Adet neyse yerini bulsun."


Ferhat ile Gülşen birbirlerine sevgiyle baktılar. Kavgayla başlayan bu ilişki önce aşka, sonra tutkuya en sonunda da tutkulu bir aşka dönüşmüştü ve bunun sonu mutluluktan başka bir kapıya çıkmayacaktı.


***

"Bu nasıl?" dedi Doruk mavi beşiği göstererek.


Zeynep yüzünü buruşturdu, "Ya mavi istemiyorum," dedi dudaklarını büzerek.


Doruk ofladı, "Lan erkek çocuğu bu, ya ne alacağız pembe mi?"


"Yok da böyle beyaz, üzerinde yeşil ya da sarı dokunuşlar olan bir şeyler olsa?"


"Hayır! Sarı ne ya, civciv mi bu? Ben oğluma mavi alacağım, hatta lacivert."


"Yok mor! Hatta siyah! Ya delirtme beni Doruk. Beyaz istiyorum ben."


En sonunda ikisinin de kararı (!) ile sade beyaz bir bebek odası alınmış ve sıra hastane çıkışına gelmişti.

TUTKULU AŞK * AŞK SERİSİ II  - FİNALWhere stories live. Discover now