Gün 38

8K 470 136
                                    

Çok eskiden bu dünyanın iki kişilik olduğuna dair bir şey okumuştum. Kendi ruh eşini bulunca gerçekten yaşadığını söylüyordu okuduğum şey.

O zamanlar cidden bu çok garip gelmişti. Ta ki düne kadar. Yıllar önce okuduğum şey doğruydu.

Ben bunca zamandır gerçekten yaşamamıştım. O benimle değilken ben yarımdım, eksiktim.

Sanki o benimle olunca yarım kalan her şey tamamlanmıştı ve hayatım yoluna girmişti.

Bunu çok açık bir şekilde kalbimin en derinlerinde hissettim.

Bu dünya iki kişilikti.

Ve biz o iki kişiydik.

Dün hayatımda yaşadığım en güzel gündü. Evet bu açık ve netti. Hayatımda hiç bu kadar mutlu olmamıştım, hiç bu kadar zamanın durmasını istememiştim, hatta ağlak ben bile hiç bu kadar mutluluktan ağlamamıştım.

Onunla dönme dolaba binmek, ellerimi tutması, dönme dolabın en tepede durması ve dakikalarca konuşmadan onu izlemem..

Hepsi çok güzeldi. Hatta o kadar güzeldi ki şu an düşündüğümde rüya gibi geliyordu.

Şu an saat 14 civarı idi. Sabah Egehanla günaydınlaşmıştık. Ve ben uyandığımdan beri yataktan çıkmamıştım. Çıkmakta istemiyordum.

Sadece uzanmak, dünü düşünmek ve resimlerine bakmak istiyordum.

Derken telefonum onun zil sesiyle öttü. Dudaklarım yukarı kıvrılırken elimi telefonuma uzattım.

Egehan: Akşam arkadaşlara sözüm var, biraz görüşsek mi birazdan, özledim seni

Hayat işte. Böyle bir mesaj alacağım, daha doğrusu Egehandan böyle bir mesaj alacağım asla aklıma gelmezdi.

Bir dakika.

Özledim seni mi.

Daha dün görüştük.

Hissettiğim şeyin aynısını hissetmesi..

Bende onu özlüyordum. Hatta dün bizim evin kapısında ayrılıp eve girince bile özlemiştim. Yani saniyeler içinde..

Mesajına hala cevap vermediğimi fark edip hemen onla olan sohbetime tıkladım ve sırıta sırıta mesaj yazdım.

Beril: "Yarım saate bahçede?"

Az önce yataktan çıkmak istemeyen Berile nolmuştu acaba?

Egehan: "15 dakikaya bahçede?"

Tam cevap verecektim ki bir mesaj daha geldi.

Egehan: "Özledim, 15 dakika çok bile"

Sen böyle yazınca ben 15 dakikada bu mesajı düşünüp mü sırıtayım yoksa hazırlanayım mı?

Bu nasıl bir duygu böyle.

Midemde kelebekler çarpışan araba sürüyor gibi, veya kalbim kanat takmış uçuyor gibi.

Bu çok güzel bir duygu.

Mesajına kalp atıp hemen yataktan fırladım. Tuvaletteki işlerimi hızlıca halledip üzerime tayt ve uzun salaş bir tişört giydim. Saçlarımıda tepede bağladıktan sonra hazırdım.

Anneme her zamanki gibi bakkala gideceğimi söyleyip kapıyı açtım ve dibimdeki Egehanla karşılaştım. Evet tam olarak dibimde çünkü kafamı göğsüne çarpmıştım.

Pörtleyen gözlerimle hızla evden çıkıp kapıyı kapattım.

"Manyaksın Egehan"
Dediğimde gülümsedi.
"Beni bu hale sen getirdin Beril"
Dediğinde ise sadece yutkunabildim. Acaba bayılırsam beni taşıyabilir miydi?

"Hadi"
Diyip elimden tuttu ve beni asansöre doğru çekiştirdi.

Keşke ellerinden birisini evime götürebilseydim.

Asansöre bindiğimizde ellerimiz ayrılmıştı.

"Nereye gidelim"
Diye sordu.
"Anneme bakkala diyip çıktım, az vaktimiz var"
Dediğimde suratı düşmüştü. Bir şey demedi. Asansörden çıktık. Sonra bina ve siteden çıktık.

"Nereye gidiyoruz"
Diye sorduğumda
"Şu köşedeki parka gidelim bari"
Diye mırıldandı. Baya bozulmuştu.
"Egehan daha dün saatlerce dışarıdaydım, o yüzden bakkal demek zorunda kaldım"
Dediğimde kafasını aşağı yukarı salladı.

2 dakika içinde parka gelmiştik. Burası çok ağaçlık bir alandı. Büyük bir ağacın dibine oturduk. Etrafta yürüyüş yapan 1 2 kişi dışında kimse yoktu.

Hala suratı asık olan Egehanın yüzüne elimi uzattım ve hafifçe yanağını okşadım.
"Bende daha çok vakit geçirmek isterdim bunu biliyorsun"
Diye mırıldandığımda kafasını hafifçe aşağı yukarı salladı ve yanağındaki elimi tuttu. Sonra da avucumun içini öptü.

Kalbim erirken gözümden bir damla yaş süzülmüştü.
"Çok güzelsin"
Diye mırıldandığım sırada öptüğü elimi sımsıkı tutuyordu.
"Sen birde benim gözümden kendini gör"
Dediğinde hafifçe gülümsedim.

Umarım bir gün heyecandan bayılırsam beni taşıyabilirdi. Çünkü bayılma olasılığım gittikçe artıyordu.

"Neler yaptın bugün?"
Dediğinde
"Hiç öyle sıradan bir gündü"
Dedim. Asla yataktan çıkmadım ve saatlerce dünle seni düşündüm diyemezdim ya.
"Sen ne yaptın?"
"Dünü hatırladıkça sırıtıp durdum"
Böyle bir cevap vermesini asla bekliyordum.

Konuşmama izin vermeden devam etti.
"Evdekiler ne oldu diye sormuyor, kim diye soruyorlar"
Dediğinde ağzım açılmıştı.
"Söyledin mi"
Diye şaşkınlıkla sorduğumda çenemden hafifçe ittirip ağzımı kapadı ve
"Henüz söylemedim"
Dedi.
"Bence söylemek için acele etmeyelim, çünkü benim ailem hazır değil"
Kafasını aşağı yukarı sallayarak beni onayladı ve
"Sen nasıl istersen"
Dedi.

Biz havadan sudan sohbet etmeye devam ederken telefonum çaldı.

Ekrandaki "Annem" yazısını görünce yavaşça saate baktım. 35 dakika olmuştu. Markete gidip gelmem ise taş çatlasa 15 dakika sürerdi.

Hemen telefonu açtım ve endişelenen anneme ufak bir yürüyüş yaptığımı söyleyip telefonu kapadım.

Egehan
"Zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık"
Dediğinde kafamı aşağı yukarı salladım ve ayağa kalkıp bana elimi uzatan Egehanın elini tutup bende ayaklandım.

Parkın karşısındaki minik bakkalı işaret edip
"Bari şurdan birkaç çikolata alayım da gidelim"
Dediğimde beni onayladı.

Çikolataları aldık hatta bir tanesini yolda yedik.

Onla çikolata yemek bile bir başkaydı.

Asansör bizim katta durduğunda ise veda vakti gelmişti.
"Haberleşiriz"
Deyip kollarını belimi sardığında sarılışına karşılık verip kokusunu içime çektim.
"Haberleşiriz"
Diye mırıldandığım sırada yanağıma ufak bir öpücük konduruyordu.

Küçük bir çocuk gibi gülümsedim ve ikimizde asansörden indik. O merdivenlere yönelirken bizim evin kapısının önüne gelmiştim.

"Seni seviyorum"
Diye sessizce söylediğimde gülümsedi.
"Seni seviyorum"
Diye sessizce karşılık verdi.

Minik bir öpücük attım.

Gülümsedi.

Öpücüğüme karşılık verdi.

Gülümsedim.

×

Hepinize merhaba arkadaşlar. Muhtemelen birçoğunuz bu saatte uyuyorsunuzdur. Umarım güne yeni bölümü görerek uyanmak sizi bir nebzede olsa gülümsetir. Telefonuma uygulamayı indiremiyorum ve laptopum tamirde. Yeni bölümü annemin telefonunu kullanarak yayımlıyorum. Anlayacağınız birtakım aksiliklerden dolayı da iyice gecikti yeni bölüm yayımlama zamanı. Bunun için kusura bakmayın. Hala burada olduğunuz için teşekkürler. Sizleri seviyorum. Yeni bölümde görüşmek üzere.

Asansörde 90 GünWhere stories live. Discover now