9|

509 64 49
                                    

             
9| Sende duyuyor musun?

••••••••••••~♪

Gitmeyi istediğim o yere geldiğimde, kapının biraz uzağında bulunan camlara doğru ilerledim.

Kısık kısık gelen keman sesi, cama yaklaştıkça daha iyi duyulmaya başlamıştı. İçeride bulunan görüntüyü görmek için sabırsızlanarak, camdan ileriye kafamı uzattım. Salonun içi neredeyse tamamen doluydu. İnsanlar art arda oturup, kemanın verdiği haz ile beraber bu müzik şölenini seyrediyorlardı.

Aslında zhan'ın tek başına sahne verdiğini düşünmüştüm. Ama bir grubu varmış.

O bir grup sanatçının arasından zhanı aradım. Oldukça hoş giyimli beş farklı kişinin en ortasında zhan vardı. Hepsi aynı tür keman çalsada her birinin tınısı ayrıydı. Sol arkadaki oğlan fazlaca zevk alıyor gibiydi. Arada bir durup gülüşünü eli ile kapatıyor, sonra kaldığı yerden devam ediyordu.

Zhan'ın ise diğer oğlandan ayrı, notaların üzerinde parmakları eğlenirken, suratı pek de öyle gözükmüyordu. Sahnedeki duruşunun verdiği güzelliğine karşın dalıp gitmişken, yanıma yaklaşan Yang usulca koluma dokandı,

"Bizi müzik dinlemek için buraya getirdiğini sanmıyorum dostum."  dedi, imalı bir tavır ile.

Kolunu aşağıya ittirirken cevap vermedim. Sadece önüme döndüm ve zhan'ı seyretmeye devam ettim.

Ona karşı hislerim o her kemanın ince tellerine dokunurken daha da artıyor gibiydi.  Kalbimin atışlarını duyuyordu, tüm hücrelerim.

"Sende duyuyor musun?"
Zhan'a ithafen söylediğim sözü bitirken, kemandan bakışlarını ayırıp etrafa göz gezdirmeye başladı. Hem zhanın, hemde zhan'ın sağındakinin, camdaki beni fark etmesi çok uzun sürmedi. Sağdaki kaşlarını çatmış bana bakarken gülümsedi. Tipinden ötürü attığı gülümseme pek de hoş sayılmazdı. Belkide mizacı böyleydi diye geçirdim.

Kafamı yere eğdikten sonra, gözlerini üzerimden çekeceğini düşündüm. Bir süre bekleyip tekrar o tarafa baktığımda; zhan ve diğerleri, tüm seyirciler ile beraber aynı şekilde bana dönmüştü.

"Ah." istemsiz çıkan inleme sesim ile ensemin yandığını fark ettim. Boynumu tuttuğum an tüm bu yer kahkaha sesi ile doldu. Zhan dahil herkes bana bakarak çirkin kahkalarını atıyorken, dehset veren ifademle gülüşlerinin arasında sıkışıp kaldım.

Gözlerimi kapayıp geri açarken, camın iç tarafındaki perde kapandı.

Tekrardan perde camın önünden çekilirken, keman sesleri duyulmaya başladı. Seyirciler tekrar sahneye dönmüşken grup şovuna devam ediyordu. Saniyeler içinde olaylar değişti. Daha yeni olduğu gibi değildi, artık kimse bana bakıp kahkaha atmıyordu. Dudaklarım hafif aralansada göz bebeklerim oldukça büyüdü.

"Burada ne sikim oluyor böyle?" sinirle kükredim.

Yang bedenimi sarsarken,
"Hey?" dedi.

Ona şaşkın ifademle döndüğümde bir şey fark ettim.
Sahnedekilerin, her birinin kemanından çıkan tın artık aynı tonda ve daha tok bir ses idi. Ayırdığım gözlerimi yeniden zhana diktim. O da arada bana kaçamak bakışlar atıyor, her seferinde utanıp başını yere eğiyordu. Elimi tuttuğum yerden çekmeye çalıştığımda acının hafiflemiş olduğunu anladım. Nerdeyse git gide yok oluyordu.

Ensemdeki o his tamamen geçtiğinde yang'a,
"Oh.. sorun yok, iyiyim" dedim.

Başımı aşağı yukarı oynatıp daha iyi olduğumu hissettim. Zhan küçük vuruşlar ile keman çalmayı sonlandırırken, yanındakiler çoktan çalmayı bitirmiştı. Son kez bana baktı. Kemanı yere indirirken, salonda alkışlar yükseldi. Zhan daha önceden de gösterdiği o şok ifadesini yapıyordu bana karşın. Hafif pembeleşmiş suratını gizlemeye çalışıp, hep beraber önündeki seyircilere selam verdiler.

Violinist | YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin