11|

443 63 71
                                    

11| Ölmek mi istiyorsun?

•••••••••••~♪

Açık camın arasından içeriye sızan soğukluk yağmur damlaları ile birlikte üzerimde süzülüyordu.

Üzerime serilmis ince yorgan, sadece bacaklarımı örttüğü icin üst tarafa doğru çektim. Arka taraftan gelen çıtırtı sesleri ile duvara dönük başımı diğer yana çevirmeye yeltendim. Fena halde ağrıyor da olsa bir şekilde öbür tarafa döndüğümde, bulanık görüntünün arasından zhan'ı fark ettim.

Kapıya doğru yürüyordu. Kısık sesim ile seslendim,
"Zhan?"

Yatakta doğrulurken,
"Bekle"

Durup, bedenini geriye çevirerek bana baktı. Suratında hala, kırgınlık belki de bir hayal kırıklığı ifadesi vardı. Söze girecektim ama kafamı çok hızlı kaldırdığım için sızlamıştı, bende bu yüzden hafif inledim ve elimi alnıma dayadım.

Zhan bunu görünce koşarak yanıma yaklaştı. Elimi tutmasını bekledim fakat o sadece uzandı ve ardından hemen geri çekti. Eğilmiş vücudunu düzeltirken,
"Daha iyi misin?"

Olumlu bir şekilde kafamı salladığımda
gülümesedi fakat pekte içten bir gülümseme sayılmazdı. Suratını yere eğerken,
"Özür dilerim."
"Dün söylediklerim için."

"Sorun yok Zhan."

Duymak istediğini iştince doğruldu.
"Gitmeliyim."
"Kendini kötü hissedersen arkadaşını aramalasın."

"Bana ne olduğunu sormayacak mısın?"

Boynunu sol aşağıya kırdı. Bir şey söylemedi ama emindim içinden söylemek istediğini geçiriyordu.
'ne olduğunu biliyorum.'
'biliyorum ama elimden bir şey gelmiyor'

Yerinden kalkıp adımlamaya başlarken,
"Acı çekeceğini söyledim." dediğinde,
"Bir çocuk vardı." aynı anda bende bunu söyledim.

Bakışları yine bana çevrildi. Merak ile seyrederken,
"Dün kemanın tellerine dokunduğumda, karşımda bir çocuk gördüm."
"Keman çalıyordu..."

Zhan yavaş yavaş bana geri yaklaşırken benimde gözlerime minik damlalar hakim olmaya başlıyordu. Yatakta oturur bir pozisyon aldığımda devam ettim,
"Keman denilen şeyin, onu çalarken mutluluk vermesi gerekir."
"İnsanlar sevdiği işi yaparken zevk alırlar."
"Fakat o zevk almıyordu."
"Aksine acı çekiyordu."

"Her dokunduğu notada daha fazla."
"Daha fazla.."
"Daha da fazla..."

"Kanıyordu zhan."
Titreyen ellerimi zorlukla açıp, bulanıklaşan görüntüye bakarken,
"Parmakları zhan.."
"Parmaklarının uçları kanıyordu." dedim.

"Her birinden akıyordu, teker teker, minik parmak uçlarından küçüğün."
"Tellere dokunmayı kesse kanıyor."
"Çalmaya devam etse yine kanıyordu."

Dolan gözlerimi onunkiler ile birleştirdiğimde,
Hıçkırıklara boğulan vücudumu sağlam tutmaya çalıştım.
"Yerler kan gölünden farksızdı"
"Her bir damla küçüğün eseri."

"Zhan..."
"O acı çekiyordu."

Sesim ağlamanın verdiği bozulma ile titriyor da olsa konuşmaya devam ettim.
"Bağırıyor..."

Tıkanan nefesimi almaya çalışırken sürdürdüm konuşmamı,
"Çocuk bağırıyordu."
"Avazı çıktığı kadar."
"Boğazının yırtılacağını bilmesine rağmen."
"Acısını dindirmek için, dindirebileceğini düşünerek."
Deyip ona döndüğümde, bedenimi saran naif bir sıcaklık hissettim. Zhanın kollarındaydım. Kafamı onunkinin yanına dayarken yine duydum o canımı yakan sesi.

Violinist | YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin