0.4

642 79 19
                                    

Yeji evlerinden yeterince uzaklaştığını hissedince bulunduğu yerin yakınlarında bir pansiyon aramaya başladı.

Biraz yürüdü.
Ara sokakların birinde, bir pansiyon dikkatini çekti. İçeri girdi.

Kenarda ufak bir lobi ve resepsiyon vardı ve hemen ilerideki koridorda odalar başlıyordu.
Resepsiyona doğru ilerledi.

"Merhaba, hoş geldiniz."

"Merhaba, ben bir oda kiralamak istiyordum."

Resepsiyondaki bayan önündeki bilgisayara döndü, birkaç işlem yapmaya başladı.

"Tabii, kaç gecelik?"

Yeji bir süre düşündü.
Kaç gece kalacağını kendisi de bilmiyordu.

"Şimdilik bir gece, sonra kararım değişirse artı ödeme yaparım."

"Peki."

Bayan, bilgisayarda birkaç işlem daha yaptı
ve Yeji'ye döndü.

"2. kat, 8 numaralı oda.
Buyurun anahtarınız."

Bayan tam arkasında asılı duram anahtarlardan bir tanesini alıp Yeji'ye uzattı.

"Teşekkür ederim."

"Eşyalarınızı taşımaya yardımcı olmamızı ister misiniz?"

"Hayır teşekkür ederim."

Yeji anahtarı alıp merdivenlere yöneldi.
Bavulu çıkarmak biraz zor olmuştu.
'Keşke yardım isteseydim!' diye geçirdi içinden.

2. kata ulaştığında gözleriyle etrafı taradı.
Çok fazla oda yoktu.
Küçük bir yerdi.

'8' yazan kapıyı görünce oraya doğru ilerledi. Anahtarla kapıyı açtı.
İçeri girdi.

Tam ortada iki kişilik bir yatak,
pencere kenarında bir masa ve iki sandalye,
yatağın sağında bir banyo,
bir televizyon, klima ve birkaç küçük dolap vardı.

Yeji bavulunu kenara yerleştirdi.
Üstündeki ceketini çıkarıp yatağın üstüne koydu. Bilgisayarını da pencerenin yanındaki masanın üstüne koydu.

Saatini kontrol etti.
8.30'u geçiyordu, ilk dersleri olan Beden Eğitimi dersini kaçırmıştı. Ama bu çok sorun değildi.

Hemen üstünü değiştirdi, okulun kıyafet yönetmeliğine uygun siyah etek, beyaz gömleğini giydi ve siyah kravatını taktı.
Ayağına da diz üstü siyah çoraplarını geçirdi.
Siyah botlarını giydi.

Sırt çantasını boşalttı ve gerekli eşyalarını koydu. Saçlarını taramış olmak için taradı ve biraz düzeltti.
Üstüne ceketini aldı, çantasını da sırtına astı.
Telefonunu ve kulaklığını ceketinin cebine koydu.
Kapıyı da kilitleyip binadan çıktı.

Otobüs durağına gitti, şansına bineceği otobüs hemen gelmişti.

On beş dakika içinde okulun önüne varmıştı.
Hızla bahçeyi geçti, okul binasına girdi.
Teneffüs bitmek üzereydi, ikinci derse yetişmişti.

Sunday Curse | yeonjiWhere stories live. Discover now