0.7

590 65 81
                                    

Yeji sabah uyandığında bacaklarında bir ağılık hissetti, oynatmaya çalıştı ama bacaklarını yerinden dahi kaldıramıyordu.

Kendine gelince doğruldu.

Yeonjun bir bacağını kendi bacağının üstüne atmış ve bacaklarına sarılmış uyuyordu.

Yeji kalkmak istedi, ama eğer kalkarsa Yeonjun uyanacaktı. Saate baktı, 7'yi henüz geçiyordu. Okulun başlamasına bir saatten fazla vardı.

Bir süre daha yatmaya karar verdi.

Kafasını yastığa geri koyduğu gibi telefonu çaldı. Ryujin arıyordu.

"Saatin kaç olduğundan haberin var mı?"

"Evet saat 7.06.
Sana da günaydın!
Beni akşam niye aramadın?"

Yeji bunun hesabının sorulacağını çok iyi biliyordu, o yüzden sakindi.

"Unutmuşum."

Ryujin bir an için sessizleşti,
Yeji tırsmıştı.
Bu sessizlik fırtına öncesi sessizlikti çünkü.

"Ne demem unuttum?!
Tek başıma çalışamadığımı biliyorsun!
Senin yüzünden sınavdan düşük alıcam!"

"Yah, bağırma."

"Niyeymiş o?!"

"Uyandıracakasın çünkü."

"Kimi?"

Yeji bir anlığına bacaklarına sarılmış uyuyan Yeonjun'a baktı. Bunun açıklamasını nasıl yapacağını bilmiyordu.

"Hiç canım, komşuları."

"Yemezler, söyle bakalım kim var yanında?"

"Hiç kimse ya, öyle hani uyuyan varsa uyanmasın diye."

Yeji yalan söylemek konusunda aşırı kötü olduğunu bir kez daha kanıtlamıştı.

Ryujin asla inanmadığını belli eden ses tonuyla cevap verdi.

"Yeji...
Dökül! Kimin yanında kalıyorsun?"

Yeji bıkkınlıkla nefes verdi,
kaçışı yoktu görünüşe göre.
Ryujin, yine bildiği Ryujin'di ve her türlü öğrenirdi.

"Yeonjun'un..."

"O kim be?"

"Ya maçta hani karşı takımda, sarı saçlı, uzun boylu bir çocuk vardı. O."

"Ne?! O taş mı?
Oha kızım, sen de az şanslı değilsin hani!"

"Bağırma!
Uyanacak."

Yeji eliyle telefonun sesini kapatıp Yeonjun'a baktı. Biraz yerinde kıpırdadı ama sonra yine uyumaya başladı.

"Ooo, şimdi siz-"

Sunday Curse | yeonjiWhere stories live. Discover now