₪ Bölüm 18 | Overdose Feelings | KaiSoo Special |

17.5K 1.1K 234
                                    

Y/N: Ve tekrar bir KaiSoo special. Aslında bu bölümü ekleyip eklememek arasında gidip geldim. Sonuçta hikayede çok az KaiSoo vardı. Bu yüzden yapmam gerektiğini düşündüm ve karşınızda KaiSoo speciall. Umarım seversiniz biraz kısa oldu fakat hikayeye pek dahil olmadıkları için özel bir hikayeleri de yok. Ayrıca finale az kaldı haberiniz olsun. 

"Hey Jongİn cidden eskisinden çok farklısın farkındasın değil mi? Ah tanrım, hatırlıyorum da Kyungsoo'ya çektiren Jongİn'i. Şimdi ise sadece kölesi gibisin peşinde dolaşıp isteklerini yapıyorsun. Oh, Kyungsoo mu artık üstte. Dominant o mu oldu?" Taemin arkadaşının aklını karıştırmaya yetecek cümleleri söylerken pek de önemsediği söylenemezdi. Sadece Jongİn'in üniversitedeki halleriyle şimdi ki davranış şeklini karşılaltırdığında arada bir uçurumun olduğunu görüyordu Taemin. 

Yine de pek de umrunda değildi işte. Kendi ilişkisi gayet iyiydi. Jongİn nasıl davranmak isterse istesin. Ama onun dikkatsizliği yüzünden Jongİn bir kaç gün aklında bu cümleleri tekrar etti. 

'Kyungsoo mu dominant? Sen artık kölesin' Jongİn sinirle saçlarını karıştırdı ve bütün suratına bulaştırarak dondurma yiyen Kyungsoo'ya baktı. Hadi ama, herkes bu sevimlilik karşısında köle olurdu. 

Kyungsoo kahkaha atarken kaşığı ağzına sokmaya çabalıyordu. Tanrım, kendine eziyet mi ediyor yoksa yemek mi yiyor belli değildi. 

Yine de Jongİn her şeyi bir kenara bırakıp eski halini ortaya çıkaracaktı. Kyungsoo'nun peşinde koşan değil, koşturan halini. O zamanları özlüyordu aslında. Gerçekten de, düşününce fazlasıyla değişmişti. Kyungsoo onu değiştirmişti. Ama tabi ki asla Jongİn bunu bir olumsuzluk olarak düşünmemişti. Sadece değişmişti işte. Evlendikleri andan itibaren Kyungsoo onun hayatının odak noktası olmuştu. 

İlişkileri çok uzun süredir devam ediyordu yine de aşklarının bu denli güçlü olması bir çok insanı şaşırtıyordu. Asıl sebep ikisi içinde sadece birbirlerinin olmasıydı. Kyungsoo hiçbir zaman başka bir erkeğe bakmazdı. Jongİn de öyle. Birbirlerine sadıkları, Jongİn Kyungsoo'ya aitti. Kyungsoo da Jongİn'e. 

Bu yüzden Jongİn zaman geçtikçe tamamen Kyungsoo odaklı yaşamaya başlamıştı. İş dışında gününü Kyungsoo'yla geçiriyordu ve hiçbir zaman bundan sıkıldığını söyleyemezdi. Mutluydu, fazlasıyla. 

Fakat biraz değişiklik de kötü olmazdı. 

"Jonginiee bana peçete getirir misin?" Kyungsoo sonunda dondurmasını bitirdiğinde sordu. Bütün suratı dondurma kaplıydı ve Jongİn ona yaklaşıp dondurmaları yalamamak için kendini zor tutuyordu. 

"Sen alabilirsin değil mi? Meşgulum" Jongİn uzun süre sonra ilk kez Kyungsoo'nun rica ettiği bir şeyi yapmadı. 

Kyungsoo'nun surat ifadesi değiştiğinde Jongİn yutkundu. Kısa olan kalktı ve peçeteyi alıp tekrar yerine oturdu. Pekala Jongİn diğer seçenekte olacakları gözden geçirdi. 

Peçeteyi Kyungsoo'ya uzatacaktı ve Kyungsoo kalp gülümsemesi ile kendisine teşekkür edecekti. Daha sonra Jongİn'i kendisine çekecekti ve onu öpmeye başlayacaktı. Dudaklarının şişmesini sağlayacak kadar uzun bir öpüşmeden sonra ise sarılarak film izleyeceklerdi. Evet geçen hafta olanlar bunlardı ve Jongİn şimdi kendini fazla boş hissetmişti. 

Yine de böyle olmalıydı değil mi? Yani, dominant? Bu dominantlık mıydı ki? Herneyse...

Jongİn koltuğa uzanmış Kyungsoo'ya baktı. Televizyondaki her neyse onu heyecanla izliyordu. Ne heyecan ne heyecan ki arada gözleri kayıyordu. Jongİn gülümsedi ve yerinden kalkıp Kyungsoo'yu kucakladı. Kısa olandan bir kaç sızlanma gelse de Jongİn umursamadı.

Kyungsoo Jongİn'in kucağında kıpırdanıp kafasını Jongİn'in kaslı göğsüne yasladı ve suratındaki gülümsemeyle gözlerini kapattı. 

*****

"Getirdiiim" Kyungsoo'nun şirin sesi odada yankılandığında Jongİn gözlerini önündeki kağıtlardan ayırdı ve kendisine ilerleyen Kyungsoo'ya baktı. Anında suratında bir gülümseme belirirken Kyungsoo kağıtları masaya bıraktı ve Jongİn'in kucağına oturdu. Bacaklarını iki yandan sarkıtarak iyice Jongİn'e yaklaştı. 

"Bugün nasılsın?" Kyungsoo Jongİn'in saçlarıyla oynamaya başladığında sordu. 

"Sanırım mükemmelim" Kyungsoo kıkırdadı ve Jongİn'in dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu. 

"Bu arada asansörde şu sevmediğim çocukla karşılaştım. Min li birşeydi. Taemin'di sanırım. O çocukla arkadaş olmak zorunda mısın? Ondan gerçekten hoşlanmıyorum. Saçma şeyler söyleyip gitti." Kyungsoo somurtarak konuştu. 

"Soo o benim en yakın arkadaşım" Jongİn Kyungsoo'nun bacaklarını okşarken söyledi.

"İşte bende bundan bahsediyorum. Onunla bu kadar yakın olmandan hoşlanmıyorum" Jongİn gözlerini devirdi.

"Bu benim seçimim Kyungsoo" Kyungsoo'nun suratı ciddileşti ve aniden Jongİn'in kucağından kalktı. 

"Ah,haklısın." Kyungsoo gülümsedi ve daha fazla beklemenin gerek olmadığını düşünüp odadan çıktı. 

Jongİn kısa bir 'kendine küfür et lütfen' süresinden sonra iç çekerek geriye yaslandı. Pekala bu hareket kendine ne katmıştı? Hiçbir şey...hatta Kyungsoo'nun gitmesini sağlamıştı. Oysa kısa olan bu kadar yolu sadece Jongİn'in çok da önemli olmayan dosyasını getirmek için gelmişti. Tabi ki de Jongİn Kyungsoo'nun kendisini görmek için geldiğini biliyordu ve bu kadar kısa sürede gitmesi hata yaptığının göstergesiydi. 

*****

Kyungsoo zorlukla torbaları taşırken anahtarı çıkardı ve kapıyı açtı. 

"Bebeğim geldin mi?" Jongİn'in sesini duyduğunda gülümsedi.

"Evet" Bağırdı ve Jongİn'in kendisine ilerlemesini izledi. Kısa sürede ellerinde yüklerden kurtulmuştu. Torbalar ellerini kesmişti ve canını çok yakıyordu. Ellerini ovaladı ve asık bir suratla mutfağa gitti.

"Jongİniee" Aegyo ile söyledi. Jongİn minik bir gülümseme verdi.

"Efendim Soo" Sebzeleri suyun içine yerleştirirken dikkatini Kyungsoo'ya vermeyi denedi.

"Ellerim acıyor" Kyungsoo sızlandı. 

"Ne yapabilirim ki? Neden bana söylüyorsun?" Jongİn umursamazca sorduğunda Kyungsoo şaşkınca ona baktı. 

"Ne var? Başkasına aşık mı oldun? Sıkıldın mı?" Kyungsoo sesini yükselterek Jongİn'in kendisine bakmasını sağladı.

"Neden bah-" 

"Neden bahsettiğimi gayet iyi biliyorsun. Son zamanlarda sorunun ne senin? Beni önemsemiyorsun, sana değer vermeyen arkadaşlarınla benimle geçirdiğinden daha fazla zaman geçiriyorsun ve sanki...biz yokmuşuz gibi davranıyorsun. Bak eğer biri varsa söyle" Kyungsoo kırgın bir sesle söyledi. 

Jongİn derince iç çekti ve saçlarını karıştırdı.

"O aptalı dinlemem başından beri hataydı" Jongİn mırıldandı. Kyungsoo'nun üzülmesinden nefret ediyordu. 

"Kyungsoo ben sadece Taemin denen aptalın sözüne uydum. Bana artık eski halimden bir eser kalmadığını söyledi. Kyungsoo senin efendin olmuş dedi. Ve ben de belki biraz daha sert olursam...diye düşündüm ama aptalcaydı." Kyungsoo gülümsedi. Sevgilisi, ah pardon kocası cidden aptaldı. Ve Kyungsooı cidden Taemin'den nefret ediyordu. 

Aynı zamanda Jongİn farkındaydı. Neden değiştiğinin. Evet Kyungsoo onu değiştirmişti çünkü Jongİn artık birine aitti ve birine sahipti. Eski Jongİn yoktu çünkü o sorumluluk sahibi değildi, aşık değildi, değer veren biri değildi. Ayrıca Kyungsoo bütün bunları hak ediyordu. Aslında bakarsak Kyungsoo da asla Jongİn bir şey istediğinde ona karşı gelen biri değildi. Her şey karşılıklıydı. Jongİn neden böyle aptalca davrandığını bile anlamıyordu şimdi. Sadece odaklandığı tek konu tekrar Kyungsoo'nun dudakları ve sevimli kalçaları olmuştu.

Sonuçta hala Jongin üstteydi değil mi? Sert erkekti işte!

OMG,I'm Pregnant! [#1]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin