3.Bölüm

1.4K 154 73
                                    

"Tam bir orospu gibi görünüyorsun."

Parmaklarımdaki maskara ile kirpiklerimi kıvırırken, gözlerim aynadan odamın kapısında dikilmekte olan ablama kaymıştı. Dağınık topuz yaptığı saçları, elindeki elması, giyindiği şort ve üzerindeki crop askılı üst ile dudaklarındaki kırmızı boyanın kendisinin farklı gösterdiğini düşünüyorsa yanılıyordu. Bakışlarındaki açlıkla harmanlanmış kıskançlık beni tatmin eden tek şeydi.

"Teşekkür ederim, siktir git."

Ablam ardına dönüp gitmeden önce beni son kez süzmüş, "Bir daha sakın günlüklerimi okumaya kalkma küçük böcek," deyip kırmızı dudaklarını birbirlerine bastırmıştı. "Seksi görünüyorsun, aynayla sevişmek yerine def ol artık."

Onun bıraktığı boşluğa bakarak iç çekmiş, bipolar sürtükmüş gibi davranmasına alışmış bir şekilde tekrar aynaya dönmüştüm. Kıvırdığım siyah kirpiklerimin kenarlarını gölgelendirmiştim. Üstümdeki beyaz şort bacaklarımı sıkıca sarmış, kalın askılı salaş tişörtümün üstüne bırakmıştım. Tişört şortumun boyu ile yakın olduğundan bacaklarım ön planda oluyordu ve havaya kaldırıp sağa yatırdığım saçlarım neredeyse yirmi dakikamı almıştı. Şeffaf bir dudak balmı ile parlattığım dudaklarım ve takıp takıştırdığım kolyelerim ile iyi görünüyordum, her zamanki gibi.

Hızlı adımlarla aşağı inip mutfakta reçel yapan anneme kapının önünden seslendim. "Ben çıkıyorum!"

"Geç kalma!" diye karşılık verirken beyaz sporlarımı çoktan ayağıma getirmiş, dışarı çıkıyordum.

Heyecanlıydım. Sıcağı sanki bana cehennemin tüm katlarında ayrı ayrı yanacak bir herif olfuğun için sana ön alıştırma yapıyorum der gibi, yakıcı ısısını her tarafıma yayan güneşe rağmen heyecanlıydım. Yakıcı sıcaklardan nefret etmeme rağmen bu defa güneşe küfür edemeyecek kadar heyecanlıydım hemde. Adımlarım hızını kesmeden, aceleyle karşı kaldırıma doğru yürürken içimden zafer nidaları atıyordum bile. Xiao kahrolası yürüyen seks tanrısı Zhan bana italyanca dersi verecekti ve benim siktiri boktan bir dil fantezim vardı. Onun derin sesinden italyancayı duymak, farklı tonlamalarda kulağıma arsızca fısıldamasını ve bir ispanyol şarkısında benimle dans edip daha sonra yatağına yatırmasını isteme arzumu tetikliyordu. Ona karşı hissettiğim şehvetin boşluğu, sanki onun varlığıyla dolunca bile adeta bir maymun iştahıyla daha fazlasını isteyecek gibi geliyordu.

Onu düşününce bile kasıklarıma düşen ateş yüzünden sokakta imdat, itfaiye takviyesine ihtiyacım var diye bağırmayı bile düşünmüştüm. Sonrasındaysa sakinleştiğime kanaat getirmiş, zili çalmak için uzattığım titreyen ellerim bana tersini söylese de umursamamıştım. Onunla baş başa kalmayı geçtim, onunla baş başa kalma düşüncesi bile cinsellik damarlarımın beynim tarafından elektirk saldırısına uğramasına yetiyordu. Yaşımın ve yaşımın getirdiği tüm ergenlik hormonlarının hakkını layığı ile veriyordum gerçekten.

"Hoş geldin!"

Ve evet, burada geçirdiği ikinci gün olmasına rağmen güneşinden nasibini almış ve kavrulmaya başlayan teni ile, Xiao Zhan kapının önünde belirmişti. Yüzünde nazik bir gülümseme, gözlerinde yerini hiçbir zaman kaybetmeyen ışıltılar ve karşısında vay anasını, kol kasların yüzünden tükürük salgım arşa çıktı diye sızlanan bir adet Wang Yibo vardı. Tam şu an karşısında diz çöküp tamam, kral sensin, bana istediğini yapabilirsin diye yalvarabilirim, yemin ederim. Eğer karşınızda sporcu atleti ve dizlerinin altında biten bir kapri ile duran bronzlaşmaya başlamış bir Xiao Zhan olsaydı, ne demek istediğimi anlardınız.

Adam bir ilahtı ve ben neredeyse on dokuzunda yürürken etrafa testosteron saçan bir ergendim.

"Merhaba," deyip açtığı kapıdan içeri girerken onun gibi gülümsedim. Gözleri üstümdeki kıyafetlerde gezinirken, bakışlarının değdiği her yere akupuntur iğneleri saplanmaya başlamıştı sanki. Sadece bakışları ile hem rahatlıyor, hem geriliyor hemde gözleri üstümde olduğu için tarifi olmayan bir tatminliğin içine giriyordum ve bu döngü çok boktan olduğu kadar harika hissettiriyordu. Giyimime hiçbir şey demeden ev terliklerinden birini bana uzatmış, giyinmemi bekledikten sonra salona doğru ilerlemişti.

Salvatore |yizhan|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin