12. Görmezden Gelmek

2.7K 330 178
                                    

Feridun Düzağaç/Beni Bırakma


"Ayfer, lütfen olay çıkarmayın."

Eski eşini duymazdan gelen Ayfer Hanım, eliyle Çiğdem'i gösterip "Bu yuva yıkan fahişe yüzünden beni boşadın sen. Önce kızımın yuvasına göz dikti. Kızımın yuvasını yıkamayınca bu kez de benimkine göz dikmiş belli ki. Yazıklar olsun sana," diye bağırdı. Yaşlı kadının bağırarak konuşması yüzünden restoranda yemek yiyen insanlar meraklı bakışlarını Çiğdem'in oturduğu masaya doğru yönelttiler.

"Seninle tam da bu yüzden boşandım. Yaşından başından utanması olmayan arsız kadının tekisin. Evladım yaşındaki kızla, beni yakıştırmaya utanmıyorsun hiç?"

Ayfer Hanım, eski eşi ile tartışmaya devam derken Enes dedikkatli bir şekilde Çiğdem'e bakıyordu. Enes ile göz göze gelmemek içinfarkında olmadan Aydın'a doğru yaklaşan Çiğdem'in bu hareketi ile Enes'inkaşları çatılırken kocasının her hareketini takip eden Zerrin uzun süredirgörmezden geldiği acı ve kıskançlığın etkisiyle tüm zehrini Çiğdem'e yöneltti.

"Anne sakin ol. Küçük yılanın göz koyduğu kişi Aydın gibi duruyor. Baksana hemen bir senede şehirli olmuş. Düne kadar türbanlı olan kız iyice açılıp saçılmış."

"Siz, İzmirli olduğunuz için  saçlarınızı açmak en doğal hakkınız oluyor değil mi? Oysa ben, Urfalı olunca saçımı açmam ahlaksızlık oluyor. Öyle mi Zerrin Hanım? Benim, o eve hangi şartlarda kandırılarak getirildiğimi bildiğiniz halde kendi ayıbınızı gizlemek için her seferinde beni günah keçisi ilan etmekten utanmıyor musunuz artık?"

"Utanma mı gerektirecek durum neymiş söylesene?"

Sakin sesine rağmen siniri bakışlarından belli olan kadın, Çiğdem'den gelen cevapla bir defa daha bozguna uğradı.

"Siz, medeniyet görmüş bir İzmirlisiniz. Her koşulda size destek olan bir anneniz var. Üstelik geçen yıl Aydın abinin, Urfa'ya size destek olmak için de geldiğini biliyorum. Bir de bana bakın. Size göre kadının adının bile olmadığı bir şehirden geliyorum. Benim arkamda ne annem var ne de babam. Buna rağmen içinde bulunduğum cehennemden çıkmayı başardım. Peki ya siz, siz neyi başardınız? Sizi aldatmaya hazır, üstelik de şiddet uygulamış bir adamla evli olmayı başarı olarak mı görüyorsunuz? Siz var ya bu ülkede binlerce çaresiz kadının umutla beklediği çareyi elinin tersiyle itmiş zavallının tekisiniz."

Işık ailesi çoktan ayağa kalkmış, Çiğdem'in sözlerinin bitmesini bekliyordu. Genç kız da sözlerini bitirir bitirmez ayağa kalktı.

"Bir daha içi boş evliliğiniz için beni günahkeçisi ilan etmeyin sakın. Bu saatten sonra kimsenin hakkımda kötü konuşmasına izin vermem. Artık karşınızda cahil ve kimsesiz Münevver yok. Ben namusumla, insanca yaşama hakkı istedim sadece. Gördüğüm kadarıyla ne namus ne de insanlık size uğramamış. Umarım bir gün ben ömrümü boşa harcamışım demezsiniz, çünkü o gün geldiği zaman yaşayacağınız aydınlanma hatalarınızı birer birer yüzünüze vuracak. Yaşadığınız farkındalık yüzünden canınız çok yanacak Zerrin Hanım."

Çiğdem, koluna giren Ayla ile birlikte başı dik bir halde restoranın kapısına doğru yürümeye başladı. 

"Seninle gurur duyuyorum."

Oldukça gergin olan kız, nefesini sesli bir şekilde dışarı verdikten sonra güldü.

"Ayla abla, orada heyecandan bayılacak gibi hissettim."

Çiğdem'in diğer koluna giren Kerem Bey neşeli bir sesle "Hep diyorsun ya, iyi ki Aydın abim karşıma çıkmış diye. Ben de iyi ki o gün, Aydın'ın karşısına çıkmışsın diyorum. Bu sayede yıllardır ite kaka devam ettirdiğim evlilikten kurtuldum. Senin hayata tutunma çabanı görünce kendime bu kızı örnek al Kerem, dedim. İnsan iki kere evlenince iki kez boşanmış olmak istemiyor," diyerek güldü.

"İstediğimiz kadar okumuş olalım, istediğimiz kadar yaşamış olalım bir bakmışız toplum baskısı hayatımıza yön verir olmuş. Yanlış düşüncelere savaş açınca da anında parmakla gösterilen biri olup çıkıyorsun."

Aydın'ın tespitine katılan Çiğdem "Mesela namus adı altında kız çocuklarını zorla evlendirmeye kalkarlar. Kızların okumasına izin vermezler. Kızların kıyafetlerine karışırlar. Kızların ne konuşması, ne düşünmesi gerektiğine bile karışırlar, çünkü doğrusunu sadece onlar bilir. Yaptıkları ile kaç tane masum insanın hayatını karartmış olduklarını umursamazlar," dedi.

Annesinin evine döndüklerinde kocasının bir süredir durgun olduğunun farkında olan Zerrin, patlamak üzereydi. İçinde biriktirdiklerini teker teker kocasına haykırmak isterken kadını bu düşüncesinden vazgeçiren kızının sesi oldu. Restorana gittiklerinde oldukça keyifli olan kadın, annesinin evine döndüğünde sinir ve üzüntü karşımı duyguların etkisi altındaydı. Derin bir nefes alıp, kızını kucağına aldı. 

"Her şey senin ve abilerin için bebeğim. Sizin, babasız büyümemeniz için katlanıyorum bu rezilliğe."

Kızını emzirirken elinin tersiyle gözünden akan yaşı silen kadın, kocasının Çiğdem'e olan bakışı ile yıkıldığını hissediyordu.

"Kaç sene geçerse geçsin o kız, baban için ulaşılmaz biri olarak kalacak. İnsan içinde kalan ukdeleri hiç unutamaz değil mi?"

Kızının kendine cevap veremeyeceğinin farkında olan Zerrin, içinde fırtınanalar koparken her şey yolundaymış gibi sustu.

"Uyandı mı benim prensesim?"

Minik bebek, odaya giren adamın sesini duyunca emmeyi bırakıp anında babasına gülümsedi. Kızını kucağına alan adam, oğulları dünyaya geldiğinde hiç yapmadığı işleri seve seve yapıyordu. Kızının gazını çıkarması için karısından öğrendiği hareketleri tekrarlayan Enes, duyduğu sese güldü.

"Omuzun kusmuk olmuş."

Zerrin, kızını kucağına alırken Enes omuzuna bakıp "Kızımın kusmuğundan bir şey olmaz," dedikten sonra kıyafetini değiştirmek için banyoya giderken arkasında şaşkın şaşkın bakan bir kadın bıraktı. Kocasının tekrar odaya girmesiyle birlikte genç kadın, aklını kurcalayan soruyu sordu. 

"Eskiden üzerinde kusmuk var diye bana kızıyordun. Ne değişti çok merak ediyorum?" 

"Çocuklarımın kusmuklarından hiçbir zaman rahatsız olmadım. Farkındaysan anında kıyafetimi değiştirdim, oysa sen saatlerce kusmuklu kıyafetlerle geziyordun. Şikâyet ettiğim konu buydu."

Kızıyla bir süre oynayan Enes, uyuyakalan bebeği beşiğe yatırdıktan sonra yatakta kendini izleyen karısının yanına uzandı. Işığı kapatırken "Seni özledim," dedi. Kocasının öpücüğüne karşılık veren Zerrin, ilk defa ışığın kapalı olmasına şükretti. Eğer kocası yüz ifadesini görseydi aralarında yeni bir kavganın kaçınılmaz olduğunun farkındaydı. O yüzden her zaman yaptığı gibi sorunları hiç yokmuş gibi davrandı ve soluklanmak için kendinden ayrılan kocasına yanıt verdi.

"Ben de seni özledim."

Ağlama isteğini bastıran kadın,  kötü olduğunu bile bile bir adamdan nasıl vazgeçilmediğini benden daha iyi kim bilir acaba diye düşündü,  boğulduğunu hissederken. 

"Bu arzulu halini çok seviyorum bebeğim."

Kocasının sesiyle birlikte Zerrin, boğazına oturan yumru hissi yüzünden yutkunmakta zorlandı.   Mantığını dinlediği takdirde hayatının geri dönülmez biçimde değişeceğini fark eden kadın, en iyi yaptığı şeyi yaptı bir kez daha.  Şehvetin etkisiyle kendine ardı ardına iltifat eden kocasının öpücüğüne karşılık verirken,  kendini mutlu eden yalanlarla dolu  hayal dünyasına adım attı. 

Çiğdem (Tamamlandı)Kde žijí příběhy. Začni objevovat