13. Güçlü Kadınlar

2.7K 330 217
                                    

Tek Başıma/Sertab Erener


Çiğdem, üniversitede birinci yılını geride bırakıp ikinci yıla doğru yelken açarken kendine olan desteğini hiç kesmeyen Selim'in verdiği haberle çok mutlu olmuştu. 

"Ayşe abla, acıktığın zaman mutlaka bir şeyler ye. Sakın aç kalma."

"Fidan, beni rahat bırak Allah aşkına. Heyecandan ölmek üzereyim zaten."

"Rahat bırakın benim güzel karımı."

Deniz, karısına sarılırken Selim de surat asan kendi karısına sarıldı hemen.

"Görüyorsun değil mi? Bir zamanlar Fidan kardeşim diyen Ayşe Hanım artık beni kardeşi değil de görümcesi olarak görüyor."

Çiğdem, imrenerek Selim'in ailesinin oluşturduğu güzel tabloya baktı.

"Bebeğim, sana evimizde kalalım diye söylemiştim. Nankör Ayşe'nin nankör kocası da fırsatını buldukça aynı nankörlüğü bana yapıyor."

Deniz ve Ayşe, nankör kelimesini duyunca Selim'e sert bir ifade ile baktı. Büşra hala keyifle Çiğdem'e dönüp "Sen Ayşe'yi de al git kızım. Yoksa akşama kadar bunların atışması bitmez," dedi. Büşra halanın sözleriyle birlikte Ayşe, gurbete gider gibi sırayla aile üyelerini öperken, Fidan dayanamayıp "Seninle gurur duyuyorum ablacığım. Seni çok seviyorum," dedikten sonra ağlamaya başladı.

"Sen son günlerde fazla sulu göz oldun farkında mısın?"

"Çünkü çok mutluyum. Selim ile hayat o kadar güzel ki."

Fidan'ın sözleri ile gülümseyen Ayşe, kardeşi gibi sevdiği genç kadına sarıldı. 

"Mutlu olmayı sonuna kadar hak ediyorsun güzel kardeşim. Bence kocanı daha fazla bekletme."

"Seni bırakıp gitmek istemiyorum, ama Selim bu gezi için çok hevesli. Geri dönünce ilk iş olarak seni görmeye geleceğim."

Çiğdem, hayata ve iyi insanlara karşı olan inancını daha da sağlamlaştıran aileye bakıp gülümsedi. Fidan'ın yaşadığı onca kötü olaydan sonra yeniden ayağa kalkıp kendine yeni bir sayfa açmasını takdir etti. Aklına aniden Zerrin geldiğin de ise, genç kızın suratı asıldı. Fidan abla ile Zerrin Hanımı kıyaslamak, Fidan ablaya yapılabilecek en büyük hakaretlerden biri olmalı diye düşünen Çiğdem, düşündüklerinden utanıp suratını buruşturdu. 

"Siz hayatımda tanıdığım en güçlü kadınlardansınız. Hikâyeleriniz çok farklı ama azminiz aynı."

"Sen aynada hiç kendine baktın mı ufaklık? Bu hayatta tek başına kaldığın an da yapılan onca haksızlığa tek başına karşı durma cesareti gösterdin. Sakın kendini küçümseme."

Sözlerini bitiren Selim,  bir ağabey edasıyla açından öptü. Selim'in yanında kendini daha iyi hisseden Çiğdem, artık yalnız olmadığını içten içe kendine tekrar etti. 

"Eğer o gün bana yardım etmeseydin, başıma neler geleceğini düşünmek dahi istemiyorum Selim abi."

"Bundan sonra böyle kötü şeyleri düşünme artık.  Sakın unutma yalnız değilsin."

Çiğdem, ikinci yılını da sorunsuz bir şekilde atlatırken Işık ailesi ile daha da samimi olmuştu. Üç gün sonra İstanbul'a gidecek olan kız, hafta sonunda Işık ailesinin evinde misafir olarak kalıyordu. 

Yılların verdiği alışkanlıkla erkenden uyanan kız, duyduğu ağlama sesiyle ne yapması gerektiğini bilemedi. Ağlama sesinin odasının yanında bulunan banyodan geldiğini anlayan Çiğdem, derin bir nefes alıp kapıyı tıklattı. Ses gelmeyince "Kapıyı açıyorum," dedikten sonra banyoya girdi. Lavabonun yanında yere oturmuş ve hıçkırıklarla ağlayan Ayla'yı görünce endişe ile "Ayla abla iyi misin?" diye sordu.  

Çiğdem (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin