Bölüm 19

417 61 21
                                    

Merhaba arkadaslar,

Yeni bolumumuz geldi. Iyi okumalar diliyorum hepinize.

Sevgiler 💞💞💞
***

Kulağıma fısıldayan sesler yavaş yavaş artıyordu. Beynim zonkluyordu. Kötü bir gece geçirmiştim oldukça berbat bir kabusun eşiğinden dönmüştüm. Neyse ki gerisini hatırlamıyordum. Burnuma keskin bir koku geldi dışarıdan geliyordu sanırım. Yatağımda hafifçe gerindim yumuşacık yatağım neden kazık gibiydi? Hayır dedim hayır olamaz. Anında yattığım yerden kalktım. Burası benim odam değildi. Hayır değildi. Karanlık ve basık bir dört duvar arasına hapsedilmiştim yeniden. Köşede bir klozet vardı kokunun kaynağı belli olmuştu.

Lanet olsun bu gördüğüm kabuslardan biri değildi. Kaçırılmıştım yeniden. Ama neden? Berkay son hatırladığım yüz ona aitti. Bunu neden yapıyordu? Alkır bunu öğrendiğinde ona neler yapardı? Bu...bu bir çeşit intikam mıydı? Olmaz bu çok saçma bu çok ileri gidilmiş saçma bir hareket.

Ayağa kalktım buz gibi taşlara değdiği anda parmak uçlarımdan yukarı doğru buz kütleleri de bedenimi sardı. Kahretsin. Dışarıdan gelen homurtuları duyabiliyordum daha net bir şekilde duyabilmek ümidi ile kapıya gittim ve kulağımı dayadım. Konuşmuyorlar da sanki homurdanıyorlardı onları anlamak imkansızdı. Berkay bu işte yalnız değildi birinden yardım almıştı bu kesindi. Dışarıdan gelen seslerde bunun kanıtıydı. Kapının kolunu yavaşça tutup açmaya çalıştım ancak kapı kilitliydi bunu tahmin etmeliydim ama beni bağlamamıştı bir umuda tutunmuştum ama o da boşunaydı.

Meriç ve Can ile samimiydi onlardan biriyle mi gerçekleştirmişti bunu? Ona yardım edecek kadar aptal olabilirler miydi? İnanamıyordum. Haydi o kadar aptallar diyelim ama beni kaçırması için ne gibi bir mantıklı açıklama sunabilirdi ki? Kafayı yemek üzereydim tüm bunların başıma geldiğine inanamıyordum. Olsa olsa gerçekten karabasan olabilirdi. Buna bir son vermeliydim bu saçmalıktan onu vazgeçirmeliydim. Onunla mantıklı bir konuşma yapmalıydım.

Derin ama güçlü bir nefes aldım ve kapıya sertçe vurarak seslendim. "Hey orada kimse var mı?" Elbette birileri vardı ancak Berkay'ın adı ile seslenmekten kaçındığım için direk ona konuşmadım. Şu anda ne düşündüğünü bilmiyordum ona karşı temkinli olmamda fayda vardı. Çok korkuyordum hatta deli gibi korkuyordum. Kalbimin gümbürtüsünü duymak için sessizliğe ihtiyaç yoktu. Kalbim tam ağzımda atıyordu.

Dışarıdaki homurtular bir anda kesildi ve ayak sesleri yerleri dövmeye başladı bir değil iki kişi vardı sanıyorum. Hızla yatağın kenarına doğru yürüdüm ve kapının açılmasıyla kapıya döndüm. Kollarımı önümde bağladım ve içeri giren yabancılara baktım. Yüzleri maskeliydi. Aynı beni kaçıran ilk adamlar gibi. Olamazdı hayır buna imkan yoktu. Korkuyla daha da geriye gidip yatağa çarptım. Berkay o neredeydi? Birisi o muydu? İyi de maske takmasına ne gerek vardı ki zaten onu görmüştüm.

"Neden buradayım? Berkay nerede?" dedim sesimin titreyerek çıkmasına engel olmam mümkün değildi. Bu hissi daha önce de yaşamıştım ve o zaman neler hissediyorsam şu anda aynı şeyleri hissediyordum. Aciz ve savunmasız...

İki adamında yüzlerine dikkatle baktım onlardan biriyse tanıyabilirim ümidiyle. Adamlardan biri öne çıktı ve "ne yapacaksın onu biz varız ya." dedi. Hayır bu evdeki çocuklardan biri değildi. Onların sesine sahip değildi. En azından biri değildi. Maskeden yüzünü göremiyordum ama pis pis sırıttığını anlayabiliyordum ve aklından geçebilecek düşünceleri de.

Söyledikleri ve tavırları içimdeki korkuyu katbekat arttırırdı. Bana dokunabilecek olma ihtimali tüm bedenimin titremesine neden oldu. Ama beni kaçıran Berkay'dı bundan emindim o uykulu halde gördüğüm son görüntü gerçekti. O da onaylamıştı. Bu da demek oluyordu ki beni kaçıran oydu. Bunlar sadece ona yardım eden arkadaşları falan olmalıydı. Yani bana dokunamazlardı Berkay'ın bana olan zaafı kaçınılmazdı. Sonuçta beni Alkır'la olan ilişkimden intikam almak için kaçırmıştı.

Nefti "Tamamlandı"Where stories live. Discover now